Buse Terim Bahçekapılı, henüz 30'larına yeni adım atmış, iki çocuk annesi başarılı bir iş kadını... Biz Bahçekapılı'yı önce Fatih Terim'in kızı olması nedeniyle tanıdık aslında. Ancak sosyal medya ve moda dünyasındaki başarısıyla sektöre kendi imzasını atmayı başardı. Şu an Instagram dünyasının yanı sıra BT Moda ismini verdiği başarılı bir platformun sahibi. Web sitesi buseterim.com.tr'yi bir dijital dergi platformu gibi kullanıyor tabir-i caizse.... Baby On The Go isimli bir bebek patik markası var. e-ticaret sitesi BT Shop, ilk fiziki mağazasını geçen yaz açtı. Festivaller düzenliyor... 10 parmağında 10 marifet olan isimlerden Bahçekapılı... Biz de onunla düzenlediği anne-bebek festivalinden sonra bir araya geldik. Hem sosyal medyayı, hem o günlerden bugüne Türkiye'de dijital içerik üreticilerinin genel durumunu konuştuk.
- Türkiye'de dijital içerik üreticiliğini ilk başlatan, hayatımıza sokan isimlerden birisiniz. 2011 yılında blog'unuzda yazılar yazmaya başladığınızda bugün işlerinizin bu noktaya geleceğini düşünüyor muydunuz?
- Blog yazmaya New York'ta üniversitede okurken hobi olarak başlamıştım. Fotoğraf çekmeyi ve modaya dair tüm yenilikleri yakından takip edip bu alanda keşfettiklerimi insanlarla paylaşmayı çok seviyordum. Tüm bunları bir arada toplayacağım, yakın çevremin okuyacağı bir blog yapma fikri de böyle oluştu. Hobimin bir gün işime dönüşebileceğini tahmin bile edemezdim.
BUGÜNLERİ ÖNGÖRMEK PEK MÜMKÜN DEĞİLDİ
- Ülkemizde blog yazarlığının ciddi bir iş olarak kabul edilmesi sizin vasıtanızla oldu. Blog dünyasının ciddiye alınmasında, gazetelere haber olmasında, moda haftalarında sokak stili ile ilgili haberler yapılmasında etkiniz büyük. Siz neler düşünüyorsunuz bu konuda?
- Öncelikle çok teşekkür ederim bu düşünceniz için. Ben blog yazmaya başladığım dönemde henüz blog ve bloggerlık kavramı Türkiye'de çok bilinmiyordu. Hatta kendi yakın çevrem ve ailem bile bu işin ne olduğunu tam kavrayamamıştı. Dijital dünyanın bugün bu noktalara gelmesi ve dijitalde yapılan tüm işlerin tohumları o dönem blog yazarlığı ile başladı. Amerika'da eğitimini aldığım Moda Pazarlama ve Satın Alma Bölümü'nde öğrendiğim bilgileri o dönem blog aracılığıyla aktarıyordum. Şimdi farklı mecralar aracılığıyla yaptığım gibi...
- Blog dünyasına adım attığınızda kendinizi yalnız hissettiniz mi? Bir gün bu dünyanın Instagram gibi yeni mecralar sayesinde bambaşka bir iş alanına dönüşeceğini öngörmüş müydünüz?
- O günden bugünleri öngörmek pek mümkün değildi. Blog yazmanın, orada yazılan bir bilginin, paylaşımın etkisini markalar da yaşayarak öğrendi, gördü. Bloggerlığın bir profesyonel iş alanına dönüşmesi, bir etki alanı yarattığının fark edilmesiyle başladı...
- Şu an toplumsal sınıfınız ne olursa olsun sosyal medya üzerinden bir şeyle ilgilenmek tabir-i caizse çok havalı ve popüler... Siz bu işe adım attığınızda toplumda tam da böyle bir algı yoktu... Siz o günlerle, bu günleri nasıl karşılaştırırsınız, neler diyebilirsiniz iki dönemin farkları hakkında?
- O dönemde dijital dünyanın yarattığı etki elbette bu kadar belirgin ve güçlü değildi. Kullanılan mecralar bir elin parmaklarını bile geçmezdi. İki dönemin temel farkı kuşkusuz hız ve etki alanının büyüklüğü diyebilirim.
- İşinizi büyük bir ciddiyetle yaptığınıza defalarca şahit oldum. İşinizi nasıl yaptığınızı, nelere dikkat ettiğinizi, özen gösterdiğinizi biraz yeni jenerasyonlar için anlatır mısınız?
- Merak benim sihirli kelimem. Nasıl daha iyi ve farklı yapabilirim sorusunun yanıtlarını ararken buluyorum kendimi. Bundan çok keyif alıyorum. 10 yıldır bu dijital dünyanın bir parçasıyım ve işini gerçekten çok severek, çok özenle yapan biriyim. Bu konuda mütevazı olamayacağım. Merak eskiden belki negatif bir çağrışım yapsa da bu çağda çok kıymetli bir özellik. Merak eden keşfetmeye, öğrenmeye meyil eder. O yüzden çocuklarıma da aşılamaya çalıştığım bir özellik bu.
- Modayla ilgili bir iş yapmak her zaman aklınızda mıydı? Tam ne zaman modayla ilgili bir iş yapacağınıza karar verdiğinizi hatırlıyor musunuz?
- Üniversite seçimimi yapacağım zaman vermiştim. Modayla ilgili bir eğitim almak istiyordum ama modanın daha çok pazarlama alanında bir bölümde okumak istiyordum. Önce Miami Üniversitesi'nde İşletme Bölümü'nü kazanmıştım. Daha sonra New York'a ve hayalini kurduğum bölümü bularak Fashion Institute Of Technology'ye (FIT) transfer oldum. Hayatımda verdiğim en doğru karardı. Katkısı büyük oldu. Şu anda popüler olan birçok yeniliği üniversite derslerimde öğrendim.
BABAM KENDİSİNİ 'BUSE TERİM'İN BABASIYIM' DİYEREK TANITIYOR
- Babanız, aileniz o dönem tanımı olmayan bir işe adım attığınızda nasıl tepki vermişti? Şu an bu başarıyı nasıl yorumluyor?
- Her zaman olduğu gibi benim arkamda durdular ve ne yapmak istersem destekleyeceklerini söylediler. Meslek seçiminde ailenin desteğine yürekten inananlardanım. Hele benim gibi ne olduğunu o dönem anlayamadıkları bir iş alanında gözü kapalı desteklerini hissettirmeleri kendimi çok iyi hissettirmişti. Şimdi de gururla izlediklerini görmek beni daha çok mutlu ediyor. Herkes beni Fatih Terim'in kızı diye tanımlarken babam kendisini 'Ben Buse Terim'in babasıyım' diyerek tanıtıyor.
- Bir yandan mutlu bir evliliği, iki güzel kızı olan bir iş kadınısınız... Nedir hayatınızda başarılı olmanızı sağlayan değerler?
- Çok teşekkür ediyorum. Çocukların doğduğu evin, ortamın, anne-baba ilişkilerinin ne kadar önemli olduğunu herkes biliyor. Mutlu, birbirine sevgi ve saygıyla bağlı olan ebeveynlerin yetiştirdikleri çocukların sağlıklı ve mutlu birer ebeveyn olacağına inanıyorum. Eşimle bizim en büyük şansımız sahip olduğumuz mutlu aile ortamı diye düşünüyorum. Biz bizden önceki nesle göre daha bilinçli, farkındalığı daha yüksek ebeveynleriz elbette. Klişe gelebilir ama gerek özel hayatta gerekse iş hayatında çok basit terimler yolumuzu belirliyor: Aşk, sevgi, saygı, özen, çalışmak...
KALİTELİ İÇERİK ÖNEM KAZANIYOR
- New York'un en önemli moda okullarından Fashion Institute Of Technology'de (FIT) eğitim aldınız... Neler kattı size o eğitim şu anki iş hayatınızda...
- Çok şey kattı.. Okuduğum dönemde birçok farklı marka ve bölümde staj yapma imkanım da oldu. Burberry, Dolce&Gabbana, Ralph Lauren gibi markaların farklı bölümlerinde staj yaptım. Bu stajlar bana ileride hangi bölümde neler yapmak istediğimle ilgili daha net olmamı sağlarken, eğitimim sayesinde birçok farklı alanda kendimi geliştirme imkanım oldu.
- Peki tüm bu sosyal medya hikayesi sizce nasıl bir yöne doğru gidiyor? Herkes verimli içerik üretebiliyor mu?
- Kaliteli içerik daha da önem kazanıyor. Özen gösterdiğiniz, iyi hazırladığınız içeriklerin her zaman alıcısı olacaktır. Bu sistem nereye doğru gidecek hep beraber yaşayarak göreceğiz.
- Kendinizi şu an tanımlarken iş hayatı özelinde nasıl tanımlıyorsunuz?
- İlklerden biri olduğum için kendimi şanslı olarak görüyorum. Ama elbette şans tek başına sürdürülebilir bir şey değil. Çok ve özenli çalışmayı seven, meraklı bir girişimciyim diyebilirim.
Moda kazanı
HAYVAN HAKLARINA SAYGILI
Kurulduğu 1978 yılından bu yana hayvan testlerine karşı çıkan, yüksek performanslı vegan saç bakım markası Aveda, bugün Cruelty Free Uluslararası Leaping Bunny Programı kapsamında onaylandığını duyurdu. Aveda, tedarikçilerinin ve üreticilerinin ürünleri ve içerikleri için tüm Leaping Bunny kriterlerine uyduğunu doğrulamak için Cruelty Free International ile titiz, uzun süreli bir inceleme sürecinden geçti. Bu inceleme sonucunda ise Cruelty Free International, Aveda'nın tüm ürünleri, hammaddeleri ve içerikleri için hayvan testleri yapmadığını veya yaptırmadığını doğruladı.
ÇOCUKLARA ÖZEL
Saç bakımında tercihini doğallıktan yana kullananların tercih ettiği Ashley Joy, bitkisel içeriklerin yer aldığı özel formüllü, yüzde 100 yerli üretim bakım ürünleri ile miniklerin favorisi olarak öne çıkıyor. Marka geleceğe sımsıkı tutunan, her zaman özgüveni yüksek, bakımlı ve doğal güzelliğin değerini bilen minikler için geliştirdiği Çocuklara Özel Kolay Tarama Spreyi ile sadece ebeveynlerin değil, miniklerin de kalbinde özel bir yer ediniyor. Marka miniklerin tüm ihtiyaçlarını ve gelişimini göz önünde bulundurarak yarattığı Çocuklara Özel Kolay Tarama Spreyi ile alanındaki farkını belli ediyor.
KRİSTAL TASARIMLAR
1895 yılında Avusturya'da kurulan Swarovski markası yeni kampanya çekimi için son dönemin popüler isimlerinden Bella Hadid'i seçti. Markanın Kreatif Direktörü Giovanna Engelbert yönetimiyle Mert Alaş ve Marcus Piggott tarafından fotoğraflanan portreler, Swarovski'nin dönüştürücü doğasını gözler önüne seriyor. Değişken görünümü ile kampanyaya ilham veren Bella Hadid ise Swarovski'nin geleneksel kodlara meydan okuyan, özgür ve akıcı moda anlayışını somutlaştırıyor.Yenilenen neşeli tavrı ve günümüz gardıroplarına uyarlanan kristalleri ile Swarovski stili, altı farklı kristali temsil eden Bella Hadid'in altı farklı portresi ile vurgulanıyor. Logosunda yer alan sekizgen şeklinde kesilmiş renkli kristaller, markanın imza koleksiyonu Millenia ailesiyle çerçeveleniyor.
KRALİÇE İÇİN KOLEKSİYON
Bulgari, Kraliçe II. Elizabeth'in tahttaki 70 yılının kutlandığı Platin Jübile için yüksek mücevhercilik eseri özel bir taç ve saat tasarladı. Uzman bir mücevher ustası beş kişilik bir ekibin 1.500 saatten uzun süren çalışmasıyla yaratılan taç gerçek bir zanaatkarlık başyapıtını temsil ediyor.