Artık pek çok restoranın menüsünde çocuklara özel seçenekler bulunuyor. Bu çocuk menülerinin en önemli cazibesi oyuncaklı olmaları. Yani sipariş ettiğiniz menüyle bir de oyuncak geliyor. Bunlar genelde boya kalemleri, boyama kitabı, çizgi film figürleri, balon, bebek, araba gibi oyuncaklar oluyor. Bu çocuk için eğlence, anne-baba için de rahatça yemek yiyebileceği zaman demek. Bir de işin israf kısmı var. Tabaklar ve yemek miktarı çocuklara göre ayarlandığı için, tüm yemeği bitirmeleri mümkün oluyor.
Buraya kadar her şey güzel ve çocuk menüleri mantıklı bir seçim. Ancak gelin görün ki, birçok restoranda çocuk menüsü olmasına rağmen oyuncak yok. Yani, siz menüde oyuncaklı seçenekleri görüyor ve sipariş ediyorsunuz ama masaya geldiğinde "Oyuncak elimizde kalmadı" cümlesini duyuyorsunuz. Üstelik bu menülerin çoğu oyuncak masrafı hesap edilerek fiyatlandırılıyor.
Geçtiğimiz hafta sonu, eşim, kızım ve ben bir alışveriş merkezi içinde bulunan restorana gittik. Genelde tercih ettiğimiz bir yer. Kızım, hemen çocuk menüsünü seçti. Hevesle menüyle gelecek boyama kitabı ve kalemlerini bekledi. Ama hevesi kursağında kaldı. Çünkü "Elimizde oyuncak kalmadı, maalesef" cümlesini duyduk. Üstelik aynı restoran bunu alışkanlık haline getirmişti.
Neredeyse her gidişimizde aynı cümleyi duyuyorduk. "Elinizde yoksa neden menüde, oyuncaklı olduğu yazıyor" diye sordum. Ses çıkmadı. Tam o esnada arka masada bir çocuk ağlaması duydum. Üç yaşlarında bir çocuk, menüyle oyuncak gelmediği için ağlamaya başlamıştı. Anne panikle çocuğu avutmaya çalışıyor, baba ise çocuğunun yükselen sesiyle mahcup mahcup bir şeyler söylemeye çalışıyordu. Bir işletmenin düşüncesiz davranışı, biraz huzur bulup rahatça yemek yiyebileceğini düşünen bir aileyi huzursuz etmişti.
Bu restoran tek değil. Genellikle çocuk menülerinin yazdığı şekilde eksizsiz gelenine ben pek rastlamadım. Örneğin, bir hamburger markası da eve sipariş verilen çocuk menüleriyle vaat ettiği oyuncağı göndermiyor. Şahsen ben defalarca sipa-
riş vermeme rağmen hep "Oyuncak yok" cümlesiyle karşılaştım. Öyleyse bu menülerin reklamını neden oyuncak üzerinden yapıyorsunuz? Bu müşteriyi kandırmak değil mi? En önemlisi çocukların hevesiyle, ufak mutlulukları ile oynuyorsunuz.
Kimine basit gibi görünen bu durum bence ciddi bir kandırmacadır. Menülerde yazan ama gerçekte olmayan şeyler denetlenmelidir. Olmayan vaatleri menülerinizden çıkarın ya da yazdığınız içeriğe sadık kalın. Çocukları kandırmayın, aileleri zor durumda bırakmayın.
DİJİTAL OBEZİTE ARTIYOR
Geçtiğimiz hafta Sabri Ülker Vakfı'nın ev sahipliğinde gerçekleşen, 2.Uluslararası Beslenme, Sağlık Okuryazarlığı ve Eğitim Konferansı'na katıldım. Türkiye'den ve dünyadan alanında uzman isimler dijital platform üzerinde bir araya geldi. Bu yıl konu pandemi sürecinde çocukların eğitimi, ruh sağlığı ve dijitalleşmeleriydi. Alanında uzman konuklardan yapılan araştırmalarla ilgili pek çok şey öğrendim. Bunlardan birkaçını sizlerle de paylaşmak istiyorum.
Pandemi döneminde, evde hareketsiz kalan ve sağlıksız beslenen çocuklarda oluşan pandemi obezitesine daha önce dikkat çekmiştim. Konferansta başka bir obezite çeşidine denk geldim ve dikkat kesildim. Hacettepe Üniversitesi'nden Prof. Dr. Süleyman Sadi Seferoğlu, çocuklar arasında 'dijital obezite' yaşadığından bahsetti. Peki, nedir bu dijital obezite? Seferoğlu şöyle açıklıyor: "Pandemi sürecinde artan dijitalleşme ve teknoloji kullanımıyla ilişkili yıkıcı etkileri başta çocuklarda gözlemliyoruz. Çocukların ekran başında geçirdikleri sürenin bağımlılığa dönüşmesi aile ve sosyal hayatında sorunlar yaşamasına neden olabilir. Son yıllarda üstünde çok yoğun tartışılan kelime olan 'Dijital bağımlılık', bireyin internet kullanımını kontrol edememesi, aşırı kullanımından dolayı iş, aile ve sosyal hayatında sorunlar yaşaması şeklinde tanımlanabilir. Bu durum aynı zamanda birer dijital ebeveyn olmanın gereğidir. Çocuklara rehberlik yapmak, açık iletişim kurarak onlara zarar verecek birtakım durumlar hakkında bilgilendirmeler yapmak, onları yönlendirmektir. Vücudun ihtiyacından fazla miktarda kalorinin yüklenmesi obeziteye neden oluyorsa, benzer şekilde zihne kullanabileceğinden fazla miktarda bilgi/bildirim yüklenmesi de dijital obeziteye neden olabilmektedir."
ASLAN MI OLSAM KARTAL MI?
Tiyatro seven çocuklar için Atatürk Kültür Merkezi (AKM) bulunmaz bir nimet! Siz ne Dersiniz adlı çocuk oyunu 20-27 Şubat ve 3 Mart'ta AKM Çok amaçlı salonda 7 yaş ve üzeri çocukları bekliyor.
Faik Ertener tarafından kaleme alınan oyun, kendiden memnun olmayan insanın başka biri olmayı deneme macerasını konu alıyor. En güçlü olmak için önce aslan oluyor, ancak esaret altında yaşayamayacağını fark edince kartal olmayı deniyor. Bu kez de avlanmak ve av olmamak için uğraşmaktan yoruluyor. Sonra güneş, bulut ve dağ olmayı deneyimliyor. Sonra ne mi oluyor? Onu da sahnede izleyin.
BİR DEHANIN ÖYKÜSÜ
Müzik dehası Beethoven'ın hayat öyküsünü çocuğunuzla birlikte sahnede izlemeye ne dersiniz? Eğlenceli interaktif bir sunumla Klasik Batı Müziği'nin dahi bestecisi Ludwig Van Beethoven'ın yaşamı ve eserleri Maximum Uniq Hall'de minik izleyicilerle buluşuyor. 26 Şubat'ta izleyicilerini bekleyen gösteri, Tan Sağtürk ve Gizem Bodur'un koreografileri, Tan Sağtürk Akademi'nin minik dansçıları ile renkleniyor. Ludwig van Beethoven'ı ise minik yıldız Bora Akın anlatıyor. 26 Şubat için yerinizi ayırtın.