Türkiye'de sahne hayatı gazino kültürüyle temellendiği gibi, sahne kostümü geçmişimiz de gazino yıllarına uzanıyor. Aslında başlangıçta her şey son derece sadeydi. Behiye Aksoy, Hamiyet Yüceses, Perihan Altındağ Sözeri, Muzaffer Akgün, Müzeyyen Senar'ın bikiniyle sahneye çıktığı, pullu payetli gece kıyafetiyle arz-ı endam ettiği vaki değildi. Dans, şov desen o da yoktu!
Ta ki Zeki Müren'e kadar... Zeki Müren önce hocalarından gördüğünü uyguladı sahnede, takım elbisesini giydi, papyonunu taktı, şarkısını okudu. Ama kendini ifade etme arzusu ağır basınca gözünü yurt dışına dikti... Kimler ne giyiyor diye baktığında, Amerikalı piyanist Liberace takıldı radarına. Ama Sanat Güneşi'miz bu esinlenmeyi şiddetle reddetti. Hatta 1976 yılında verdiği bir röportajda şunları dile getirdi: "1955'ten bu yana her sezon her şarkı için değişik anlam taşıyan kostümler çizdim ve giydim. Mesela Liberace'yi bana benzetirler, giysi bakımından. Benim 1956'da giydiğimi 60'lardan sonra Liberace giydi. Ruh benzerliği olabilir. Ben onu gördüğümde onu taklit etmedim. Ben Türkiye'de Edirne'den Ardahan'a naçizane kendi halkıma hitap etme çabasını gösterdim." Zeki Müren Edirne'den Ardahan'a hitap ettiğini düşündüğü kostümleriyle çok konuşuldu, çok tartışıldı o dönem...
Yani kostüm mevzunda konuşulmak, gündeme gelmek o yılların adetiydi. Sonrasında müzisyenler birer birer, sahne kostümleriyle konuşulmanın tadına vardı. Erol Büyükburç mesela. Elvis Presley ne giyse, Büyükburç'ta gördük o yıllarda. Maksim, Çakıl, Çatı gazinoları onun ilgi çekici tarzı sayesinde doldu taştı. Bülent Ersoy, Zeki Müren'in açtığı yoldan ilerledi ve günümüzde hâlâ kostümleriyle konuşulmaya devam ediyor. Zaman zaman Beyonce zaman zaman tarzlar üstü bir halde çıkıyor karşımıza... Seyyal Taner dönemin en iddialı kadın sanatçılarındandı. Naciye'yle yıldızı parlayan Seyyal Taner, çağdaşı Cher'den epey etkilendi...
Ve Ajda Pekkan. Mayo, bikini, pul, payet, mini, tayt ne varsa sahnede kullandı pop müziğin Diva'sı Ajda Pekkan. Dalida'dan esinlendiği dönem de oldu, Rihanna'dan etkilendiği de. Barış Manço, Moğollar daha etnik takıldılar. Zaman zaman kaftan zaman zaman Anadolu kokan kıyafetlerle gördü seyirci onları...
90'larda Yonca Evcimik, Tarkan, Kenan Doğulu'nun farklı stillerini konuştuk hep. O yıllarda Gülşen pijamalıydı hatırlarsınız. Henüz sahne kostümünün bu kadar ilgi çektiğini keşfetmemişti.
Yani sahne kostümleri tartışması 1950'lere kadar uzanıyor. Bu tartışmayla konuşulmak, günmede gelmek, gündemde kalmak ya da kostümler yoluyla kendini ifade etmek eskilerden beri gelenek... Gülşen de bu geleneğin son zinciri. Lakin Gülşen olayında kostümle birlikte 'çıplaklık' meselesi tartışmanın bir başka yönüydü. Sanatçıların sahnede giydiği ezber bozan kıyafetler her dönem tartışıldığı için konuyu modayla ilgilenen ve tasarımcıları sorduk. Peki onlar ne düşünüyor?
'SESİM VAR GERİSİ BOŞ'
Moda tasarımcısı Şansım Adalı, geçmişe dönüp bakınca, "Hayatımda ve kariyerimde en önemli idollerden biri Zeki Müren" diyor ve ekliyor, "Müthiş bir duruş, çok kapsamlı bir performans, zarif bir politik üslup.. Müziğinin yanında, bunu seçtiği kostümlerle birebir destekleyebilmesi, sosyal ve kültürel yapımıza kendi yorumunu özgün bir şekilde ekleyebilmesi çok dahiyane. "
Bir başka moda tasarımcısı Emre Erdemoğlu ise "Zeki Müren efsanesini unutmak mümkün değil" diyor ama başka bir kişiye de dikkat çekiyor, "Sahne kıyafetleri açısından tarihe damga vuran en önemli isim kesinlikle Yıldız Tilbe oldu. 'Benim sesim var, gerisini boş verin' dedi, böyle de kabul ettirdi kendisini. Ajda Pekkan bana göre Türkiye'nin gelmiş geçmiş en şık giyinen sanatçısıdır. Vücut dilini çok iyi kullanır. Muhteşem bir renk, gusto, kumaş, styling bilgisi var. Kenan Doğulu'nun kimseye benzemeyen o şıkır şıkır halleri, etnik dizeleri ve muhteşem sahne ışığı onu zamanın ötesinde bir yere koymuştur. Edis'in fresh, parlak ve dinamik görünümünü çok güncel buluyorum. Kesinlikle doğru yolda. Sahneyi her anlamda dolduran, kendini besleyen bir sanatçı" diyor.
PELİN KAYA/GÜNAYDIN MODA YAZARI
Bu tarz kostümün yeri stadyum konseri
"Gülşen'in sırf birileri don külot eleştirdi diye böylesi bir kostüm giymesini sevmedim ve ısrarla giydiklerine anlam yüklemeye çalışmasını da doğru bulmuyorum. Ayrıca bu kadar transparan bir kostüm ancak yaz aylarında ve yazlık bir mekan için doğru olabilir. Belli ki styling ekibinin pusulası doğrudan ziyade en çok nasıl konuşuluruzu gösteriyor. Evet şov ve sahne dünyası bu tarz kostümleri kabul eder de kaldırır da. Bunu da yıllardır söyleyen, savunan biriyim. Ama bunlar çoğunlukla kareografinin öneminin birinci sırada yer aldığı dansın yüksek orana sahip olduğu stadyum şovlarıdır. Yani giyinilen kostüm ana konu olmaz ancak varolan şova hizmet eden tamamlayıcı bir unsurdur. Dans demişken, izlediğim videolardaki dansını da sevemedim."
EMRE ERDEMOĞLU / MODA TASARIMCISI
Sahne sanatçının kalesidir
"Sahne, sanatçının yoludur, kalesidir. Sanatçı örer bu kalenin duvarlarını. Asla bir kural olduğuna inanmıyorum. Bir sanatçıya sınır koyamazsınız. Özgürlük sanatın temelinde vardır. Yaptığınız müzikle, sanatla, şovla uyumlandırırsınız stilinizi. Bülent Ersoy'un muhteşem sesinin yanı sıra, asla kimseye benzemeyen avangart bir duruşu vardır. Tüm sanat hayatı boyunca da bu duruşu korumuştur, tüm eleştirilere rağmen... Bana göre Türkiye'nin en ikonik karakterlerinden biridir Bülent Ersoy. Aynı şekilde Zeki Müren de tüm eleştirilere rağmen sahnesinde yüksek topuklu ayakkabıları, pul payet işlemeli avangart kostümleri ve sürmeli gözleriyle son nefesine kadar sahnesinde dimdik şarkılarını söylemiştir. Emin olun bir kurala tabii tutulsaydılar Zeki Müren de Bülent Ersoy da asla bu kalitede şarkı söyleyemez, sahne şovlarını yapamazlardı. İzleyen irite oluyorsa izlemesin bence. Benim gözüme, kalbime, kulağıma hitap etmeyen birisini dinlemem. Görsel olarak hitap etmiyorsa izlemem. Kimse mecbur değil. Herkes birbirine saygı duymak zorunda."
ŞANSIM ADALI (MODA TASARIMCISI)
Sanatçı giydiği ile bir beyanatta bulunur
"Müzikal ve performatif tüm disiplinlerde sanatçının ve ekibinin kendilerini dışavurumları önemlidir. Bunu kostüm noktasında katı kurallarla sınırlamanın tartışmaya açık olmadığını düşünüyorum. İşitsel ya da görsel, sahne ya da herhangi bir platformdaki sanat, fiziksel ve soyut olarak sanatçının kendi duruşunu, neyi nasıl anlatmak istediğiyle ilgilidir. Toplumda norm tartışmaları hep çok sevilir. Özellikle popüler kültürün yön verdiği dijital dünyada bir fotoğraf veya video üzerinden türlü politik yorumlar yapılması çok mümkün. Bu kişinin ya da toplumun sanatı yorumlamaktan ziyade sanatçı üzerinden geliştirdiği bir eleştirellik gibi ortaya çıkıyor. Sahne şovları aslında bir performans ve her başarılı sanatçı giydiğiyle de bir beyanatta bulunuyor, bir duruş sergiliyor. Bunu aşırı yorumlamak, yorumların saldırıya dönüşmesi, saldırının geleneksel bakış açılarına saplanması, izleyenin irrite olması yine bireylerin kendi sonuçlandırmaları."
CİHAN NACAR (MODA TASARIMCISI)
Mekan ve kitleyi doğru analiz etmek gerek
"Sahne; sanatçının yaratıcı ve olağan dışı yeteneklerini sergilediği ve bunu sınırsız bir hayal dünyası ile yapma lüksünün olduğu bir alan. Sahnenin fiziki yapısı, konserin içeriği, müzisyenin tarzı hepsi bir bütün. Sahne alınacak mekandan, hitap edeceğin izleyiciye kadar doğru analiz etmek ve ona göre hazırlanmak sanatçıya avantaj sağlıyor. Tabii ki bunları yaparken kendi stilinden ödün vermemek seni uzun vadede bir stil ikonuna bile dönüştürebiliyor."