Ufuk Bayraktar ile Zeki Demirkubuz'un Bekleme Odası filmi sayesinde tanışmıştım. O film sonrası Bayraktar ile söyleşi yapınca (galiba onunla yapılan ilk söyleşiydi) babasının hikayesini anlatmıştı. Eski kabadayılardan biriydi babası. "Çekilse film olur" demişti. İşte o film çekildi. Bu hafta vizyona giren Dayı: Bir Adamın Hikayesi adıyla.
Uğur Bayraktar'ın yönettiği, Ufuk Bayraktar'ın başrolde olduğu yapım, bir yanıyla abi-kardeşin babalarını onore etme filmi gibi görülebilir. Ama filmi sadece buna indirgemek haksızlık olur. Naçizane film 1970'lerin yeraltı dünyasından bir hikaye anlatıyor bize. Haksızlığa tahammül edemeyen, merhametli ve kendince bir adalet anlayışı olan Cevahir'in (Ufuk Bayraktar), İstanbul'da yeraltı dünyasına girişi ve bu dünyada yükselişinin, orada racon kesen bir insan olmasının öyküsü olarak okunabilir film. İstanbul'a ilk geldiğinde bir kavgada tanıştığı, sonra can yoldaşı olan arkadaşı (Ahmet Varlı) ile sırt sırta verip yeraltı dünyasının düzenine çomak sokuyor Cevahir. Sonra da efsaneleşiyor...
ROBIN HOOD TAVIRLI KABADAYILAR
Türk sinemasında, özellikle 70'li yıllardaki Cüneyt Arkın'ın avantür filmleri düşünülürse, yeraltı dünyasını anlatma konusunda bir anlatım kalıbı olduğu söylenebilir. Lakin pek bilinmez ama o filmlerin ilham kaynakları da zaten 70'lerdeki yeraltı dünyasının kabadayılarıdır. Dayı: Bir Adamın Hikayesi'nin, öyküsüyle o tür filmleri bize hatırlatması bu yüzden normal. Çünkü kaynak aynı.
Lakin kağıt üzerinde iyi duran bir hikayeyi, perdede de hakkıyla anlatmak kolay değil. Açıkçası Dayı: Bir Adamın Hikayesi, 'Türk işi Scarface' potansiyeli taşıyan bir yapım. Fakat bu tür yapımlarda olay örgüsü içinde karakter ve aksiyon dengesinin iyi kurulması gerekiyor. Dayı: Bir Adamın Hikayesi, karaktere daha fazla önem veriyor. Hal böyle olunca da bu denge pek de tutturulamıyor. Dolayısıyla Dayı: Bir Adamın Hikayesi, izleyenleri görece memnun edecek olsa da o Türk işi Scarface potansiyelini değerlendiremiyor.
Öte yandan Dayı: Bir Adamın Hikayesi'nin, bir zamanlar Türkiye'de yeraltı dünyasında işlerin nasıl döndüğüne dair bize fikir vermesi açısından önemsenebilecek bir yanı da var. Mesela bir zamanlar Robin Hood tavırlı kabadayıların varlığını hatırlatıyor bize.
Lakin yönetmen Uğur Bayraktar'ın ilk filmi olduğu düşünülürse derdini tasasını anlatabilen seyirlik bir yapım var karşımızda. Ufuk Bayraktar, sinema filmleri ve TV dizilerinde oluşturduğu personasını iyi şekilde değerlendirdiği bir performans sunuyor. Ahmet Varlı da ona eşlik ediyor.