Moda dünyasında 16. yılını tamamlayan Gamze Saraçoğlu, sektördeki çok yönlü tasarımcılar arasında gösteriliyor. Işık Üniversitesi'nden mezun olan ardından Marmara Üniversitesi'nde yüksek lisans yapan Saraçoğlu'nun, sonrasında New York Parsons School of Design'a moda okumaya gitmesi ve bu iddialı okuldan da dereceyle mezun olması bunun en büyük göstergesi...
2005 yılında kendi markasını kuran, şu an birçok büyük markaya danışmanlık veren, birçok firmanın üniformalarını hazırlayan ve bir yandan da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde moda ve trend üzerine dersler veren tasarımcı, bu hafta LC Waikiki ile hazırladığı giyim ve ev ürünleri koleksiyonuyla gündeme geldi... Koleksiyonda soyut resim ve heykel sanatının izdüşümünden ilham alan tasarımcı ile moda dünyasında geçirdiği 16 yılı ile son dönem çalışma ve projelerini konuştuk.
- Pandeminin en yoğun olarak hissedildiği dönemde çok haber çalışması yaptık sizinle. Bu süreçten sonra ilk kez yüz yüze bir röportaj yapıyoruz... Nasıl geçti bu iki yıl sizin için?
- Pandemi dönemini olabildiğince
verimli bir şekilde geçirmeye
yoğunlaştım. Kendime daha neler
katabilirim diye düşündüm.
Ağırlıklı olarak felsefe
kitapları okudum. Hatta
bunun ardından felsefe
üzerine eğitimler aldım.
Hatta sertifikalar edindim
bu konuda. Bundan yola çıkarak
İstanbul Üniversitesi'nde
sosyoloji okumaya başladım. Öte
yandan Mimar Sinan Güzel Sanatlar
Üniversitesi'nde dijital olarak
derslerimiz sürdü. Öğrencilerime
danışmanlık vermeyi sürdürdüm.
Ayrıca firmalar için de çeşitli danışmanlık
projeleri yürüttüm... Üç
markaya üniforma tasarımı yaptım.
Anadolu Efes, Petrol Ofisi ve şu an
ismini açıklayamayacağım bir başka
firma için de üniforma tasarımı yaptım.
Zerrin Tekindor'un başrolünde
yer aldığı Toz oyununun sahne kıyafetlerini
tasarladım. Ayakkabı tasarım
yarışmasının kreatif direktörlüğünü
aldım, onun üzerine çalışıyoruz bir
yandan. Ve özel tasarım müşterileri
hep geldi showroom'umuza... Ve tabii
ki LC Waikiki ile yaptığımız koleksiyon
büyük zamanımı aldı.
DİSİPLİNLİ OLMAK ÇOK ÖNEMLİ
- İş ve eğitim konusunda oldukça yoğun iki yıl geçirmişsiniz. Peki hepimiz gibi siz de düşündünüz mü hayatınızı, neler yapmak istediğinizi? - Tabii ki hayatımla ilgili yapmam gereken
şeyler, daha doğrusu bana iyi gelen şeyler üzerine
düşündüm. Çalışmanın, üretmenin bana en
iyi gelen şeyler olduğunu, bir kez daha anladım.
Sadece çalışmak da değil aslına bakarsanız. Daha
çok insanın hayatına dokunmak, onlar için
hayırlı bir şeyler yapmak diyebilirim. Zaten hep
yardım eden, herkese fayda sağlamaya, yardımcı
olmaya çalışan bir yapım var. İşimi de bunun
üzerine yoğunlaştırdım. Yaptığım işten birçok
insanın ekmek yemesi, hayata, çevreye bir şeyler
katabilmek üzerine
daha da yoğunlaştım.
Bir para
gidecekse ihtiyacı
olana gitmesini, daha
çok fayda sağlamayı
hedefliyorum hep.
- Kendi aramızda da konuşuyoruz moda tasarımcısı olmak hep çok yoğun ve efektif çalışmayı gerektiriyor. Kendisini ispat etmiş bir moda tasarımcısı olarak nasıl geçiyor bir gününüz bizimle biraz paylaşabilir misiniz?
- Biraz evvel uzun
uzun yaptıklarımı
anlattım. Bunları yapabilmek
için haftada
yedi gün çalışmanız
gerekiyor. Disiplinli olmak, konsantre
olabilmek çok önemli. Her
sabah 07.30'ta kalkıyorum. Düzenli
olarak sağlığım için spor yapıyorum.
09.30'da ofise geliyorum. Hemen
ekiple toplantımızı yapıyoruz, her
birimizin o gün için halletmesi gerekenlerin
üzerinden geçiyoruz.
Atılması gereken e-mail'leri yolluyoruz,
beraber yapmamız gerekenleri
hallediyoruz ve ardından her birimiz
işlerimize yoğunlaşıyoruz. Akşam
ofisteki çalışmamız 18.30'da bitiyor.
Bunun dışında ekibim 10 seneden
uzun zamandır benimle olan kişilerden
oluşuyor. Birbirimizi iyi tanıyoruz
ve bu sayede işler daha hızlı ve
doğru yürüyor. Herkes payına düşen
görevi yapıyor. Öte yandan yapısal
olarak o an neye konsatre olmam gerekiyorsa
ona yoğunlaşıyorum. Bu da gün içinde yapacaklarımı
hızlı, detaylı ve doğru şekilde halletmemi
sağlıyor. Yine yapısal olarak her yaptığımı
odaklı ve hızlı hallederim.
- Yıllar öncesine geri dönmenizi istesem. Türkiye'ye geldiğiniz zaman hiç böyle bir başarıyı ve bu kadar çok yönlü bir biçimde moda tasarımı yapmayı bekliyor muydunuz?
- Tabii ki hayır. İlk tuttuğum ofisi hatırlıyorum.
Küçücüktü. Bir masa, sandalyeyle
başladım. Yine de her gün topuklu ayakkabılarımı
giyer, ofise gider ve laptop'umu açıp
çalışırdım. Açılış yaptıktan sonra tüm satılan
koleksiyondan kazandığım parayı o dönem
tsunamiden etkilenenlere yolladım. Sonra bir
markanın kreatif direktörlüğünü aldım, onun
ardından hep başka markalar ve marka danışmanlıkları
geldi. Markamı kurduktan dört yıl
sonra ilk defilemi yaptım, hem de İstanbul
Moda Haftası'nda... Hayat bana çok çalışmamın
hakkını verdi.
- Peki geleceğe yönelik neler hayal ediyorsunuz?
- Hiçbir zaman yurtdışı satışı
yapayım, her sezon koleksiyon hazırlayayım,
defileler düzenleyeyim
gibi bir hayalim yoktu... İnsanların
hayatına dokunan bir şeyler yapmak
beni mutlu ediyor. Üniversitedeki
derslerime yine devam ederim. Dersleri
artırabilirim. Danışmanlıklarım
çok iyi gittiği için birebir couture
müşterilerini seçebilecek noktaya
geldim. Bana bir şeyler öğretebilecek
müşterileri istiyorum mesela.
Küratörlük ve parfüm ile alakalı eğitimler
almayı arzuluyorum. Ayrıca
sürdürülebilirlik eğitimleri vermeyi
planlıyorum. Ders vermek, tiyatroya
kostüm yapmak bambaşka...
Haftanın konuğu
ŞANSIM ADALI'NIN TERCİHLERİ
Markası Sudi Etuz ile hem genç neslin hem de sahnelerdeki birçok kadın sanatçının kalbini çalan Şansım Adalı, iddialı hatta teatral tasarımlar yapmayı tercih etse de özel yaşantısında daha sade bir tarz benimsiyor. Sokak stiline daha şık bir dokunuş getiren tasarımcı ile hem kendi tarzını, hem moda dünyasını hem de koleksiyonunu konuştuk.
Bu sezon mikro üstleri ve triko takımları çok beğeniyorum.
Stilimi genel olarak street couture diyerek tanımlayabilirim. Sokak modasının rahatlığı ve özgürlüğünü, kişiye özel işçilikle çalışılan tasarımlarla birleştirip tamamen özgün bir stil duruşunda yorumlamak aslında... Bu hem kendim hem de markamda ele aldığım bir bakış açısı.
Dolabımda en çok iki parça takımlar, örme elbiseler, renkli tişörtler ve bol kesim denim pantolonlar bulunuyor.
Günden geceye tüm görünümlerimi tamamlarken üzerine en çok düşündüğüm ve en sevdiğim tamamlayıcılarımdır aksesuarlarım.
SONSUZ TEŞEKKÜRLER
Bu hafta benim için çok gurur vericiydi, bunu siz okuyucularımla da paylaşmak istedim. Pazartesi akşamı Fashion TV ile birlikte düzenlenen Altier Academy Moda Ödülleri Töreni'nde Yılın Moda Yazarı Ödülü'ne layık görüldüm. Bu özel gecede emeği geçen herkese ve verdikleri oylarla beni bu ödüle layık gören moda öğrencilerine buradan da tekrar teşekkür etmek istedim.
TASARIMCIDAN UYGUN KOLEKSİYON SEÇENEĞİ
Hepimiz birbirinin benzeri ürünleri giymeye, kullanmaya meraklı değiliz. Ama bir yandan da ne yazık ki birçok tasarımcının ürünleri yüksek fiyatlı. Bu durum karşısında özellikle hızlı moda markaları ve internet alışveriş siteleri moda tasarımcılarıyla kapsül koleksiyonlar hazırlayarak hem tüketiciye hem de tasarımcıya destek oluyor. Bir de kendi showroom'larında daha ekonomik koleksiyonlarını satışa sunan tasarımcılar var. Bunlardan biri de Özlem Süer. Ünlü tasarımcı Nişantaşı'ndaki showroom'unda O-Day ismiyle günlük ve abiye ulaşılabilir fiyatlara tasarımlarını satışa çıkardı kısa süre önce. Fiyatlar birçok ulaşılabilir hızlı moda markasınınkiyle eş değerde. Bir bakın derim...
Moda kazanı
İLERİ TEKNOLOJİ SERAMİK
Hızlı moda dalgasıyla birlikte hepimizin hayatına giren birbirinin benzeri tasarımlardan her alanda sıkılmış durumdayız. Bunun tek çaresiyse benzersiz tasarımların peşinden gitmek... Saat konusunda en özel tasarımlara imza atan markalardan biri Rado... 1917 yılında kurulan markanın tüm modelleri ileri teknoloji seramikten üretiliyor. Markanın kısa süre önce piyasaya çıkan Captain Cook High-Tech Ceramic modeliyse moda ve sanat dünyasından tam not aldı.
SPA'DA BESLENME SOHBETİ
Zorlu bir pandemi sürecinin sonunda hepimiz bir nebze de olsa şehirde normalleşmenin ve keyifli vakit geçirmenin tadına varıyoruz. Bu kapsamda arka arkaya dünyaca ünlü markalar yeni merkezlerini hayata geçirmeye başladı. Bunlardan biri de Six Senses Kocataş Mansions... Otel kısa süre önce dünyanın sayılı tesisleri arasına giren spa'sını hayata geçirdi. Bu açılış da Uzman Diyetisyen Selahattin Dönmez'in ruh ve beden sağlığını koruyacak önerilerini aktardığı bir davetle gerçekleştirildi.
EVİNİZ İÇİN İSKANDİNAV TARZI
İki yıla yakın bir süreci evlerde geçirdikten sonra hepimiz ev dekorasyonuna farklı bir bakış açısıyla bakmaya başladık. Daha çok sadeleşmek isteyen ve bu amaçla İskandinav tarzını benimseyenler için H&M Home, ev dekorasyon ürünlerini sunduğu merkezlerinin sayısını artırdı. Bu haftadan itibaren markanın özel ev ürünleri Zorlu Center, İstinyepark ve Bağdat Caddesi'ndeki mağazalarında satışa sunulacak.