Bu hafta Türkiye'nin uluslararası çaptaki en önemli organizasyonlarından biri olan Fashion Week Istanbul, tüm hafta gündemdeydi. Bu yıl üçüncü kez konuklarını dijital olarak ağırlayan moda haftası, 38 tasarımcının koleksiyonunu 29 moda şovuyla fashionweek.istanbul adresinde tanıttı. 12-15 Ekim'de gerçekleşen moda haftası DELL ana sponsorluğunda ve Altier Academy ile Swissotel Bosphorus tedarik sponsorluğunda yapıldı. Tasarımcıların bir kısmı koleksiyonlarını dijital defileler halinde tanıtırken bir kısmı sanat filmleriyle tasarımlarını modaseverlerin beğenisine sundu. Moda meraklılarının tüm hafta konuştuğu koleksiyonlarda pandeminin izleri doğal olarak güçlü şekilde hissediliyordu. Biz de yedi tasarımcıyla koleksiyonlarındaki pandemi etkisini konuştuk.
ARZU KAPROL
Doğal ve sürdürülebilir malzeme
Koleksiyon, pandeminin ardından insanlığın ve doğanın her bir parçasının birbirlerine nezaketle bağlı olduğu gerçeğinin altını çiziyor. Koleksiyonun ilham kaynağı Truva ve sonsuz aşklar. Koleksiyon pandeminin de etkisiyle küçük ekipler ve tamamen elde üretilen zanaat teknikleriyle ilerledi. Maksimum verimlilik, minimum karbon izi yaratacak şekilde planlandı. Sürdürülebilir malzemelerle Anadolu'nun öz kaynakları yorumlandı.
GÜL AĞIŞ
Zaman kavramını sorguladım
Zaman kavramını çok sorguladım bu koleksiyonda... Pandemiyle zamanı algılama şeklimizin ve zamanın bizler için yavaşladığını düşünüyorum. Eski değerlerin gözden geçirilmesi, kıymetinin bilinmesi söz konusuydı hepimiz için ve bir tasarımcı olarak benim için. Bu nedenle organik pamuk gibi doğal kumaşlara hatta vegan kumaşlara daha fazla yer verdim koleksiyonda. Çeyizlik diyebileceğimiz el işlemelerine, nakış detaylarına daha çok yoğunlaştım. Sandıklardan eski kıyafetleri buldum, onların üzerine çalıştım.
EMRE ERDEMOĞLU
Terzi işçiliği ve kumaş kalitesi önemli
Koleksiyon hazırlama süreci her zaman yoğun duygular içerisinde geçer... Bu koleksiyon ilhamını uçuş tarihindeki birçok önemli isimden ve onların giysilerinden alıyor. 1920-1950'lerin retro pilot kıyafetlerine modern bir dokunuş ekledik tasarımlarda... Sandıktan çıkarılan albümlerdeki pilot fotoğrafları koleksiyonuma ruhunu verdi. Eski uçaklara, havacılık tarihinin tüm süreçlerinde kullanılan kostümlere, aksesuvarlara olan ilgim tetikledi 'Kanat' ismini verdiğim bu koleksiyonumu hazırlamaya. O eski terzi işçiliğini, kumaş kalitesini de fazlasıyla önemsediğimiz ve özlediğimiz için ben kendi markamda tamamen bu yöne evrildim. Benim için el işçiliği hep çok kıymetli. Asla 'fast fashion' akımının içerisinde yer alıp ürün kalitemden ödün vermeyeceğim.
MEHTAP ELAİDİ
Eski zamanlara öykünme
İçinden geçtiğimiz dönemlerin duygusunu tabii ki koleksiyonlarımıza taşıyoruz. Tamamen kapalı olduğumuz dönemde hazırladığımız koleksiyonun hazırlık aşamasında ekiple daha fazla bir aradaydık. Bunun da etkisiyle olumlu bir havası oldu koleksiyonun. Verdiği genel duygu biraz eski zamanlara öykünme, biraz da zorlu dönemlerden tamamen kurtulma arzusu...
Sürdürülebilirlik, zaten koleksiyonlarımızda çok uzun zamandır üzerinde çalıştığımız bir konuydu. Bu koleksiyonda da kumaşların daha doğa dostu olmasına özen gösterdik. Artık kumaşların farklı alanlarda kullanılmasına özellikle dikkat ettik. Organik pamuğa çok fazla yer verdik.
NİYAZİ ERDOĞAN
İklim krizinin gölgesinde
2022 ilkbahar/yaz koleksiyonum, dünyada yaşanan iklim krizinin gölgesinde şekilleniyor. Her daim, bakış açısı olarak güzellikleri ortaya çıkarmayı tercih ettim. Evlerde kapalı geçen zorlu pandeminin ardından; insanlara iyi gelen, güzel gözüken, nefes aldıran ve şehrin karmaşası içinde unutulmaya yüz tutmuş çiçekleri koleksiyonuma taşıdım. İstanbul'un endemik bitki örtüsü içinde yer almasa da şehrin farklı bölgelerinde görülebilen ve farklı noktalarda karşımıza çıkan bu güzellikler koleksiyonumun ana eksenini oluşturuyor. Kültürel sürdürülebilirliğin yanı sıra, bir süredir, üretim akışı ve kullanılan materyallerde de sürdürülebilir bir anlayış gözetiyoruz. Özellikle Taypa ile geliştirdiğimiz, kenevir bazlı denim modeller, sanki toprağa gömülüp bekledikten sonra çıkarılmış hissini yansıtıyor.
GÖKAY GÜNDOĞDU
Hibrit çalışma modeline uygun
Pandemi sürecinde yaşamın her alanında döneme uyumlu değişiklikler yaşanırken, iş hayatında da farklı çalışma modelleri deneyimlendi. Evden ve ofisten çalışma süreçlerine, çok da alışkın olunmayan yeni "hibrit çalışma modeli" eklendi. Yarı zamanlı ev, yarı zamanlı ofiste sürdürülen model, yeni dönemin en çok tercih edilen çalışma yöntemi olurken, günlük giyim alışkanlıkları ve stillerde de değişiklik kaçınılmaz oldu. Ev konforunu ofise taşımaya, ofis şıklığını rahat parçalarla daha fonksiyonel hale getirmeye odaklandım ve dönem ihtiyaçlarını bu duygularla yorumladım. Kolay giyilebilir çok yönlü silüetler ile dönemin enerjisine uyum sağladığımı düşünüyorum. Günlük hayata ve ofis yaşamına uyarlanmış daha sportif görünümlerle, ev konforunu ofise taşıdım. Yeni gündelik yaşam tarzımıza uyum sağlayan parçalar, ev haliyle ofis hayatının iç içe girdiği bugünlerin ideal bir yansıması diye düşünüyorum
ŞANSIM ADALI (SUDİ ETUZ)
Özlediğimiz seyahatler ve umut verici günler
Adana Çukurova'da yer alan antik kent Anavarza'dan ilhamla oluşturduğumuz koleksiyonumuz, markamızın imzası olan tüller, sürdürülebilir denim kumaşlar, sürdürülebilir ketenler, geri dönüşüm polyester fistolarla hayat bulan 35 parçadan oluşuyor. Koleksiyonumuzu günden geceye dilenen şekilde kullanılmaya uygun çoklu parçalarla tasarladık. Dev paçalı denim pantolonlar sokak modasının en genç ruhunu yorumlarken, üzerine eklenen transparan tül üstlerle şık bir gece davetinde konforlu bir şekilde giyilebilir. Kırmızı halıdan mezuniyet gecelerine yaşsız eğlenceli şıklığı hedefleyen rengarenk tüller, şeffaf aksesuarlar gelecek sezonun sevilen parçaları arasında. Beyaz, geri dönüştürülmüş malzemeden üretilen pantolonlar ive fisto üstler ise özlediğimiz seyahatlerimize başlarken umut verici.
HAFTANIN KONUĞU
MELTEM ÖZBEK'İN TERCİHLERİ
Kendi ismini taşıyan markasıyla moda dünyasının en beğenilen isimlerinden biri olan Meltem Özbek bu haftaki stil köşemizin konuğu. Kendisine hem bu sezonu, hem trendleri hem de kendi giyim tercihlerini sorduk.
Mini blazer ceketleri de oversize blazer ceketleri de çok sevdim. Ayrıca bol kesim pantolonlar, mini blazer ceketler ve oversize blazer ceketler, gömlek elbiseler ve asimetrik kesimli deri elbiseler sevdiklerim arasında.
Stilimi sadeliğin ve rahatlığın içindeki şıklık olarak tanımlayabilirim. Dikiş kalitesi ve kumaşıyla yalın bir tasarım ceketi, daha günlük, mesela oversize bir pantolon ve sneakerla kombinlemekten hoşlanıyorum. Hem rahat hem şık olmak tercihim.
Dolabımda en çok deri ceketler bulunuyor.
Koleksiyonlarımda yalın bir şekilde aksesuvar kullanımını seviyorum. Özellikle ilkbahar-yaz koleksiyonumda altın renk detaylı aksesuvarlara bolca yer verdim.
Rahatlığın içindeki şıklığı seviyorum. Kendi tasarımlarımla günlük ve sade parçaları birleştiriyorum.
Tasarımlarımın formları mimari yapılardan esinlenerek ortaya çıkıyor.
Pandemide hazır giyime ağırlık verdim. Ama markanın idealize ettiği yalınlığın içindeki şıklık hala sürüyor.
MODAKAZANI
İLHAMI 70'LER
Kısa süre önce yeni koleksiyonunu tanıtan Tuğba Atasoy'un bu sezon ilham kaynağı 70'ler... Tasarımcı; 70'lerin özgürlükçü tavrını hayalindeki ve fantastik anlatıları çağdaş bağlamlara taşıyor. Koleksiyonda bulunan tasarımlar, bütünü tamamlayan mimari, tarihi ve doğal dokuyla ahenk içinde bir imaj vaad ediyor.
PRENSESİN OĞLU MARKA ELÇİSİ
Monaco Prensesi Caroline'in oğlu Pierre Casiraghi, Fransız modaevi Dior'un marka elçileri arasına katıldı. 34 yaşındaki iş adamı yelken dünyasının da popüler isimlerinden biri... Sayısız yardım kuruluşu için çalışan Casiraghi, markanın ince zevkle tasarlanan şık erkek giyim ürünlerinin daha geniş kitlelere tanıtımında yer alacak.
DOĞA BANA İLHAM VERDİ
Türkiye'den dünyaya açılan ve iddialı tasarımlarıyla aralarında kraliyet üyelerinin de bulunduğu geniş bir müşteri kitlesine ulaşan Begum Khan markasının son koleksiyonu ilhamını doğadan ve birbirimize olan bağdan alıyor. Marka herkesin sevdiklerinden uzak geçirdiği sene sonrası herkesin yeniden birbirine bağlanmasına gönderme yapıyor. Evrenin insanlarla, doğayla ve her bir küçük canlıyla birbirine müthiş sonsuzluk çemberiyle bağlı olması ve bunun bizi yeni bir başlangıca götürmesini hayal ediyor. 80'li ve tasarımcının çocuk olduğu 90'lı yılların ruhundan izler taşıyan bu yeni mücevher koleksiyonu vazgeçilmez olmayı hedefliyor.