Pandemiyle birlikte moda dünyasında birbirinden farklı duruşlar ve tavırlar ön plana çıktı. İlk olarak kaliteli, uzun ömürlü, klasik diye hitap edeceğimiz tasarımlar moda dünyasında altın çağını yaşamaya başladı. İkinci olarak iyi kumaş, iyi kalıp ve iyi kesimin ne kadar önemli olduğu her kesim tarafından net bir şekilde anlaşıldı. Ve üçüncü olarak iki yılı aşan bu zorlu süreçte sosyal hayattan uzakta geçen dönemin etkisiyle soluk ve ilham vermekten uzak spor giyim parçalarına yönelen kadınlar tam anlamıyla şatafatı yeniden hayatlarına soktu. Bu hafta bu kavramların her üçünü de destekleyen oldukça iddialı bir koleksiyon biz modaseverlerin beğenisine sunuldu. Türk hazır giyim dünyasının en iddialı markalarından adl ve daha kısa süre önce New York Moda Haftası'nda hepimizin gururlanmasını sağlayan Raisa&Vanessa ortak bir çalışmaya imza attı. Defileyle aynı anda adl'nin internet sitesinden de satışa çıkan bu koleksiyon büyük beğeni kazandı. Biz de bu koleksiyonun üç ana mimarı Adil Işık Group Başkan Yardımcısı Zehra Işık ile Raisa&Vanessa markasının arkasında yer alan tasarımcı kız kardeşler Raisa Sason ve Vanessa Sason ile bir araya geldik. Defile öncesi bütün heyecanlarıyla bu koleksiyonu anlatan üçlü, gelecek günlerin moda akımlarına dair tüyolar da verdi, moda tasarımcılığı yolundaki gençlere tavsiyelerde de bulundu...
- Nasıl oldu da bu üçlü bir araya geldi ve iki marka ortak bir koleksiyon yapmaya karar verdi?
- Zehra Işık: Aslında oğlum Emre'nin bu markadan söz etmesiyle başladı. Yaklaşık iki yıldır Raisa&Vanessa'nın başarılarından söz ediyordu. Hatta o dönemde gittiği Raisa&Vanessa defilesinin ardından "Kapsül koleksiyonlar yapmak için Raisa&Vanessa ile bir araya gelebiliriz" dedi. Bu hayalimiz, pandemiden sonra gerçekleşti. Yaklaşık altı ay önce tanıştık. Tanıştığımızdan beri de hep beraberiz. İki ay gibi bir süreçte de koleksiyonu oluşturduk. -
Raisa Sason: İlk toplantıdan itibaren çok güzel bir uyum yakaladık. Sonuçta kreatif bir iş yapıyoruz. Ve karşılıklı uyum her birimiz için önemli. Bunu sağladık ki ortaya bu iş birliği ve bu iş birliğinden doğan ilk koleksiyon çıktı. İki ay kısa bir süre aslına bakarsanız bir koleksiyon hazırlamak için. Ancak karşımızdaki adl ekibi o kadar güçlüydü ki, biz ne hayal ediyorsak hemen çok hızlı bir şekilde gerekleştirdi. Biz çok kolaylıkla ilerledik.
- Koleksiyonda pandemi sonrası bir etki var... Çok gösterişli en günlük parçalar bile...
- Vanessa Sason: Çok sıkıcı bir pandemi sürecinden geçtik. Herkes, ben de dahil olmak üzere daha sportif, rahat, gösterişten uzak kıyafetlerle günlerimizi geçirdi. Hepimizin o dönemde giyim kodları değişti. Ardından da şu anda içinde bulunduğumuz ve konrollü bir şekilde sosyalleşmeye başladığımız bu süreçte daha iddialı parçaları dolaplarımıza eklemek istedik. Tam da bu tarz bir koleksiyon hazırlamak bize de iyi geldi. Bu koleksiyonu tasarlarken her giyenin kendisini daha çok sevmesini istedik. Zaten gördüğünüz gibi çok renkli, payetlerle, aksesuvar detaylarıyla daha iddialı bir hale gelmiş bir koleksiyon.
- Işıltı vatka, pul-payet, görkemli aksesuvarlar denildiğinde insanın aklına 90'lar geliyor tabii ki... Bu koleksiyonda da 90'lar etkisi ciddi şekilde göze çarpıyor...
- R.S: 90'lar esintisi güçlü bir şekilde hissediliyor bu koleksiyonda. Şık kokteyl elbiseleri var evet bu çalışmada ama ağırlıklı olarak detaylarla güçlendirilmiş günlük parçalar göreceksiniz. Bu durum Raisa&Vanessa markası için de oldukça büyük bir yenilik aslına bakarsanız. Biz de daha önce bu kadar günlük giyime hitap eden bir koleksiyon hazırlamamıştık. Gündüzden geceye bu pandemi sürecini yaşamış olan kadının neye ihtiyaç duyacağını düşünerek hazırladık bu koleksiyonu. Bambaşka bir Raisa&Vanessa ve bambaşka bir adl...
- adl, kuruluşundan bu yana hep iddialı gece kıyafetleriyle tanınıyor, biliniyor. Raisa&Vanessa markasıyla bir iş birliği yaptınız ancak koleksiyondan gördüğüm kadarıyla ortaya şık günlük giyim parçaları çıkmış, öyle değil mi?
-
Z.I: Raisa&Vanessa gece kıyafetleriyle tanınıyor. Bizim gibi. Ancak iki markanın imzasını çıkardığı koleksiyon ağırlıklı olarak daha günlük parçalardan oluşuyor. Günlük bir koleksiyon yaptık evet, ama kadın hep kadın. Detaylar, aksesuvarlar çok dikkat çekici bu koleksiyonda. En çok uğraştığımız şeylerden biri düğmelerin renkleri oldu.
- V.S: Doğru bizim ağırlıklı olarak abiye diye tanımlayabileceğimiz gece kıyafetlerimiz bulunuyor. Ama bu koleksiyon daha çok günlük hayata hitap ediyor. Ama tabii ki detaylar çok görkemli ve iddialı. Çok özgür, çok rahat bir koleksiyon. 40 look'tan 65 parçadan oluşuyor. Sabah bir toplantıya giderken giyebileceğiniz parçalar da var, akşam şık bir davete giderken ihtiyaç duyacağınız parçalar da... Maksimalist, göz önünde olmayı, dikkat çekmeyi seven bir kadının dolabındaki parçaları oluşturduk.
- Peki başarılı olmak kolay mı moda dünyasında? Dışarıdan bakıldığında hep çok eğlenceli görünüyor moda ve tasarım dünyası ama hepimiz biliyoruz ki pek de öyle değil... Siz neler tavsiye edebilirsiniz genç tasarımcılara ya da bu dünyaya adım atmak isteyenlere?
- R.S: Kolay bir iş değil. Düşe kalka, durmadan, yorulmadan ilerlemek gerekiyor hep... Zorlukların olacağını, bu işin denkleminde olduğunu bilmeli herkes bu işe girerken... Düşünsenize her sene hep yepyeni bir şeyler tasarlamanız lazım, hep yenilikçi olmanız lazım bu bile tek başına oldukça zor bir şey. Ama bu işte yer almak isteyen herkese yılmadan çok çalışmalarını söyleyebilirim.
LONDRA'DA TÜRK TASARIMCILAR ŞOV YAPTI
Geçtiğimiz haftalarda New York'ta düzenlenen moda haftasında Türk tasarımcıların yakaladığı başarıdan bahsetmiştik. Bu hafta da Londra Moda Haftası, Türk moda tasarımcılarının iddialı koleksiyonlarına sahne oldu. İsminden en çok söz ettirenlerden biri İngiliz kraliyet ailesinin de tercih ettiği Bora Aksu'ydu. Hollandalı sosyetik ve moda ikonu Mathilde Willink'e atfedilen ilkbahar/yaz 2022 koleksiyonu, iç açan renkleri, Aksu'nun imzası haline gelen romantik detaylarıyla dünyanın dört bir yanından defileyi takip edenlerin kalplerini çaldı. St. James'deki görkemli bir malikanenin bahçesinde düzenlenen defilede elbiseler 1970'lerde Hollanda toplumunun önde gelen isimlerinden biri olan, abartılı tarzı ve ünlü ressam Carel Willink ile evliliğiyle tanınan merhum Mathilde Willink'ten esinleniyordu. Aksu şovdan sonra, "Ben çok optimist bir tasarımcıyım, bu yüzden her vakit umut, cüret ve heyecan getirmenin peşindeyim ve Mathilde benim için bunu temsil ediyor. Mathilde her vakit kalabalığın ortasından sıyrılmak istedi. Şimdi, bu yeni dünyada, kendimizi bir kutuya hapsetmemize gerek yok; olmak istediğimiz kişi olabiliriz" dedi. Londra Moda Haftası'nda yer alan Fashion Scout bünyesinde Deniz Berdan ve kızı Begüm'ün markası DB Berdan, Gökhan Yavaş ve Emre Pakel de koleksiyonlarını dijital platformlarda tanıttı.
Moda kazanı
SAAT MARKASINA YENİ YÜZ
Lüks saat dendiği zaman ilk akla gelen markalardan biri olan Hublot, son dönem popüler isimlerle yaptığı iş birlikleriyle popülaritesini daha da artırdı. Marka ilk olarak futbol efsanesi Pele'yi marka yüzü olarak açıkladı. Ardından teniste dünya şampiyonu Novak Djokovic ve atletizm şampiyonları Dina Asher-Smith ile Usain Bolt ile bu çalışma devam etti. Kısa süre önce üç Michelin yıldızlı şef Clare Smyth'i de marka ailesine katan Hublot, geçtiğimiz günlerde de sosyal medya dünyasının en başarılı isimlerinden biri olan Chiara Ferragni ile özel bir iş birliği yaptı.
DOĞAYA BAĞLILIK
Son dönemin dikkat çeken markalarından biri olan Nisse, pandemiden sonraki birçok markada olduğu gibi doğaya olan bağlılığını vurguladığı bir sonbahar/kış koleksiyonu hazırladı. Markanın sürdürülebilirliğe verdiği değerin altını çizdiği koleksiyonda, biz doğanın yüzleriyiz vurgusu yapılıyor. Bu koleksiyonda bu vurgu doğal kumaş seçimleri ve doğa tonlarına ağırlık verilmesiyle gerçekleştiriliyor.
RENKLİ VE İDDİALI MAKYAJ
Popüler makyaj markalarından biri olan Maybelline New York, bu sezon için bizi yeniden şehre ve hareketli bir yaşama bağlayan iddialı bir kozmetik koleksiyonu hazırladı. Marka, pandemiyle beraber durdurduğumuz hayatımızı yeniden canlandırmak ve hayatı renklendirmek için kısa süre önce bir reklam kampanyasına başladı. Markanın marka elçisi Gigi Hadid'in de rol aldığı kampanya, tüm makyaj tutkunlarını, canlanmaya ve hayatı renklendirmeye davet ediliyor.