Not: Bu yazı filmle ilgili bilgi içermektedir.
Bir banka reklamıyla başlıyor Tunç Şahin'in yönettiği İnsanlar İkiye Ayrılır filmi. "Siz istediğinizi alın, parayı düşünmeyin. Kapital Anne her şeyi halleder" diyor mealen. 'Borç yiyen kesesinden yer' atasözüne inat banka, kredilerle her şeyin halledileceği fikrini reklamda beynimize işliyor.
Ne kadar tanıdık... Sistem tam da böyle işlemiyor mu? Önce insanlar tüketime özendiriliyor. Cilalı ihtiyaçlar yaratılıyor, insanların parası yoksa bile kredilerle borçlandırıp bir haz illüzyonuyla tüketim körükleniyor. Bu döngüde insanların gelir gider tablosu şaşınca da borç alarmı çalıyor! Ya sonra?
Film bu noktada başlıyor işte. Bankaların borçlarını tahsil etmesi için kullandığı bir danışmanlık şirketinin ofisindeyiz. O borçları tahsil etme konusunda ustalaşmış bir ekip gencecik Ceren'in (Pınar Deniz) adeta üzerine çullanıyor. Ceren imzayı atacak ama o sırada ekipten Bahadır (Aras Aydın) bir boşlukta onu uyarıyor: Sakın imzalama. Ceren imzalamıyor ama ona bu imzayı attırmakla sorumlu Duygu (Burcu Biricik) peşini bırakmıyor.
YA AV YA DA AVCI MIYIZ?
Uygar Şirin'in romanından uyarladığı Karışık Kaset ile yönetmenlik kariyerine başlayan Tunç Şahin, ikinci uzun metraj filmi İnsanlar İkiye Ayrılır'da kredi kartı mağduriyeti üzerinden bildiğimiz vahşi kapilalist düzenin insanların hayatını nasıl mahvettiğine odaklanıyor. Bu aslında anlattığı hikayenin giriş kısmı. İşi orada bırakmıyor, sistemin insan zekasını, insani değerleri hafife aldığı zaman neler olabileceğini de gösteriyor. Aslında belli bir süre sonra 'intikam soğuk yenen bir yemektir' türü bir hikayenin ortasında olduğumuzu anlıyoruz.
İşte filme ismini veren tanımlama da burada devreye giriyor. Borçları tahsil eden şirketin sahibi Eray'ın (Erdem Akakçe) "İnsanları ikiye ayrılır. Bu hayatta ya av olursun ya da avcı" şeklindeki zorbalığı meşru kılan dayatmasına karşın intikamcı ekip de başka türlü bir tanımlama ile ona cevap veriyor.
Öğrenilmiş çaresizlik kader mi? İnsanlar İkiye Ayrılır'ın en güzel tarafı bu soruya etkili bir hikaye ekseninde hayır diyebilmesi. Ve hayat algıları güç odaklı olan Eray gibilere (ki onlar biraz da bu sistemin daha da vahşileşmesini sağlayanlar) bir hukuk düzeni içerisinde yaşadığımızı hatırlatması. Eray gibilerin sadece müşteri, tüketici ve borçlu olarak görüp bir av muamelesi yaptığı insan, nihayetinde modern hukuk düzeni içerisinde bir sürü hakka da sahip.
YILIN EN İYİLERİNDEN
Tunç Şahin'in filminin parıldayan kısmı senaryo. İyi bir senaryo var karşımızda. Akışkan, tıkır tıkır işleyen ve tabii sürprizli. Yönetmenlik maharetini de özellikle oyuncu yönetiminde hissettiriyor. Her oyuncu, çarkın bir dişlisi gibi hem tekil olarak hem de birlikte iyi performans sergiliyor. Burcu Biricik, Aras Aydın, Pınar Deniz, Erdem Akakçe gayet iyiler. Lakin Nezaket Erden ile Başak Dasman'ın da performanslarına özel dikkat çekme taraftarıyım.
Geçen yıl festivallerde açılış yapan ve çeşitli ödüller alan Tunç Şahin'in İnsanlar İkiye Ayrılır'ı, şimdilik yılın en iyi yerli filmlerinden biri.