Danimarkalı usta yönetmen Thomas Vinterberg'in yönettiği ve bu yıl Yabancı Dilde En İyi Film Oscar'ını kazanan Körkütük/ Another Round filmini pandemi süreci içerisinde olmasaydık muhtemel daha erken izleyebilirdik. Ama kısmet bugünlereymiş Yılın sükseli filmlerinden olan, gösterildiği andan itibaren de bir tartışmanın fitili ateşleyen Körkütük'te, Danimarka'nın bir kasabasında yaşayan dört öğretmenin hikayesini izliyoruz. Kendi halinde ama Vinterberg'e göre sıkıcı hayatlar yaşayan dört öğretmen, aslında yaşam heyecanlarını kaybetmiş ve toplumsal rollerinin getirdiği rutin yaşamlarında çıkışsızlık yaşayan dört karakterdir. Özellikle de tarih öğretmeni Martin (Mads Mikkelsen) bu çıkışsızlığı en çok hissedenlerden. İki oğlu ve işi nedeniyle pek fazla görüşemediği eşiyle dışarıdan bakınca mutlu aile tablosunun önemli bir parçası olsa da kendinden sıkılacak kadar da içine kapanmış durumda. Bu sıkıcı haliyle öğrencilerinin şikayeti sayesinde yüzleşince içine düştüğü durumunu sorgulamaya başlıyor. Kendisi gibi üç öğretmen arkadaşıyla, içlerinden birinin 40. yaş doğum gününde riskli bir deneye girişmeye karar veriyorlar. Görevleri başındayken belirli miktarda alkol alacaklar ve kaybettikleri yaşam enerjilerini bulmaya çalışacaklar. Bu riskli deney gittikçe alkol miktarının artmasıyla tehlikeli boyutlara ulaşıyor. Dört kafadar için başlangıçta her şey iyi gibidir ama sonraları doğal olarak işler çığırından çıkar. Hem Martin hem de diğer öğretmenlerin hayatları altüst olma aşamasına gelir...
MELANKOLİK, YER YER KOMİK
Körkütük, seyirciyi ikilemde bırakan filmlerden, bahsettiğim tartışma da bu yüzden başladı zaten. Temel olarak yönetmen bize modern insanın çıkışsızlığını sarhoşluk hali, alkolizm gibi tehlikeli sularda dolaşarak anlatıyor. Fakat bunu biraz da provokatif bir biçimde yapıyor. Yönetmen Vinterberg film boyunca alkolizm üzerine keskin yargılardan uzak durup, kabul edilmesi zor durumlarla bizi başbaşa bıraksa da ahlakçılık yapmıyor. Fakat, melankolik, yer yer komik bir hikaye anlatırken (başta Mads Mikkelsen olmak üzere, diğer oyuncular Thomas Bo Larsen, Magnus Millang ve Magnus Sjorup bu hikayede son derece iyi oynuyorlar) seyirciyi de bir hüküm vermeye zorluyor. Filmin provokatifliği buradan geliyor. Yönetmen, alkolizm meselesinde modern dünyanın bize sunduğu öğrenilmiş bilgiler üzerinden değerlendirme yapılacağının ve bunun da tartışmayı çetrefilli hale getireceğinin farkında. Ki filmle ilgili tartışmaların sonuçlanmaması da naçizane bu yüzden. Bu anlamda Vinterberg amacına ulaşıyor. Lakin bu tartışma bizi modern insanın yaşadığı çıkışsızlığa dair bir yere götürüyor mu, emin değilim... Bu çıkışsızlığın nedeni çok da bireysel kaynaklı değil. Değer aşınmasının had safhada yaşandığı, ideallerin kaybolduğu, toplumsal değer yargılarının parçalandığı, yaratılan suni haz alanlarıyla insanların oyalanıp kendi gerçeklikleriyle yüzleşemediği bir dünyada, modern insanın yaşadığı buhrandan çıkması, bir şeylere sığınarak aşılacak bir şey değil. Bir sistem meselesi var karşımızda. Efkarlanarak da bu sistemin üstesinden ne kadar gelinebilir ki?