Baştan söyleyeyim: Bundan sonra biri daha Türk basını şöyle, Türk basını böyle gibi laflar ederse, kalbini kıracağım...!
Tabii alıştınız her istediğinizi yazan, çıkarı için sizi göklere çıkaran, hiçbir vasfınız olmadığı halde ününüze ün katan, sonradan olma köşe yazarlarına...
Yok biz ekip olarak öyle değiliz kusura bakmayın. Köşelerimizi ahkam kesme yeri olarak değil, içi dolu metinler olarak hazırlıyoruz.
Yalan, dolan, tahmin, çıkar yok yazdıklarımızda. Her şey kanıtlı!
Tıpkı Meedo'yla aramızda geçen konuşma gibi. O yazıdaki nefes alma detayı bile gerçek.
Meedo kapılmış bir Şeyma rüzgarına, şu anda kimsenin lafını dinleyecek durumda değil. Yazdıklarımın kelimesi kelimesine doğru olduğunu bildiği halde, "Ben öyle demedim" diyor. Dedim ya, biz de her şey kanıtlı...
Beni arayarak anlattıkları geçtiğimiz hafta gündeme bomba gibi oturdu ve o sabah yine Meedo beni aradı, saat tam 09.45'de... O konuşmanın detayları şimdilik benimle, onun arasında... Özetle, konuştuğumuz şeyleri yazdığım için bana kırılmış. Altını çiziyorum, konuştuğumuz şeyleri yazdığımız için! Yani yazılan şeylerin tamamı konuşulmuş şeyler...
Çünkü Şeyma ile ilişkisini düzeltmeye çalıştığını tam da böyle bir dönemde bu yazının, düzelmeye başlayan aşklarına deyim yerindeyse mum diktiğini söylüyor!
Üzüldüm aslında o konuşma sonrası... Şu kredi kartı detayını yazmasa mıydım diye geçirdim içimden...
Akıl bile verdim, "Bak ben de kadınım, ilişkine bir şey olmaz, ben o yazıda bir kadına çok aşık olmuş bir adamdan söz ediyorum" falan dedim. Bir köşe yazdım, durup dururken kendimi Şeyma-Meedo arasında ilişki koçu olarak buldum.
Buraya kadar bir sıkıntı yok. Ta ki, Meedo bir açıklama yayınlayana kadar. Açıklama, durumu kurtarmaya yönelik ama harcanan ben, Türk basını.
Bu açıklamayla birlikte yurtta ve cihanda adeta Şeyma seferberliği başladı.
Bir yandan eski eşi Acun Ilıcalı, bir yandan yeni sevgilisi, Şeyma'nın ne kadar da iyi, ne kadar da mütevazı, ne kadar da tamahkar olduğunu anlata anlata bitiremedi...
Eski kocası diyor ki, "İlişkisi başlayınca nafaka istemeyi kesti." Yeni sevgilisi Meedo diyor ki, "Şeyma tüm bu harcamaları hak etti" Adamlar kadına para harcamak için yarışıyor adeta...
Durum adeta şu:
- Kartımı ben vereyim - Yok yok birader ben vereyim...
Ne Şeyma'ymış kardeşim...
İsteyen istediği kadına ya da adama, istediği kadar harcama yapabilir. Beni kimsenin cüzdanı, lüksü, keyfi ilgilendirmiyor. Ben sadece gazetecilik yaptım. Hani unuttuğumuz gazetecilik var ya, işte onu...
O yüzden herkese aşk ve ekonomik hayatında başarılar diliyorum.
BİR TELEFON UZAĞINDAYIM
Meedo'nun ben öyle demedim böyle dedim konulu açıklaması şöyleydi:
"Şeyma Subaşı'yla olan ilişkimi dışarda tutarak açıklıyorum.
Türk medyasında ortaya çıkan bazı yanlış noktalara açıklık getirmek istiyorum. İlk olarak bir çift, bir bebek kaybetmenin çetin deneyimini yaşarsa bu onları duygusal açıdan da olmak üzere birçok şekilde etkiler. Medya onu sürekli kötü gösteriyor ki, bu doğru değil. Şeyma'dan ayrılmayı tercih etmedim ve o da benden ayrılmayı tercih etmedi.
Bazen iki insanı biraraya getiren şeyleri hatırlamak için zamana ihtiyacınız olur.
İkincisi de Şeyma'nın ne kadar harcama yaptığından hiç şikayetçi olmadım. aslına bakarsanız ben bir insanla ilişkide olduğumda onun da aynı harcama imkanına sahip olması gerektiğine inanırım ve istediği her şeyi alabilmeli. Benimle aynı yasam tarzına sahip olabilmeli. Şeyma bütün bu harcamayı haketti çünkü hiç umursamadı. Gazeteciye yaptığım açıklama ilişkimizdeki sorunların sahte mücevherler ya da sahte yüzükle ilgili çıkan yalan yanlış haberlerle bir ilgisi olmadığını açıklamak içindi. Ona Şeyma'nın kendi kartı olduğunu ve istediği ne varsa aldığını söyledim.
Bu yüzden de ona sahte bir şey almış olma şansım yok.
Gazetecinin açıklamam hakkındaki yorumuna da gelince, ona finansal durumum hakkında kanıt istiyorsa ona belgeleri göstecek arkadaşımı söyledim. Hiç fatura yayınlamadım, gazeteciye bir şey vermedim ve onunla sadece sohbet ettim. Böylece hayatımı daha iyi anlayabilir ve sahte haber yapmayı bırakabilirdi.
Ama medyanın bir insanın hayatına bakışı ve kendi çıkarı için makale yayımlamasıyla yeniden hayal kırıklığı yaşadım.
Ama doğru anladıkları bir şey var. Ben insanların onun hakkında ne düşündüğünü önemsemeden ona dünyaları vereceğim bir kadına aşığım. Çünkü o çok iyi biri ve hiçbir zaman değişmek istemiyor" dedi.
Buradaki "gazeteci" ben oluyorum...!
Bunun üzerine ben de kendi Instagram hikayemde, "Beni zorlama, iki gün önce köşe yazısı çıktığı sabah beni arayıp söylediklerini yazmak zorunda bırakma. Yazdıklarımın her kelimesinin doğru olduğunu biliyorsun. Kendini daha gazla bu duruma sokma.
Hadi sana iyi bayramlar" açıklaması yapmıştım.
Bunu gören Meedo bana bir WhatsApp mesajı attı. Mesajı aynen yayınlıyorum:
"Sevgili Sonat, lütfen bilki ilk konuştuğumuz andan itibaren sana saygım sonsuz. Yazını okudum.
Açıklamam bazı noktaları açıklığa kavuşturmak içindi.
Seninle ya da kimseyle bir sorun yaşamak gibi bir niyetim yok.
Ve bunu kastetmiştim... Bu ay Türkiye'deyim, yine de seninle tanışmayı çok isterim. Kim bilir belki bir gün beni gerçekten arkadaşın olarak görürsün. Umarım iyi bir bayram geçiriyorsundur ve lütfen önümüzdeki birkaç hafta için bana biraz huzur verin çünkü gerçekten ilişkimizde neler olup bittiğini anlamaya çalışıyoruz.
Umarım buna saygı duyarsın ve söz verdiğim gibi her zaman bir telefon uzağındayım." Sevgili Meedo, bence de durum kabak tadı verdi...(Bunu sana İngilizceye nasıl çevirirler bilemedim...?) Siz de bana huzur verin... İlişkinizi gözümüze sokmadan yaşayın!