Türkiye'de birçok ilki hayata geçiren markaların başında yer alıyor adL... Yıllar boyunca popüler, ilgi gören ve gündemde olan koleksiyonlara imza atan adL bu sefer pandemiyle yorulan ruhlarımız için ilhamını sanattan ve doğal kumaşlardan alan özel bir koleksiyona imza attı. adL for art isimli bu koleksiyondaki illüstrasyonlar bir lisede resim öğretmeni olarak görev yapan Hülya Güney'e ait... Bu farklı duruş ve iddialı yaklaşımı konuşmak için Adil Işık Group Başkan Yardımcısı ve Tasarım Ekibi Direktörü Zehra Işık ve resim öğretmeni ve illüstrasyon sanatçısı Hülya Güney ile bir araya geldik... Hem koleksiyonu hem de pandemiyle değişen moda algısını, sosyal medyanın fenomenlerini, mağazacılığı ve e-ticareti masaya yatırdık.
- Bir resim öğretmeniyle nasıl oldu da yollarınız kesişti ve böyle bir koleksiyon yaratmaya karar verdiniz?
- Adil Işık'ın Hülya Güney'in çalışmalarında bir tanıdık vasıtasıyla haberi oluyor. Onun da illüstrasyonlarını ve resimlerini giyilebilir bir sanat projesine dönüştürme hayali bulunuyormuş. Biz bunun üzerine Güney ile bir araya geldik. Çalışmalarını inceledik. Tasarım ekibimizle bunları nasıl kıyafetler üzerine yansıtabileceğimizin üzerinde çalıştık. Bu çizimleri yazın modaseverlerle buluşturmaya karar verdik. Ve aylar süren çalışmaların ardından Güney'in çizimleri arasından belirlediklerimizi yansıttığımız özel koleksiyonu bu hafta müşterilerimizle buluşturduk.
- Kumaşları da çok güzel...
- Tamamen pamuk ve keten... Hepimizin doğaya dönmeyi tercih ettiğimiz bir süreçteyiz. Bu koleksiyon tam da bunun yansıması...
- İster istemez "Neden daha ünlü bir ressam ya da illüstrasyon sanatçısı ile çalışmayı tercih etmediniz?" sorusu aklımıza geliyor.
- İsme değil sanata, emeğe, çalışmaya güvenmeyi tercih ettik. Şu an bulunduğumuz noktada ünlü bir isme, kişiye ihtiyacı olan bir marka değiliz... İşe yoğunlaşmak istedik.
- Resmin dokunduğu ve ünlü bir ismin imzasını taşımayan bir koleksiyonun modaseverler nezdinde de takdir göreceğine nasıl ikna oldunuz?
- Bu 1.5 yıllık süreçte hepimiz içimize döndük. Özel ürünler yapsak da fast fashion üreten bir marka olarak biz de çalışmalarımıza biraz daha bu gözle baktık. Bu projeyle de tam o dönemde yollarımız kesişti. Bu koleksiyondan bir parça alan kişinin yıllarca zevkle bu tasarımı giyeceğine eminiz. Bu dönemin gerçekliği sadece ürün satmak değil.
İŞE YATIRIM YAPTIK
- Genel olarak ün üzerinden müşteriye ulaşılmaya çalışılan bir dönemde farklı bir duruş ve yaklaşım benimsemişsiniz...
- Kabul edelim özellikle
de influencer'lar
üzerinden bakacak olursak
şu an sanki herkes ünlü gibi...
Aralarında işlerini çok iyi yapanları
bir kenara ayırıyorum ama bu
sürecin etkisiyle bir anda çok da
hak etmeden ünlü olanlar da var...
Arka planda kalan bu sektörün
içinde yer alan çok iyi yazarlar,
stylist'ler, moda editörleri var. Onlar
varken bu kalabalık kadroyu biz
hazmedemiyoruz artık. Biraz daha
işin arka planında iyi işler yapan
isimleri bulmaya odaklandık. İşe yatırım
yapmak istedik.
- Son beş-altı yıldır neredeyse tamamen sosyal medya fenomenleri üzerinden dönen bir moda ticareti söz konusuyken bu yaptığınız saptama oldukça dikkat çekici...
- Bizim de çalıştığımız işine, saygı
duyduğumuz isimler var. Ama bu küçük
grup dışında kimseyle çalışmıyoruz.
Denemedik mi? Tabii ki denedik.
Gerçekten tanıttığı ürünle hayatı örtüşen
isimler başarılı oluyor bu işte. Fenomenler
kendilerini yönetemiyor. Biz
marka olarak müşterimizle ana iletişim
kanalımızın mağazalarımız olduğuna
inanıyoruz ve bu şekilde stratejimizi
belirliyoruz.
- Bir yandan pandemiyle birlikte tüm tekstil ve moda endüstrisinin bir dönüşüm içine girdiğini umuyoruz, bir yandan sosyal medya üzerinden hızlı tüketim propagandası yapılıyor. Sizsektörün içinde olan biri olarak bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?
- Özellikle mağazası
bulunmayan
ve tek satış noktası internet
olan markalar ve
platformlar bu durumu
destekler nitelikte. Müşteriler
de ister istemez
"30 lira verdim. Olmazsa
atarım bu ürünü" diyor.
E-ticaret düşmeye başladı
bile. Taşlar yavaş yavaş
yerine oturmaya başladı.
Bilinçli kesim değer taşıyan,
kaliteli tasarımların
peşinde yine. Sağlığa zararlı
tekstil ürünleri var
piyasada. Kıyafetiniz
teninizi boyuyorsa çok
tehlikeli bu ürün demek...
O boya cildinize
giriyor demek.
HÜLYA GÜNEY DOĞA SINIRSIZ BİR İLHAM KAYNAĞI
İllüstrasyonlardaki çizgiler ve kadın figürleri neyi sembolize ediyor? - Çizgiler devam eden döngüyü sembolize ediyor. Devamlılık ve süreklilik... İlham kaynağım hep doğa oldu. Doğa sınırsız bir ilham kaynağı. Toprak tonlarını kullanıyorum her zaman. Ve bu kadın dünyanın herhangi bir yerinde şu an çok mutlu bir şekilde zaman geçiren bir kadın. Hisseden, düşünen, neşe dolu kadınlar bunlar. Olumlu duyguları yansıtmak istediğimiz illüstrasyonlar bunlar. Pandeminin de etkisiyle bu hissi vermek istedik
ÇEŞME DAHA GENÇ VE SPORTİF
Geçen hafta Bodrum ve Çeşme'yi ayrı ayrı ele aldık. Ama her iki noktada da mağazası olan Türk tasarımcı yok mu? Var tabii ki... Bunlardan biri de Milka Karaağaçlı... Mücevher tasarımcısının hem Bodrum'da hem de Çeşme'de tasarımları modaseverlerle buluşuyor... Biz de ona bu iki popüler tatil beldesindeki müşteri ve beklenti farklılıklarını kendisine sorduk. - Bodrum biliyorsunuz coğrafya olarak da çok geniş, nüfus olarak da daha kalabalık. Bodrum Yalıkavak Marina'daki mağazamız tatil noktalarında açtığımız butiklerin en büyüğü. Bu sebeple en geniş seçki bu mağazamızda bulunuyor. Burada piercing stüdyomuz da var. - Bodrum'da bir önemli satış noktamız daha var: Maça Kızı... Biliyorsunuz Maça Kızı konsepti ile ilgi çeken bir lokasyon. Bu sebeple Maça Kızı seçkimiz de iddialı tasarım parçalardan oluşuyor. - Çeşme'de iki satış noktamız var, Now or Never Concept Store ile Sole Mare. Bu lokasyonlarımız için seçki yaparken daha rahat, günlük ve özellikle yaz konseptine uygun tasarımlarımızı tercih ettik. Halka küpeler, halhallar, pullu zincir kolyelerimiz, tüy ve ok motifleri içeren Victory koleksiyonumuzdan parçalar ilgi görüyor. - Bodrum'da müşteri profilimiz çok geniş. - Çeşme'de de durum benzer. Ama özellikle Alaçatı dünyaca ünlü bir sörf merkezi olduğu için Çeşme'de Bodrum'a oranla çok daha genç ve sportif bir kitle de mevcut. Spor yaparken de kullanabilecekleri stillerini tamamlayan tasarım parçalarına ilgi gösteriyorlar.
HAF TANIN KONUĞU: İPEK ERBAY'IN TERCİHLERİ
Good Things Atelier markasının kurucusu ve kreatif direktörü İpek Erbay ile pandemi sonrası moda alışkanlıklarını, kişisel stilini ve trendlere yaklaşımını konuştuk.
Pandemide hepimiz sosyalleşememenin getirdiği özensizliğe düşme tehlikesi yaşadık. Benim de ilk giymeyi bıraktığım parçalar, topuklu ayakkabılar oldu. Spor ayakkabı, az makyaj ile spor bir şıklık yaratmak için çaba gösterdim.
Kapanmaların olduğu dönemde bir tasarımcı olarak nasıl bir aksiyon almam gerektiği konusuna yoğunlaştım. O dönem hep ertelediğim internet sitemi hayata geçirdim mesela.
Bu süreçte doğa dostu geri dönüşüm malzemelerin modaya ve sanata entegre edilmesi, en sevdiğim trend oldu.
Yaz dönemi tabii ki her şey bambaşka. Gold yine ön planda bu sezon. Doğal taş olarak ise her yaz olduğu gibi mercan ve turkuazlar Good Things koleksiyonunda başroldeler.
Günlük olarak pantolon üzeri basic bir tişört ve ceket kurtarıcım. Gömlek etek takımları seviyorum. Bu takımları gün içinde düz sandalet ya da akşam davetine topuklu bir ayakkabıyla giyebiliyorsunuz. Gömleği ya da eteği farklı parçalarla kombinlemek de hoşuma gidiyor.
Şapka tutkunu olmama rağmen sezon trendlerinden balıkçı/bucket şapkalarını sevemedim. Eşofman takımlarını görmekten de çok sıkıldım.
MODAKAZANI
TREND DOĞAYI GÖSTERİYOR
Pandeminin de etkisiyle sadece moda değil, lüks ve mücevher sektörü de rotasını doğaya çevirmiş durumda. Doğadan ilham alan tasarımlar son dönemde mücevher tasarımcıları arasında son derece revaçta. Bunun son örneklerinden biri de Ayşe Rodoslu. Tasarımcı Sunset ismini verdiği son koleksiyonu için gün batımından ilham aldı. Doğal olarak da tüm tasarımlarda kırmızı ve kızıl renk etkili bir şekilde kullanılmış. 14 ayar pembe altının mercan taşlarla yuvarlak ve geometrik formlarda uzun ve kısa kolyeler, tek ve çok taşlı zarif yüzükler ile beyaz pırlanta ile çerçevelenmiş küpelere dönüştüğü Sunset koleksiyonu, yazın pozitif etkisini hissettiriyor.
YAZ DEMEK POP-UP STORE DEMEK
Geçen hafta Bodrum'da ve Çeşme'de modaseverlerle buluşan lüks modaevlerinden ve Türk tasarımcı butiklerinden bahsetmiştik. Bu listeye bir yenisi daha eklendi... Dünya devi Escada, Yalıkavak Marina içinde iddialı bir butik açtı. Escada, arıların olağanüstü varlıklarından esinlenerek bal peteği desenini ve Escada gold rengini butiğinde genel dekorasyonunda da kullandı. Yaz sezonu boyunca mağazada yer alacak parçaların sürekli yenilenecek olması, koleksiyonun sürekli güncel ve dinamik tutulması sayesinde canlı ve yaşayan bir butik deneyimi sunulması hedefleniyor.
26 BİN LİRALIK ÇANTA
Lüks markaların merkezi haline gelen Bodrum'da mağaza açan devlerden biri de Louis Vuitton... Türkiye'deki İstanbul Nişantaşı, İstinyepark, Zorlu Center ve Emaar Square Mall mağazalarının ardından Bodrum'da da mağaza açan marka bu yazlık merkeze moda meraklıları için sınırlı sayıda üretilen tasarımları da getiriyor. Bodrum mağazasında bulunan en özel parçalardan biri de özel limitli sayıda üretilen OnTheGo model çanta... Yaklaşık 26 bin 100 liraya satılan çantayı kimlerin elinde göreceğiz bakalım.