Stil konusunda zorlu günlerden geçiyoruz. Pandemi ne yazık ki birçoğumuzu klonlar gibi giyinen vasıfsız moda takipçilerine çevirdi. Durum öyle bir hal aldı ki eşofman takımı giyerken bile birilerini kopyalayan insanlar görmekten hepimizin modaya olan sevgisi kaçtı. Trend olan her şeyin bu kadar körü körüne takip edildiği bir dönemde yeniden kendimize gelmemiz ve kendi kişisel hikayemizden yola çıkarak kendi stilimizi yaratmamızın tam zamanı.
İşte bunun ilk adımlarından biri de asla giymeyeceklerinizi belirlemek. Hepinizin zaman zaman "bel çantaları moda olmasın", "vatkalar geri gelmesin", "dev logoların olduğu kıyafetler korkunç görünüyor", "platformlar, plastik şerit ve topuklar kim giyerse giysin ortaya basit bir görüntü çıkartıyor", "bu yüzyılda hâlâ gerçek kürk giyen mi var?", "beyaz spor ayakkabı ve beyaz çorap 80'lerden fırlamış korkunç bir görüntüye sebep oluyor" dediğinden eminim.
Biz de şov ve moda dünyasının ünlü isimlerine, kendilerinin asla giymeyi ve hatta bir başkasının üzerinde görmeyi tercih etmedikleri parçaları sorduk. Gelin bu işin duayenleri ve ünlüler neleri modanın en korkunç parçaları arasında görüyor bir bakalım...
BİANCA SOMER TÜRKMEN (Kreatif direktör)
Terlik ve çorap ikilisini bir daha birlikte görmeyelim
"Genel olarak son birkaç yıldır popüler olan çorap ve terlik ikilisini bir kez daha görmek istemem. Ama pandemiyle birlikte hepimiz evlerde olduğumuz için bu modayı bir şekilde benimsedik de... Ben de şu anda bu soruyu yanıtlarken bir yandan ayağımdaki Yeezy terlik ve çorap ikilisine bakıyorum."
BURCU ESMERSOY (Sunucu)
Neyi sevmem desem o moda oldu
"Bu soruya ne zaman cevap versem ve asla şunları giymem desem o parçalar moda oluyor. Şaka değil gerçekten de bu tarz bir soruya en son 'Sarı renk giymem' diye cevap verdim. Sarı renk moda oldu. Sonra 'Bebek mavisi giymem' dedim ve o rengi de giydim. 'Yüksek bel pantolonlar yeniden popüler olmasın' dedim tabii ki moda oldu. Ardından 'Küt burunlu ayakkabılar moda olmasın' dedim, onlar da moda oldu. Yani son birkaç deneyimim üzerine bu konuda büyük konuşmak istemiyorum!"
HANDE SUBAŞI (Oyuncu):
Kapri pantolonlar mı! Asla...
"Kapri pantolonların asla yeniden popüler olmasını istemem. Bir de 80'ler modasının ve Yeşilçam filmlerinin vazgeçilmez tamamlayıcısı olan renkli farlar ve kabarık saçlar asla hayatımıza girmesin."
AYŞEGÜL ULUÇ BULUT (İş insanı):
Füzo taytlar popüler olmasın
"Moda dünyasındaki bazı trendlere ilk başta mesafeli olsak da çoğu zaman bu trendlere zaman içinde alışıyoruz. Ama bazı trendler var ki zamanla ne bizim ne de gözlerimizin alışması pek de mümkün oluyor. Mesela benim asla ısınamadığım ve kendi kombinlerimde yer vermediğim, yeniden moda olmasını hiç istemediğim parçalar içinde ilk sırada yırtık ya da kaçık çorap trendi yer alıyor. Onu düşük belli jean pantolonlar izliyor. Ve maalesef şu aralar bolca gördüğümüz füzo pantolon ya da taytların asla popüler olmasını istemiyorum."
ELİF DÜRÜST (İş insanı)
Dev logolu kıyafetleri sevmem
"Babet tarzındaki ayakkabıları giymem. Her ne kadar çok popüler olsa da üzerinde dev boyutlarda logolar yazan kıyafetleri giymeyi tercih etmem. Bu iki parça asla yeniden popüler olmasın."
SİMGE SAĞIN (Şarkıcı)
Düşük bel kesimli eteklere tahammülüm yok
"Genel olarak düşük bel kesimli ne pantolon ne de eteklerin yeniden moda olmasını isterim."
İREM DERİCİ (Şarkıcı)
Babetler geri gelmesin
"Babetlerin görüntüsünden hoşlanmıyorum. O yüzden rahatlıkla babetlerin yeniden popüler olmasını istemediğimi söyleyebilirim."
MERT ASLAN (Moda editörü)
Kürkler hayatımızdan çıksın
"Bisikletçi taytı ilk aklıma gelen parça. PVC detaylı ayakkabılar ve düşük belli jean'lerin görünümleri de korkunç. Ve tabii ki kürkler bir daha asla popüler olmasın."
DEREN TALU (Oyuncu):
Düşük belli jean'ler moda olmasın
"Yeniden asla moda olmasını istemediğim parça kesinlikle düşük bel jean."
DEMET ŞENER (İş insanı)
Büyük beden ceketler kimseye yakışmıyor
"Her yerinde markanın logosu olan parçaları sevmiyorum, asla moda olmasınlar isterim. Son yıllarda kişinin bedeninden birkaç beden büyük özellikle ceketler çok popüler. Bence asla moda olmasın bu tarz parçalar. Kendi markam bünyesinde ceketler tasarlıyoruz ama asla bu tarz bir kalıp benimsemedik."
Haftanın konuğu
PINAR KERİMOĞLU'NUN TERCİHLERİ
Pandemiye rağmen Türk moda tasarımcıları arasında her geçen gün yeni bir olumlu gelişme yaşanıyor. Bu tasarımcılardan biri de Pınar Kerimoğlu... İki yıl önce kurduğu Lady Estrella isimli markasını şu günlerde Dubai'ye taşımaya hazırlanan Pınar Kerimoğlu ile pandemi dönemini, tasarımlarını ve stilini konuştuk.
Sosyal hayattan uzaklaştığımız pandemi sürecinde herkes sosyal medyada şık görünme çabasına girdi. Ve bu nedenle yeni kıyafetler satın almaya başladı.
Şu bir yıllık süreçte günlük kıyafetimdeki şıklığımdan vazgeçmedim. Çünkü bu bizim kendimize olan saygımız diye düşünüyorum.
Kapanmanın ilk aylarında atölyeyi kapatıp evde atölyemi açtım. Üretimim atölyedeki kadar hızlı olmasa da devam etti. Benim bu süreçte markam için yaptığım en önemli yatırım doğru tanıtımlar oldu.
Renkler bu zor dönemin en önemli unsuru oldu. Ruhumuz renklere aç ve mutlu olmak istiyor buna kulak vermeliyiz.
Tasarımlarımda tüm renkleri kullanırım. Sadece yoğunluklarını değiştiriyorum. Ben insanların görüntülerini, gökkuşağına çeviren bir modacıyım.
Moda kazanı
YAZ DEMEK, CİLT LEKESİ DEMEK
Mayısla birlikte güneşin etkisini hissetmeye başladık. Yani cilt lekesi istemiyorsak, yüzümüzü en çok korumamız gereken döneme geldik. Neutrogena kısa süre önce piyasaya çıkardığı Bright Boost serisiyle özellikle lekelere karşı savaş ilan ediyor. Ürün ayrıca yaşlanma etkileri ve ince çizgilerle de savaşıyor. İnce çizgi ve ton eşitsizliğini önlemeye yardımcı olan formülleriyle, cildin doğal yenilenme sürecini tetikleyerek sağlıkla ışıldayan, parlak ve genç görünen bir cilt sağlıyor."
ŞİŞELERDE VE DAHA DOĞAL
Son dönemde cilt bakım ürünlerini satın alırken birden fazla detayı göz önüne almamız gerekiyor. Tabii ki doğayla dost bir ürün olması ve ürünün deneme aşamalarından elimize gelen ambalajına kadar bu duruma sadık kalması en dikkat etmemiz gereken detaylar arasında. İşte Fransız Caudalie markasının yenilenen Vinoperfect Leke Karşıtı Serum'u da tam bu detayları göz önüne alıyor. Daha doğal ve daha etkili bir hale getirilen ürün eski formülüne göre 3.9 kat daha etkili. Ayrıca yüzde 98 doğal türevli içeriğe sahip ve geri dönüştürülmüş/geri dönüştürülebilir şişelerde satışa sunuluyor.