Son yıllarda yapılan çalışmalar; süt ve süt ürünlerindeki sağlıklı doymuş yağların kalbe giden damarları yenileyebildiği ve bizleri kalp krizi geçirmekten koruyabildiğini göstermiştir. Bu nedenle süt, peynir, yoğurt, kefir, ayran ve cacık mutlaka her gün dengeli beslenmede bulundurulması gereken en temel besin gruplarının başında gelir. Ancak ülkemizde yapılan beslenme araştırmaları süt ve ürünlerini yeterince tüketemediğimizi göstermektedir. Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması 2017 yılın sonuçlarına batığımızda süt ürünlerinde bir günde sağlığın gelişimi için oldukça yetersiz miktarlar olan 60 ml süt, 90 g yoğurt, 30-40 gram kadar peynir tüketildiği bulunmuştur. Bu günlük tüketim miktarlarının süt ürünlerinin hipertansiyon, diyabet, osteoporoz ve çeşitli kanser türlerinden koruyuculuğunu da sağlayamayacağı gerçektir.
HER GÜN 1 VEYA 2 BARDAK SÜT İÇİN
Süt, çocuklarda büyüme ve gelişme, gençlerde ve yetişkinlerde ise sağlıklı kemik dokusunun devamlılığı için her gün düzenli olarak tüketilmesi gereken mükemmel bir besindir. Yapısında bulunan immünoglobülinler, enzimler, büyüme hormonları, büyüme faktörleri ve bakteri üremesini önleyici öğeleri içermesinden dolayı sağlığa olumlu birçok etkinliğe sahiptir. Hayatımızın her döneminde önemli bir yere sahip olan süt, hayvansal protein, kalsiyum, fosfor, A vitamini ve B2 vitamini için iyi bir kaynaktır
.
HER ANA ÖĞÜNDE YOĞURT
Yoğurt, kalsiyum, fosfor, B grubu vitaminler gibi çok değerli besin öğelerini içermesinin yanı sıra biyolojik değeri yüksek hayvansal protein içeriğine sahiptir. Çünkü süt proteini olan kazein büyük bir moleküldür ve bağırsaktan emilimi zordur; yoğurt, peynir gibi fermente ürünlere dönüştüğünde ise kazein küçük parçalara ayrılır ve proteinin emilimi fazlasıyla artar. Yoğurdun fermentasyona bağlı olarak folik asit, B12 vitamini, niasin, magnezyum ve çinko düzeyi süte kıyasla daha fazladır. Düzenli yoğurt tüketimi sağlanarak özellikle çocuklar ve gençler için önerilen günlük A vitamini, folik asit, B12 vitamini, kalsiyum ve magnezyumun önemli bir bölümü karşılanabilir.
BİR SAĞLIK MUCİZESİ: KEFİR Kefir güçlü bir probiyotik etkili üründür. İçildikten sonra kefir, bakterileri canlı olarak bağırsaklarımıza ulaşır. Yapımı oldukça basittir. Süte kefir taneleri eklenmesi, laktik asit bakterileri ve maya içeren fermente bir sağlık iksiri halini alır. Kefir taneleri küçük karnabahar veya patlamış mısır görüntüsünde, düzensiz şekilli, sarı-beyaz renkte elastik yapılı canlı kültürlerdir. Bu taneler hem bakteri hem de mayaları içinde bulunduran polisakkarit yapılı canlılardır. İşte kefire hayat veren ve vücudumuzda birçok hastalığı önleyen sır da bu kefir tanelerinde saklıdır.
KANSER İÇİN UMUT KAYNAĞI: Birçok araştırmada kefirin kanser başlamasını yavaşlatma, tümör oluşum aktivitesini önleyici etkisi olduğu bildirilmiştir. Kefirde suda çözünebilen bir glukogalaktan ve kefir tanelerinin üremesi ile ortaya çıkan kefiranin adlı bir bileşenin kanser hücreleri oluşumunu önleyici ya da geciktirici etkisinin güçlü etkileri keşfedilmiştir
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ DÜZENLER: Kefir tanelerinin sütte yarattığı fermentasyon sayesinde hastalık etmeni olan zararlı bakterilerin üremesini önlediği kanıtlanmıştır. Mide ve bağırsak sistemi üzerinde bağışıklık sistemini bozan maddelerin de üretimini baskıladığı da bilinir. İyi bağışıklık sistemine sahip olmak için günde bir su bardağı kefirin altı hafta düzenli tüketilmesi gerektiği de belirtilmektedir.
YARARLI KOLESTEROL ORANINI
ARTTIRIR: Kefirin, içinde bulunan bakteriler ve mayalarla safra asidi parçalayıcı enzimler oluşturarak zararlı kolesterol emilimini azaltarak bu olumlu etkiyi sağladığı da bildirilmektedir. Kefirin düzenli içilmesi ile bir ay gibi kısa bir sürede kolesterol düzeyini azalttığı da yapılan çalışmalarda tespit edilmiştir.
PEYNİR OLMADAN ASLA!
Beyaz peynir ve peynir çeşitleri hayvansal protein, A, B12, B2 vitamini, kalsiyum, fosfor, çinko, sodyum gibi minerallerin ve beta-karoten antioksidanının iyi kaynakları olduğundan kemik sağlığınız dahil tansiyonun dengelenmesi açısından da vücutta önemli görevleri olan sağlıklı doğal bir süt ürünüdür. Peynirde doğal olarak bulunan trans-palmitoleik adlı sağlıklı yağ asidi kalbinizi korur, insülin direnci oluşumunu önleyerek diyabet hastalığının oluşmasını durdurur ve karaciğerde yağ sentezini dengeleyerek karaciğerin de yağlanmasını önler. Peynire tuz eklenmesinin en önemli nedeni nem miktarını azaltarak peynirde bozulmaya neden olabilecek bakterilerin denetimini sağlamaktır. Ayrıca eklenen tuz, suyun osmotik çekilmesini sağlayarak peynirin sulu olmasını önler. Bu sayede peyniri keserek tüketme olanağını yakalarsınız. Bugün peynir üretimi için Türk Gıda Kodeksi'nin öngördüğü peynir tebliği doğrultusunda peynire insan sağlığını bozmayacak, günlük sodyum ihtiyacını aşmayacak şekilde uygun miktarda tuzun eklenmesi keskin çizgilerle belirtilmiştir. Yeni düzenleme 2015 yılının Şubat ayında uygulamaya başlanmış ve peynirin tuz oranını mevcut uygulamalardan yüzde 35- 61 arasında azaltılması yasalaştırılmıştır. Peynirler saklama koşulları doğru uygulandığında lezzetini ve besleyici öğelerini kaybetmeyen yiyeceklerdir. Bu yüzden satın aldığınız peyniri ambalajını açtıktan sonra kendi suyunda, kendi ambalajında veya doğru saklama kabında saklamak gerekir.