Ecem Çırpan'ınki bir başarı hikayesi. Biz Külkedisi masalına benzettik ama ona dokunan sihirli bir değnek değildi. Kendi azmiyle bugünlere geldi. 2015'te katıldığı güzellik yarışmasında birinci olmasına rağmen podyumda yürüyemediği eleştirilerine maruz kalmıştı. Geçen hafta gerçekleşen moda haftasında ise profesyonelliği ile dikkat çekti. Eski milli voleybolcu Çırpan'la mankenliğe uzanan yolculuğunu konuştuk.
- Sizin de model olarak yer aldığınız Fashion Week İstanbul, geçen hafta gerçekleşti. Pandemi ile birlikte moda etkinliklerinin dijitale kayması sizi nasıl etkiledi?
- İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde her sektör gibi moda sektörünün de bir kriz yaşadığı aşikar, kaldı ki benim nazarımda moda sektörü uzun yıllardır bu krizi yaşamaktaydı. Bu benim pandemi sürecindeki katıldığım ikinci moda haftasıydı. Oldukça sıkı önlemlerle çalıştık ve sadece kamera karşısına geçtiğimde maskemi çıkarttım. Bu yüzden çıktığım defilelerde de oldukça seçiciydim. İster istemez herkes tedirgin oluyor, ama bilinçli bir ekiple çalıştığınızda sonuçlar da ona göre oluyor. Bugüne kadar hiç hastalanmadım, oldukça dikkatliyim.
- İzleyicilerin olduğu bir defilede podyumda yürümeyi özlediniz mi?
- Evet, özlemez olur muyum!.. İlk defilemde de son defilemde de aynı heyecanla seyirci karşısında yürüdüm. Bambaşka bir his.
- 2015'te katıldığınız güzellik yarışmasında yaşadığınız heyecanı hesaba katmayıp yürüyemediğinizi söyleyenler olmuştu. Oysa şimdi moda haftasının en çok konuşulan isimlerinden biri oldunuz. O günden bugüne başarıya giden yolda neler yaşandı?
- Yaşadığım heyecan bir kenarda dursun, topuklu ayakkabıyla bile yarışmaya girdiğim gün tanıştım. İnsanlar perde arkasını, üç haftalık süreçte ayaklarının kanayana kadar çalıştığını görmüyor. O dönem eleştirdiklerinde 18 yaşındaki bir milli sporcunun, bambaşka bir dünyayla tanıştığını ve tecrübesizliğini görmeden acımasız yorumlar yapmışlardı. Şimdi dönüp baktığımda tatlı buluyorum. O günden bugüne kadar olan emeğimi burada kelimelere dökmem mümkün değil. Türkiye'de hemen hemen her büyük tasarımcıyla çalıştım. İşinizi ne kadar severseniz ve ne kadar emek koyarsanız, o denli karşılığını alırsınız.
- Moda haftasına nasıl hazırlandınız?
- Ben hiçbir moda haftasına özel olarak hazırlanmam. Özellikle son bir senedir beslenme alışkanlığım, yaşam tarzım bana nasıl iyi hissettiriyorsa o yönde gidiyor. Hiç diyet yapmadım. 12 yıl profesyonel sporcu olmanın ve genetik özelliklerimin ekmeğini yiyorum.
- Pandemi modaya bakışımızı da değiştirdi. Sürdürülebilirlik, çevre dostu üretim, adil üretim vb… Sizce pandemi sonrasında da bu trend devam eder mi?
- İnsanlar her şeye çabuk alışsa da eski alışkanlıklarından da kolay vazgeçemez. Bence hızlı tüketim, çağın geçmeyecek bir hastalığı.
- 2015'te Miss Turkey seçilmeniz hayatınızı nasıl etkiledi?
- Aldığım Türkiye güzeli unvanı beraberinde birçok sorumluluğu getirdi. Öncelikle ülkene karşı bir sorumluluğun oluyor. Miss World gibi büyük bir platformda 30 günlük bir kamp sürecinde, bilmediğiniz bir ülkede tek başınasınız ve tek düşünebildiğim ülkemi nasıl gururlandıracağımdı. Bu oldukça zor bir psikoloji, özellikle 18 yaşında bir genç kız için.
Aslında benim hayatımda çok şey değişmedi. Yakın çevreme karşı 2015'ten önceki Ecem ne ise, aynı kaldım.
Zaten doğrusu da bu.
ÖZ SEVGİ, ÖZGÜVEN, ÖZ SAYGI
- Sosyal medyayı aktif olarak kullanıyorsunuz. Bu, gelecekle ilgili planlarınızın bir parçası mı?
- 500 takipçim varken de Instagram'ı aynı aktiflikte kullanırdım. Benim için sosyal medya, en iyi anlarınızı biriktirdiğiniz bir anı defteri gibi. Gelecekle ilgili planlarımın bir parçası olarak görmüyorum. Ama insanlara ilham vermekten de besleniyorum. Bir genç kız hesabıma girdiğinde kendine uyarlayabileceği bir ortak noktamızı, zevkimizi buluyorsa, ne mutlu bana.
- Küçüklükten itibaren çevrenizde güzel bulunmuşsunuz.
Aileniz sizi desteklemiş. Sonra Miss Turkey seçildiniz ve hiç tanımadığınız insanlar sizinle ilgili olumlu, olumsuz yorumlar yapmaya başladı.
Başta bocaladınız mı?
- Başta bocalasam da başa çıkmayı öğrenmek hiç zor olmadı.
Çünkü her şey kendinize duyduğunuz öz sevgi, özgüven ve öz saygıdan geçiyor. Kendinizi bildiğiniz zaman başkalarının olumsuz yorumları en fazla arkadaşlarımla kahkaha attığım bir malzemeye dönüştü. Maalesef herkesin birbirini eleştirdiği bir çağda yaşıyoruz, olumsuz yorumlar kaçınılmaz.
- Güzellik sizin için ne anlam ifade ediyor?
- Doğallık, karakter, içtenlik ve güzel bir kalbin kombinasyonu. Doğal olmayanı güzel bulmam.
- Hayatınızda güzel olmanın dezavantajını yaşadığınız hiç oldu mu?
- Yaşamadım. Benim gözümde çirkin insan yoktur, çirkin kalp vardır.
İçinizin güzelliği dışınızda bambaşka parlar. Başka bir ışığı olur insanın. Umarım bir gün herkes güzelliğin sadece dış görünüşten ibaret olmadığını anlar.
SPOR BENİ HAYATA HAZIRLADI
- Geçmişte voleybol oynamışsınız. Sporcu olmak size neler kattı?
- Açıkçası bu soruyu sormanıza çok sevindim. Sporcu olmak, hele ki milli bir sporcu olmanın disiplini bambaşkadır. Voleybola çok küçük yaşta başladım. Bizim ailede babam sporcudur. O da milli bisikletçiydi. Eğer bugün ailemin benimle gurur duyduğu bir kadınsam, bunu başta aileme sonra sporcu geçmişime borçluyum. Spora gecemi, gündüzümü, çocukluğumu, gençliğimi hayatımı verdim. Benim için bambaşka bir tutku. Milli takım sayesinde birçok ülke görme fırsatım da oldu. Beni hayata erken hazırladı. Bunun artılarını hayatımın her alanında görüyorum. 'İyi ki'lerim arasındadır.
- İş dışında günlerinizi nasıl geçiriyorsunuz?
- Eskiden eğer ertesi gün işim yoksa öğlenlere kadar uyuyan bir insandım. Ama son aylarda alışkanlıklarım çok değişti. Artık sabahları alarmsız 08:00 olduğu an gözlerim açılır. İlk iş güzel bir kahve demlemek, sonra güne başlamak, sevdiklerimi aramaktır. Özellikle bu pandemi zamanında elimden geldiğince üretmeye çalıştım. Gerek sosyal medyada gerek özel hobilerimde. Şu an üniversitemde son senem. İngiliz dili ve edebiyatı öğrencisiyim. Bu aralar gecem gündüzüm tez yazmak ve sınavlarım için kalın kalın kitaplar bitirmekle geçiyor.
- Hayatta sizin için neler vazgeçilmez?
- Ailem, sevdiklerim, kahvem.
- İlk görüşte aşka inanır mısınız?
- Başıma geldiği için, inanırım.