İzmir'de Adidas ana sponsorluğunda ikincisi düzenlenen uluslararası maratona 1250 sporcu katıldı. Sürdürebilir bir dünya için koşuyoruz temasıyla gerçekleştirilen maraton süresince etraftaki plastik atıklar toplanırken, ilk üçe giren sporculara da geri dönüşümle üretilen kupalar verildi. Yarış, Covid-19 salgınına karşı alınan önlemler kapsamında elit atletlerle birlikte toplam 1250 kişi ile sınırlı tutulmuştu. İçinden geçtiğimiz olağanüstü koşullarda, yarışın en büyük motivasyonu milli atlet Berfe Sancak ve iki kez kanseri yenen Ironman Can Üstündağ oldu. Can Üstündağ ile yarış sonrası bir araya geldik ve içinden geçtiğimiz dönemde, mücadeleyi bırakmamamın önemi üzerine konuştuk:
- Herkesin dışarı burnunu çıkarmaya korktuğu bir dönemden geçiyoruz. Siz önce maraton koşan kişilere, ardından herkese önemli bir motivasyon kaynağı oldunuz. Sizin motivasyon kaynağınız nedir?
- Benim için en büyük motivasyon, en etkili ilaç, en önemli ilham; iyi olduğum bir şeyde iyi hissetmemi sağlayacak ortamı sağlamak. İki kez yendiğim kanserden sonra da en iyi olduğumu ispatladığım alan koşuydu. Koşu benim için bir ilaç. Sadece derece değil mesele burada, amacı aynı olan insanlarla bir arada olmak, o coşkuyu yaşamak bile fazlasıyla endorfin salgılamama neden oluyor. Geçtiğimiz hafta düzenlenen İzmir koşusu da böyleydi benim için. Hiç endişesiz, alınan önlemlere güvenerek, aşımı da olmuş bir halde koşuya katıldım.
- Siz kanseri yenerken mücadeleden vazgeçmediniz. Bedeniniz size savaş açmıştı ama o savaştan iki kez galip çıktınız. Şimdi bir küçük virüs tüm insanlığa savaş açtı. Covid'le mücadele edenlere neler önerirsiniz?
-Yarışlara hazırlanırken, iyi uyku, beslenme, kendine iyi bakma, iyi sosyal çevre yani sağlıklı olabilme halini bir yaşam tarzı haline getirdim. Tüm bu koşullarım dört dörtlükken kapımı çaldı kanser. Ama bu dönemde başıma gelmiş olması bir şanstı. Çünkü bedenim hazırdı bu mücadeleye. Sporun yaşamları değiştirme gücüne inandım ve hayatımı böyle devam ettirdim. Kanser olduğumda bunu bir yarışa hazırlanıyormuş gibi düşündüm; tekrar sağlığıma kavuşabilmek için önümde bir süre var ve galip gelmek zorundaydım. "Dayan!" dedim kendime. Üç sene içinde bitti ve kanseri yenme maratonumu tamamladım. Kanserden koşarak kaçtım! İkinci kez kanser olduğumda, daha hızlı koşmam gerektiğini anladım. Atladığım şeyleri gözden geçirdim. Şimdi daha hızlıyım, bu hastalık beni geçemez!
- Bu dönemi nasıl değerlendirmek gerekir sizce?
- Dönem dijitalleşti ki, eskiden sağlıklı olmak için belirli bir sosyal çevreye sahip olmak ve onların yaptıklarına ayak uydurmak gerekiyordu. Artık öyle değil, her şeyi evden halledebilecek hale geldik. Kendimize zamanlar yaratabilmek için daha planlıyız. İyi alışkanlıkları hayatımıza sokmanın tam zamanı, iyi yemek için evinizdeki mutfağınız yeterli. Spor salonuna gitmeniz şart değil. Haftada üç kez 30 dakikalık bir yürüyüş lüks değil. Tüm bunların hepsi tam da bu dönemde sağlıklı bir yaşam için alışkanlıklar haline dönüşebilir. Yapacağın tek şey önceliklerini belirlemek. Adım atmanın tam zamanı!
EPEY ÇÖP TOPLADIK
2020 yılında Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olan Berfe Sancak, Avrupa Büyükler Şampiyonası, Avrupa Oyunları, Avrupa Takımlar Şampiyonası ve Dünya Üniversiteler Şampiyonası'nda ülkemizi sprint branşlarında temsil etmiş bir sporcu.
22 yaşındaki milli atletin, anne ve babası da kendisi gibi atlet ve şu anda Sancak'ın antrenörlüğünü yapıyorlar.
Sancak, sporun gücü ve sürdürülebilirlik üzerine şunları anlattı:
- Siz markayı sürdürülebirlik alanında temsil edeni sporculardan birisiniz… Neden önemli sürdürülebilirlik?
- Dünyanın sonunu göremediğimiz bir dönemdeyiz. Sürdürülebilirlik çok önemli bir konu. Bu etkinliklerin içinde bulunmak ve ilham vermekten gurur duyuyorum.
- Maraton nasıldı? Çöp toplayabildiniz mi?
- Yeterince çöp topladık. İzmir epey kirlenmiş. (gülüyor) - Sizin atlet olma hikayenizden söz eder misiniz..
-Annem ve babam sporun içinden geldiği için kaçınılmaz oldu. Erkek kardeşim var, o da milli takımda yarışıyor.
Buna rağmen 17 yaşımda başladım atletizme, o zamana kadar tiyatro eğitimi aldım. Bir yıl antrenmanın ardından milli takıma girince çok büyük bir haz yaşadım ve bırakamadım atletizmi.
- Zor olmuyor mu anne ve babanın aynı zamanda antrenörünüz olması?
- Başta çok zordu. Anne baba ve kız ilişkisi ile hoca- öğrenci ilişkisini ayırt etmeniz gerekiyor. Orada net bir çizgi var. Yaşım ilerledikçe sınırlar net oturdu. Şu an çok iyi. Ama bu noktaya gelene kadar zorlandık.
- Tokyo Olimpiyatları hedefiniz, bunun için nasıl bir hazırlık içindesiniz?
- Sabır sabır sabır. Çok yorucu ve çok çalıştığım bir sürecin içindeyim. Olimpiyatın seçmesi haziranda olacak.