Pandemi sonrası moda dünyası resmen yeniden şekilleniyor. Geri dönüşüm ne kadar popülerse dijital giyim, akıllı teknoloji ürünleri ve 3D printer'dan basılabilen koleksiyonlar da o kadar popüler. Ayrıca el işi, lüks parçalar, nadir ve sınırlı sayıda üretilen ürünler de bir o kadar gündemde. Bu hafta Haleia markası, dünyanın ilk giyilebilir mücevher kıyafet koleksiyonunu satışa çıkardı. Altı parçadan oluşan koleksiyondan seçtiğiniz bir parça üç aylık bir süreç içinde tamamen altın iplikler, pırlanta ve safir kullanılarak giysi odanızda yer alacak bir hale getiriliyor. Biz de bu iddialı proje üzerine markanın kurucusu ve yatırımcısı Hale Baykuş ile bir araya geldik.
- Bilgisayar dünyası içinde olan birinin moda dünyasına kendisini yakın hissetmesi ve bir marka kurarak bu dünyaya adım atması çok sık rastladığımız bir şey değil.
- Üniversiteden mezun olur olmaz bilgisayar güvenlik teknolojileri üzerine çalışmaya başladım. Son beş yıldır bu sektörden tamamen uzağım. Belki biraz tanıdık bir hikaye olacak ama anne olduktan sonra hayatıma yeni bir yön çizdim. Ancak üretmeden durabilecek bir yapıda da değildim. Annemin tekstil sektörü içinde olması nedeniyle zaten bu dünyaya aşinaydım. Ekim ayından bu yana da Haleia markasıyla moda dünyasındayım.
- Sizinle bir araya gelmemize markanızın mücevher kıyafet koleksiyonu vesile oldu. Böyle bir koleksiyon nereden geldi aklınıza?
- Para konusunda hiçbir limiti olmayan bir tüketici kitlesi var. Bu markayla hedef kitlemiz bu iddialı azınlık. Onların da dikkatini çekecek bir koleksiyon yapalım istedik. Sky is the Limit isimli altı parçalık bu koleksiyon da böyle ortaya çıktı. Her bir çalışma Blockchain teknolojisi ile kriptolandı. Her bir eser satın alan kişinin istekleri ve ölçülerine göre yalnızca bir adet üretilecek. Yani bu aslında bir yandan da dünyada eşi benzeri görülmemiş bu konuda yatırım yapma şansı demek... Pandemi ile moda ve dijital dünya daha da yakınlaştı. Biz bu koleksiyonla dijital ve lüks öğelerini bir araya getiriyoruz.
- Peki bu dijital taslağı satın alan kişi bu kıyafete nasıl sahip olacak?
- Bu projenin gerçekleşmesine karar verince büyük bir mücevher firmasının kapısını çaldık. Hayalimizi, kıyafetlerin altın, pırlanta ve safirden üretilmesini istediğimizi söyledik. Her bir kıyafet için, kaçar adet taşın ve kaç gram altın kullanılacağı belli. Her bir parça sertifikalı. Kıyafeti alan kişi aslında mücevher yatırımı yapmış oluyor aynı anda. Kıyafete sahip olmak istediğinde bizimle iletişime geçiyor. Müşterimiz dünyanın her neresindeyse terzimiz onun yanına gidiyor ve ölçülerini alıyor. Yaklaşık üç ay gibi bir süre içinde de kıyafete sahip oluyorsunuz...
BİR E-MAİL ZEKİ'YE KAPILAR AÇTI
- Sizinle ilgili araştırma yapınca çocuk ve gençlere verdiğiniz bursları ve yardımları da öğrendim.
- Aileden gelen bir durum bu. Hem kendi ailem hem de eşimin ailesi ellerinden geldiğince yardımda bulunan isimler. Yardım ettiğimiz çocuk ve gençler arasında ünlü futbolcular da var. Mesela şu an Fransa'nın Lille takımında oynayan Zeki Çelik ve Denizlispor'da yer alan Kubilay Aktaş gibi... Zeki ile Bursaspor, Kubilay ile de Kasımpaşa'dayken tanıştım. Aile gibi olduk her ikisiyle de. Oğlum her ikisini de abisi olarak görüyor.
- Peki futbolculara eğilmenizde özel bir neden var mı?
- Yok aslında. Ailelerde özellikle futbol dünyasına yakın isimler yok. Ancak sahip olduğumuz bir evde Kasımpaşa Spor Kulübü'nde farklı pozisyonlarda çalışan kişiler oturuyordu. Biraz onlar vesile oldu diyebilirim.
- Peki danışırlar mı size,?
- Zeki'nin Fransa'ya gitmesine doğrudan ben vesile oldum diyebilirim. Lille takımının sportif direktörü Luis Campos'a e-mail attım. Zeki'den bahsettim. O da bu oyuncuyu görmek, tanımak istedi. Onun İstanbul'a, Zeki'nin oynadığı maçı izlemeye gelene kadar biz böyle bir şeyin mümkün olabileceğini bile hayal edemiyorduk. O hafta tüm aile heyecandan kendimizde değildik.
HAFTANIN KONUĞU
AYŞEN IŞIKMEN'İN TERCİHLERİ
Son dönemde deri ağırlıklı ürünler tasarlayan markaların sayısı arttı. Bu markalardan biri de Simple or Not... Biz de tüm dünya modasında derinin ön plana çıkmasının da etkisiyle markanın yaratıcısı Ayşen Işıkmen'e moda ve tasarım süreci hakkında sorular yönelttik.
Çok yeni bir markayız. Pandemi döneminde doğmuş ve ilerlemeye çalışan bir marka. Mevcut sürecin olumsuzlukları markayı ne yazık ki etkiledi. Ancak bu dönem markanın DNA'sına önemli detaylar eklememizi de sağladı.
Genel olarak moda dünyası pandemiyle birlikte koleksiyonlarında uniseks parçaları arttırdı. Herhangi bir cinsiyeti ön plana çıkarmadan cinsiyetsiz doğa tonlarını kullanmayı tercih etti. Çevreci yaklaşımlar ve doğal hammadde kullanımı da arttı bu süreçte.
Simple or Not markası deri ürünleri ve aksesuvarları içeren bir marka. Renklerimizi seçerken doğadan ilham alıyoruz. Bunun sebebi hali hazırda deri ürünlerinde koyu renk ve tonların genellikle tercih edilmesi, nature-soft renklerin kullanılmaması ve bu soft tonların oluşturmak istediğim sade ve şık görünümü desteklemesidir.
Bu sezon ve her sezon siyah rengin ön planda olduğu kombinleri severek kullanıyorum.
Bu sezonun trendleri arasında yer alan fırfırlar, vatkalar ve aşırılığa kaçan detaylardan çok hoşlanmıyorum.
MODA KAZANI
AZALT VE GERİ DÖNÜŞTÜR
Nisan da geldiğine göre artık deniz ve kum mevsiminin hazırlıklarına başlama zamanı. Timberland tekne ayakkabıları bahar ve yaz gardıroplarına klasik bir stil katmak isteyenler için ideal bir seçim olarak öne çıkıyor. Dayanıklı kauçuk tabanı, aşınmayan pirinç bağcık delikleri, ince el işçiliği detayları, iz yapmayan ve kaymaya yivli tabanıyla 40 yılı aşkın süredir hayatımızda kalmaya devam ediyor. Yeni renkler ve daha sorumlu üretim anlayışı ile bahar aylarına eşlik etmeye hazırlanan bu ikonik ayakkabıları giyenler değişebilse de kalite ve işçilik asla değişmiyor.
DERİ VE SÜETLER GÖZDE
Pandemi sürecinde uzun yıllar giyilebilir materyallerden yapılan her parça daha da gözde oldu. Bu materyaller arasında bu sezon çok gözde olan deri ve süetler de yer alıyor. Bundan yolla çıkarak kısa süre önce kurulan tasarım markası Due2, ilkbahar-yaz sezonu için bu iki materyale bambaşka bir soluk getiriyor. Gündüzden geceye taşınabilecek modeller hazırlayan tasarım ekibi, kadınların dolaplarında tek giyimlik değil, zamansız olarak giyebilecekleri sade ve şık modellere duyulan ihtiyaçtan yola çıktıklarını ifade ediyor. Yeni koleksiyonda, krem, lila, çağla yeşili, bronz rengi derilerin yanı sıra fındık kahve ve nar kırmızısı süetler bulunuyor.
MAYO KONUSUNDA İDDİALIYIZ
Kabul edelim Türkiye'den çıkan markalara her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor. Özellikle gençler yaratıcılıklarını bir marka kurarak herkese göstermek istiyor. Bu markalar arasından da özellikle mayo ve deniz giyim konusunda gerçekten de her gün yeni iddialı bir marka çıkıyor karşımıza... Bunlardan biri de Mozu markası. Selen Seçer ve Bengisu Velioğlu tarafından kurulan marka vintage esintili havası ve kaliteli kumaşlarıyla dikkat çekici.