Geçen hafta yavaş yavaş her yerde görmeye başlayacağımız ve bizi eşofman takımlarından kurtaracak ilkbahar-yaz trendlerini konu etmiştik. Sırada ilkbahar ve yaz aylarında bolca göreceğimiz, kökleri Anadolu'ya uzanan, büyüklerimizin çeyizlerinde gördüğümüz çeşitli işlerin moda dünyasını nasıl ele geçirdiği hadisesi var. "Hangi işler?" dediğinizi duyar gibiyim. Tığ işi, dantel, örgü, tel kırma, yorgan işlerinde görmeye alışık olduğumuz kapitoneler, yama işi, dokuma...
Evden dışarıya pek çıkmadığımız pandemi döneminde dolaplarımızdaki kıyafet yığınlarının ne kadar amaçsız olduğunu fark ettiğimizde beri el işi göz nuru işlere olan ilgimiz artmaya başladı. Hatta bununla da kalmadık çoğumuz evde zaman geçirmemizi sağlayacak el işlerine merak sardık.
Şarkıcı Harry Styles'ın dijital bir konserinde giydiği JW Anderson marka patchwork hırkanın bir anda moda dünyasında en çok aranan şey olmasının ardından ünlü tasarımcı TikTok hesabından patchwork'ün nasıl yapıldığını gösteren videolar yayınlamaya başladı.
İtalyan modaevi Fendi'nin ilkbahar-yaz sezonuna ait koleksiyonu, tamamen el işlerine övgü niteliğindeydi. El işini en çok kullananlar arasında yer alan Isabel Marant ve Altuzarra tığ ve el işi çalışmalarıyla moda dünyasının en popüler markaları arasındaki konumlarını güçlendirdi. Tabii ki bu akımı ilk olarak aralarında Gigi Hadid, Kate Moss gibi ünlülerin bulunduğu şov dünyası takip etmeye başladı. Biz de Türk el işlerini yaptıkları tasarımlarda kullanarak tüm dünyaya tanıtan moda tasarımcılarına ulaştık, hem çalışmalarını hem de bu trendi onlarla konuştuk.
BORA AKSU (Tasarımcı):
Tığ işleri, danteller gözde
"Koleksiyonlarımda el işlerine her zaman geniş yer veriyorum. Danteller, tığ işleri el emeği her şeyi kullanmayı çok seviyorum. En başta tabii ki bu topraklarda doğan bir tasarımcı olarak tüm bu özel işlerin öncelikli olarak kaybolmaması gerektiğini düşünüyorum. Bir şekilde yaşatılması ve güncel bir hale getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. El emeği her şey zaman alıyor ve bu yüzden de ne yazık ki kaybolmaya yüz tutmuşlardı. Hızlı moda akımıyla tüm bu güzellikleri neredeyse tamaman yitirecek hale geldik.
Özellikle pandeminin de etkisiyle son bir yıldır tüm bu el işi çalışmalara doğru bir yöneliş söz konusu. Artık her şeyin çok olması önemli değil. Az ve öz olan kıymetli. Emin olun gitgide tığ işleri, danteller, örgüler gelecek yıllarda da ön planda olacak. Sadece bu topraklarda doğan ve yetişen tasarımcılar değil dünya genelinde moda tasarımcıları ve markalar ağırlıklı olarak bu tarz çalışmalara yönelecek.
Bana bu tarz işler evdeymişim hissi veriyor. Her zaman ilham veriyor bu tarz el işleri. Sadece yapılmış dokular olarak görmüyorum ben bu tarz çalışmaları, her birinin bize hatırlattığı bir an, bir anı var. Kahkahalar, kahveler, fallar kimbilir neler neler hatılatıyor bu el işleri genel olarak her birimize... Chanel'in el işlerine övgü niteliğindeki koleksiyonu, Valentino'nun el işiyle güçlendirilmiş kaftan, yelek ve süveterleri gören herkesi büyüledi."
ZEYNEP TOSUN (Tasarımcı):
Bunlar Anadolu'ya özel işler
"Biz uzun zamandır, koleksiyonlarımızda makinelerin yapamadığı el işlerine yer veriyoruz. Gelişmiş el işlerini her zaman tasarımlarımızda kullanıyoruz. Bir tasarımcının kendi doğduğu topraklara dair detayları, kültürünün parçalarını, her zaman çalışmalarında kullanması gerektiğini düşünüyorum. Tel kırmalar, tel sarmalar, tığ işleri gibi birçok el işi çalışmaya, koleksiyonlarımızda yer veriyoruz. Bunun bir güzel tarafı da bu sayede birçok kadınla çalışabiliyor oluşumuz. Onlara istihdam sağlayabiliyoruz.
El işleri tam bir yükselen trend. Genel olarak dünyanın önde gelen modaevleri ve tasarımcıları bu konuya eğilmiş durumda. Ben de satın aldığım herhangi bir parçada bir tüketici olarak da kökene dair bir detay görmek istiyorum. Anadolu'yu gezmeyi çok seviyorum. O yüzden Anadolu'nun neresinde ne tür işler yapıldığını biliyordum. Püskül işleri, kanaviçe teknikleri ve tel sarmaları bir arada kullanıyoruz. Bu işler Anadolu'ya özel işler. Ve yapan çok az insan kalmıştı. Tel kırma yavaş yavaş gelişmeye başladı tekrar."
NİYAZİ ERDOĞAN (Tasarımcı):
İlhamımız bu topraklar
"Bir tasarımcı olarak her zaman bizim topraklardan ilham alan işler yaptım. Bir yandan da bize özgü teknikleri modernize ederek koleksiyonlarımda kullandım. Kanaviçe, tel kırma, tülbent kenarı oyaları bu güne kadar kullandığım teknikler.
Özellikle kendi merkezimize döndüğümüz bu günlerde, bu değerlerin olduğu tasarımlar, bizi geçmişimize, tarihimize, kültürümüze daha çok bağlıyor. Sanırım hepimizde bir rahatlama duygusu oluşturuyor.
Global markalar da süreçlerindeki ilham arayışlarında bol bol bizim topraklardan veya farklı kültürlerdeki el işçiliklerinden etkileniyor. Hem bu değerleri ortaya çıkarmak tasarıma ayrı bir değer katarken, bir yandan da kültürel sürekliliği sağlıyor."
HAFTANIN KONUĞU
Müge Onan'ın tercihleri
Son dönemde WildatLife Vakfı ile özel bir projeye imza atan ve hazırladığı koleksiyonun satışından elde edilen geliri hayvanlar yararına bu derneğe bağışlayan Müge Onan ile mücevher sektörü ve tasarım üzerine konuştuk.
Another World koleksiyonu benim yaklaşık beş yıldır hayalini kurduğum bir projeydi. Doğaya karşı çok hassasım. Pandemi döneminde, "Neden bu hayalimi gerçekleştirmek için bekliyorum?" diye düşündüm. Atölyemizde hayvanları konu alan tasarımlar yaptık. Tablolara, sonrasında Monan atölyesinin mücevher sanatçılarının elinden her biri limitli adette üretilen mücevherlere ve daha geniş kitlelere ulaşabilmek amacıyla dekoratif yastıklara dönüştürdük. Another World yastıklarından elde edilecek tüm kârı ve mücevherlerin kârının bir bölümünü WildatLife vakfına bağışladık.
Genellikle, tight ve uzun çizme ve pantolon üzerine blazer ceket kombinleri benim için kurtarıcı oluyor. Blazer ceketlerin içine tişört giymeyi tercih ediyorum.
Sezonun en sevdiğim trendi, zincirler oldu. Özellikle, çantalarda kullanılan zincirleri çok beğeniyorum. Zincir konsepti, aksesuvarlara da yansıdı.
MODAKAZANI
EL EMEĞİNE DESTEK
Türkiye'nin önde gelen deri tasarım markalarından DESA, kadınların üretime katılmalarına, sosyal ve ekonomik olarak güçlenmelerine katkı sağlamak amacıyla KEDV (Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı) ile 'Her ilmek, bir kadına destek' projesini hayata geçirdi. Bu kapsamda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde seçili mağazalarda ve www.desa.com.tr'de satışa çıkacak olan yüzde yüz el işçiliği ile üretilen deri çantalar, KEDV'in desteklediği kadın kooperatifleri tarafından hazırlandı. Satıştan elde edilecek gelirin belli bir kısmını KEDV'e bağışlayacak olan DESA, bu projesi ile moda severleri kadın kooperatiflerine destek olmaya davet ediyor.
GÜZELLİK SEKTÖRÜNDE KADIN
Fransız markası Sephora, kadın girişimcilere destek vermek için KAGİDER ile iş birliği üzerinden çalışmalarını sürdürüyor. Geçtiğimiz yıl sivil toplum kuruluşu ile Kozmetik ve Güzellik Sektöründe Kadın Girişimcileri Geliştirme ve Hızlandırma Programı adı altında özel bir projeye imza atan Sephora Türkiye, 200'ün üzerinde başvurunun ardından 30 kadın girişimciye özel bir eğitim verdi. Onlar arasından seçilen beş kadın girişimciyle beraber özel bir yolculuğu da adım atmaya hazırlanıyor. Bu önemli adım Sephora Türkiye Pazarlama ve E-Ticaret Direktörü Ayça Kaya ve KAGİDER Başkanı Emine Erdem ev sahipliğinde gerçekleşen özel bir lansmanla geçtiğimiz günlerde tanıtıldı.
ÖZEL PROJE, ÖZEL KOLEKSİYON
Aralarında Tuvana Büyükçınar, Zeynep Tosun, Serra Türker ve Yasemin Taciroğlu gibi tasarımcıların da bulunduğu isimler, Trendyol'un Gelecek Kadınların programı için bir araya geldi. Bu isimlerin vazgeçemedikleri parçalardan esinle tasarladıkları koleksiyonun gelirleri ile binlerce kadının girişimcilik yolculuğuna destek olunması hedefleniyor. Gelecek Kadınların Butiği'nde satışa sunulan koleksiyondaki özel parçaların gelirleri, Gelecek Kadınların programı kapsamında KAGİDER'e aktarılacak. Böylece binlerce kadına girişimcilik ve e-ticaret eğitimleri verilerek.