İstanbul Film Festivali'nin çevrim içi gösterimleri, sinemaların kapalı olduğu şu pandemi günlerinde sinemaseverler için önemli bir seçenek olarak öne çıkıyor. Festivali düzenleyen ekip de sağolsun hemen hemen her ay bir seçki sunarak bu seçeneğe olan ilgiyi hep diri tutuyor.
Festival birkaç gün önce şubat seçkisinde online olarak www.filmonline.iksv.org sitesinden hangi filmleri göstereceğini açıkladı. 12 film var seçkide. Ve bunlar arasında birkaç tanesine değinmek gerek sanırım.
2000'li yıllara damgasını vuran Amelie filminin yönetmenlerinden Jean-Pierre Jeunet'nin, 90'larda Marc Caro ile birlikte çektikleri Şarküteri ve Kayıp Çocuklar Şehri sevilen iki filmdi. Şarküteri'nin 30. yıldönümü nedeniyle festival filmi şubat seçkisine almış. Film, açlık ve kıtlığın hüküm sürdüğü tuhaf zamanlarda eski bir palyaçonun taşındığı apartmanda bulunan şarküteride işe başlaması sonrası yaşananları anlatır.
Gavras'ın gözünden AB
Seçkinin iddialı yapımları arasında, usta yönetmen Costa Gavras'ın yönettiği Odadaki Yetişkinler/Adults in the Room filmi bulunuyor. Gavras filminde, Yunanistan'daki 2015'te yaşanan ekonomik krizden yola çıkarak AB-Yunanistan ilişkilerini masaya yatırıyor. AB'nin aslında nasıl bir koalisyon olduğunu ve temel olarak neyi hedeflediğini de anlamamızı sağlıyor.
Bir babanın çaresizliği
Venedik Film Festivali'nde dünya prömiyerini yapan Alelade Yuva/Nowhere Special, Uberto Pasolini imzasını taşıyor. Gerçek bir olaydan yola çıkarak çekilen filmde, ciddi bir hastalığı bulunan bir babanın, tek başına büyüttüğü dört yaşındaki çocuğuna uygun bir ebeveyn aramasının öyküsü anlatılıyor.
Savaşta bir kadın
Henrik Ruben Genz'in yönettiği Annem Savaşa Gidiyor/Erna at War ise bir roman uyarlaması. Erling Jepsen'in kitabından uyarlanan film, 1. Dünya Savaşı sırasında 17 yaşındaki zihinsel engelli oğlu mecburen askere çağrılınca onu yalnız bırakmamak için erkek kılığında cepheye giden bir annenin hikayesini konu ediyor. 1. Dünya Savaşı'na farklı bir perspektiften bakan film seçkinin öne çıkan yapımlarından biri.
Sovyetlerin gizli planı
Gelelim belgesellere... Seçkide iki önemli belgesel var. İlki Sovyet Bahçesi/The Soviet Garden. Yönetmen Dragoş Turea belgeselde, pek de bilinmeyen, Sovyetlerin 1960'larda Moldova'da yürüttükleri nükleer enerjiyle tarım yapma deneylerini anlatıyor. Sovyet lider Kruşçef'in belgesele de adını veren Sovyet Bahçesi projesinin neden bugün pek de bilinmediğinin cevabı da yine belgeselde gizli.
Çöl ortasında umut
İkinci belgesel ise Hasan Söylemez'in Tenere filmi. Nijer'in Agadez şehrinden yola çıkarak Libya ve oradan Avrupa'ya ulaşmak için çölü geçmeye çalışan Afrikalıların bilinmeyen hikayesini, onlarla yolculuk yaparak anlatan Söylemez'in bu belgeseli merak edilen yapımlardan biriydi.