Çocuklar aylardır evde eğitim gördü. Okulu, arkadaşlarını ve rahatça sokağa çıkabilmeyi özlediler. Şimdi yarıyıl tatilindeler ve bu tatil de diğerlerinden çok farklı. Çünkü yine evdeler... Sadece çocuklar için değil ebeveynler için de bu sömestır farklı ve belki de kontrol etmesi daha zor... Aslında pandemi ve beraberinde getirdiği hayat hepimiz için yeni bir yaşam şekli oldu. Dolayısıyla bizi sudan çıkmış bir balığa döndürdü. Geçenlerde gördüğüm Alıştığın Gibi Değil adlı kitap tam da bu konuda ebeveynlere öneriler sunuyordu. Bu açıdan oldukça faydalı olduğunu söyleyebilirim. Bu sebeple ben de kitabın yazarları olan Psikolog Seçil Akaygün Cüntay ve Şükran İlimsever Başarır ile bir araya geldim ve şu an içinde bulunduğumuz yarıyıl tatili için onlardan öneriler aldım. İşte evde geçen bir yarıyıl tatilinde sorunlarla nasıl başa çıkılır, neler yapmak gerekir? İşin uzmanından dinleyelim...
OYUN, HAREKET, DİNLENME
Okul öncesi ve ilkokul dönemi çocuklarla yarıyıl tatilinin en sağlıklı şekilde nasıl geçeceğini psikolog Seçil Akaygün Cüntay anlattı: "Önceki yıllarda ilk eğitim döneminin tamamlanmasından ardından gelen sömestır tatili, hem çocuklar hem öğretmenler hem de veliler için bir mola değeri taşıyordu. Sabah erken uyanmalara, tüm gün dikkati sürdürmenin gerekli olduğu akademik işlere ve zihinlerin yorgunluğuna verilen bu ara hepimizin tazalenmesi anlamına geliyordu. Ancak şu anda öğrenciler ve veliler bu tatili bir "ara" olarak değil, "üç hafta nasıl geçecek!" olarak görüyorlar, çünkü herkes yorgun ve tükenmiş hissetmekte.
BEŞ TEMEL İHTİYAÇ
Okul öncesi dönem (3-6 yaş) çocuklarının en büyük ihtiyaçları oyun ve harekettir. Ancak bu gerçek, tüm tatili oyun ve hareket planlarıyla geçirmek anlamına gelmemelidir. Çocuklar için iki haftalık süreyi düşündüğünüzde beş temel ihtiyaca yönelik bir planlama yapmak hem çocuklarımızın tüm ihtiyaçlarını karşılayacak hem de çocuklarımıza sunduğumuz çerçeve onlar için günü "tahmin edilebilir" kılacaktır. Beş temel ihtiyaç: Oyun, hareket, dinlenme zamanı (sakin zaman), anne/babayla bağ kurma zamanı ve yalnız/kendi başına oyalanma zamanıdır. Bu beş alana yönelik olarak günü planlamak, çocukların rutin saatlerini (uyku, yemek, banyo), tatil olduğu için büyük değişimlere uğratmadan uygulamak önemlidir. Hava nasıl olursa olsun, iyi yapılmış bir kıyafet hazırlığı ile ev dışında olmaya özen göstermek de yararlı olacaktır. ETKINLIK YAPMA KONUSUNDA SIKMAYIN
İlkokul dönemi yaş grubu uzaktan öğrenme sürecinde hem akranlarından hem öğretmenlerinden uzakta kalarak yine de akademik becerileri sergilemek için büyük bir emek verdiler. Bu tatil, (fiziksel olarak okula gitmeseler de), çocukların "çevrim içi tükenmişliklerini" azaltmak üzere planlanmalıdır. Bunun yolu da hareket etmelerine imkan sağlamak, mümkün mertebe annebaba dışında başka yetişkin ve akranlarla iletişimlerini sağlamak, ekran dışı kendilerini oyalama imkanları sunmak gerekir. Tabii ki ekran oyunlarıyla akranları ile bir araya gelerek sosyalleşmeye ihtiyaç duyabilirler. Ancak önemli olan, ekranla, arkadaşlarıyla, anne babalarıyla ve tek başlarına geçirecekleri zaman ve yöntemler konusunda denge bulmaktır. Geçtiğimiz yıllara kıyasla farklı geçecek bu iki haftada zaten tükenmiş ve yorgun olduğunuzu unutmamak, çocuklarınızı etkinlik yapmaları konusunda sıkmamak, bu zamanı çevrim içi yorgunluğu atmak için değerlendirmek önemli olacaktır. KRIZ ANLARINA YAKLAŞIM ÖNEMLI
Tüm aile bireylerinin yorgun, gergin ve stresli olabileceği bu zaman diliminde çocuğunuzla ilişkinizde de sakin ve tahammüllü olamayabilirsiniz. Zaman zaman sesler yükselebilir ve özellikle öfke duygusu belirebilir. Böyle zamanlarda, durumun ve duygunun geçiciliğini hatırlamak, elinizden gelenin en iyisini yaptığınıza güvenmek ve sihirli bir reçete aramak yerine, çatışma ve krizlerin de hayatın bir parçası olduğunu kabul etmek, nefes almak ve baştan başlamak yardımcı olabilir."
EV TATİLİNDE EKRAN DETOKSU YAPIN
Psikolog Şükran İlimsever Başarır, kısıtlamalar bile olsa bu tatili nasıl keyifli geçirebileceğimiz konusunda güzel önerilerde bulunuyor: "Freud, ruh sağlığını korumanın yolunun sevmek ve çalışmaktan geçtiğini söylemiş. Bunu devamlı hatırlayıp, çocuklarımıza da model olarak, bu zor süreçte daha dayanıklı bir şekilde ayakta kalabiliriz. Dünya Sağlık Örgütü de ruhsal iyilik halinin, kabiliyetlerin gerçekleştirilebilmesi, günlük stresle bahşedebilme ve üretken, topluma faydalı olabilmeyi kapsadığını belirtiyor. Bu temel ipuçlarına ek olarak, ben de güzel bir ev tatili geçirmeye yönelik birkaç pratik öneride bulunmak isterim:
Okulla ilgili her şeyi bir süre ortadan kaldırıp, evi yine sadece ev olarak görün.
Aranızdaki mesafeyi hem kendi ihtiyaçlarınıza göre hem çocuğunuzun ihtiyaçlarına göre ayarlayın, ne çok dip dibe ne de çok uzak kalın.
Çocuğunuzun odasında, bilgisayarında, telefonunda neler yaptığını önemseyin ve ilgi gösterin.
Ortak keyif alacağınız, hiç yapmadığınız bir şeyi denemek için birlikte plan yapın.
Uzun uzun sohbet edin; neler yaşadığını size anlatabilsin. Uzun uzun sarılın.
Birlikte yapabildiğiniz kadar "ekran detoksu" yapın. Ekran süresinden çok ekranın ne amaçlı kullanıldığına odaklanın.
Sosyal sorumluluk projelerine birlikte katılın; başkalarına nasıl yardım edebileceğiniz üzerine konuşun.
Çocuğunuz bir sabah uyandığında duvarında ona özel tasarlanmış dev bir poster görse, uzun süredir görüşemediği bir arkadaşıyla iletişim kurmasını sağlasanız ya da tüm aileye bir sürpriz planlasanız çok iyi gelmez miydi?
Birlikte hayaller kurun, hedefler koyun, birbirinize fikir ve destek verin.
Açık havaya çıkma ve hareket etme konusunda ısrarcı olun ama kendi tercih ve zamanlamasına da saygı gösterin.
Tartışmalarda, "Öfkeli, eleştirel, yargılayıcı" değil, sakin kalarak konuşmaya çalışın. O sizin çocuğunuz ve en çok da en kötü hissettiği zamanlarda size ihtiyacı var. Ev içinde uzayan gerginlikler kimseye iyi gelmez, gerektiğinde üzgün olduğunuzu söyleyerek ya da özür dileyerek konuyu karşılıklı kapatabilmeniz sağlıklı olacaktır."