Dışarıda buz gibi bir hava, üstüne üstlük bir de pandemi var. Fakat Milli Saraylar Başkanlığı'na bağlı, restorasyon sonrası yeniden açılan Beşiktaş'taki Resim Müzesi, ziyadesiyle yoğun. En yoğun olan bölüm ise müzenin Osmanlı'nın İhtişamı Salonu... Salonun ortasında 390X700 cm'lik, devasa, Fransız ressam Felix-Auguste Clement'in Çölde Av adıyla bildiğimiz tablosu bulunuyor. Kim görse önünde duruyor. İnceliyor...
Bu tablonun kamuya açık bir şekilde bundan tam 156 yıl önce sadece Paris'te görüldüğünü bilince insan nasıl olağanüstü bir durumun içinde olduğunu düşünmeden edemiyor. Sanat tarihimizde uzmanlar tarafından kendisi bilinen ama hakkında çok az bilgi sahibi olunan resimlerden biri. Zaten bugüne kadar Çölde Av olarak bildiğimiz resmin gerçek adının Gatah Çölü'nde Prens Halim'in Ceylan Avı: Tazı Payı olduğunu da yeni öğreniyoruz.
Bu tablo 1865'te Mısır'da yapıldıktan ve Paris'te sergilendikten sonra İstanbul'da 1878'de yapılan Sait Halim Paşa Yalısı'na getirilmişti. Ve yıllarca da orada duruyordu. 1995'teki yalıda çıkan yangında şans eseri zarar görmemişti. 2003'te yalıya bir geminin çarpması sonrasında da eser hasar almadı. 2019'da Milli Saraylar Başkanlığı resmi, Tablo Koleksiyonu'na dahil ederek bir nevi korumaya almıştı. İşte korumaya alınan tablo hak ettiği yeri nihayetinde buldu.
Dedik ye bu tablo hakkında çok az şey biliniyor diye. Yeni detayları da Zeynep İnankur'un gerçekleştirdiği araştırmalar sayesinde biliyoruz. Hem Milli Saraylar Tablo Koleksiyonu'nun en büyük tablosu hem de Türkiye'nin en büyük oryantalist tablosu olan resim, Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın oğlu Abdülhalim Paşa'nın, Kahire yakınlarındaki Şubra Sarayı'nı yeniden dekore etmek için Fransız Ressam Felix-Auguste Clement'i görevlendirmesi sonrasında yapılmış. Clement, Şubra Sarayı'nı dekora ederken Abdülhalim Paşa'nın sipariş ettiği, 1865 tarihli, Gatah Çölü'nde Prens Halim'in Ceylan Avı: Tazı Payı adlı tabloyu da yapıyor.
Tablo, aynı yıl Fransa'da Paris Salonu'nda sergileniyor. Paris'ten İstanbul'a nasıl geldiği ile ilgili bir bilgi yok. Ama tablo İstanbul'a gelip yalıya konulduktan sonra yalının adeta bir parçası oluyor. Yalı, aile tarafından 1968 tarihinde Turizm Bankası'na satılıyor. Sonra Başbakanlık Yazlık Konutu olarak kullanılıyor. 1995'teki yangın sonrası restore edilen yalı, 2004 yılından itibaren düğün ve çeşitli toplantıların gerçekleştirildiği bir mekan olarak kullanılıyor.
İşte gerçek adının Gatah Çölü'nde Prens Halim'in Ceylan Avı: Tazı Payı olduğunu öğrendiğimiz bu tabloyu, bir şekilde yolunuz yalıya düşmemişse görme şansınız yoktu. Kamusal alana bir türlü çıkamıyor.
Milli Saraylar Başkanlığı'nın 2019'da bu resmi koleksiyonuna katmasıyla, bakımı yapılan tablo şimdilerde Resim Müzesi'nin Osmanlı İhtişamı Salonu'nun en nadide parçalarından biri olarak sanatseverleri bekliyor.
OSMANLI'NIN RESİM TARİHİ BU MÜZEDE
Sultan Abdülmecid tarafından 1856 yılında yaptırılan Veliahd Dairesi, 2014'ten sonra Resim Müzesi olarak hizmet vermeye başlamıştı. 2017'de ise müzenin daha büyük olan ikinci bölümünün restorasyonuna başlandı. Dört yılın sonunda kapılarını açan müzede 34 salon bulunuyor. Ve bu salonlarda da 553 eser sergileniyor. Eserler, Milli Saraylar Tablo Koleksiyonu'na ait. Bu koleksiyonun en önemli özelliği Osmanlı'nın resim mirasını temsil etmesi. Koleksiyonda 16 yüzyıldan başlayarak 20. yüzyıla kadar Osmanlı İmparatorluğu'nun resimle ilişkisini anlatan eserler bulunuyor. Padişah portreleri, tarihi konulu kompozisyonlar, oryantalist eserler, doğa ve kent görünümleri ile natürmortlar gibi pek çok konuyu içeriyor koleksiyondaki eserler. Koleksiyonda da Konstantin Kapıdağlı, Rupen Manas, Stanislaw Chlebowski, Fausto Zonaro, Ivan Konstantinoviç Ayvazovski, Pierre Desire, Guillemet, Eugene Fromentin, Stefano Ussi, Felix- Auguste Clement, Şeker Ahmed Paşa, Osman Hamdi Bey, Şevket Dağ ve Abdülmecid Efendi gibi ressamların paha biçilmez eserleri bulunuyor. Felix-Auguste Clement'in devasa ve ihtişamlı Gatah Çölü'nde Prens Halim'in Ceylan Avı: Tazı Payı gibi diğer eserlerin de her biri bir haber konusu...
ABDÜLMECİD'İN BİLİNMEYEN ESERİ BUĞ GEMİSİ
Abdülmecid Efendi'nin bir ressam olduğu biliniyor. Bilinmeyen ise ilk dönem eserleri. Müzede Buğ Gemisi adlı bilinmeyen Abdülmecid eseri de bulunuyor. İstanbul'daki ilk buharlı gemiyi resmetmiş Abdülmecid. İstanbullular o yıllarda buharlı bu gemiye buğ gemisi dediği için Abdülmecid de esere bu ismi vermiş.
FATİH'İN ÜÇ TABLOSU YAN YANA
Müzenin görkemli salonlarından biri Fetih ve Fatih Salonu. Burada Nakkaş Sinan Bey'in, şehit ressam Hasan Rıza'nın ve Zonaro'nun İstanbul'un fethi ve Fatih Sultan Mehmed ile ilgili resimleri yer alıyor. Farklı zamanlarda yapılmış bu üç ressama ait Fatih Sultan Mehmed resimleri de ilk defa bir araya geliyor.