Hatırlayın, 2015'in ilk günlerinde bir klasik olarak kabul edilen Küçük Prens birden bire çok farklı yayınevleri tarafından yayımlanmaya başlanmıştı. Öyle ki yaklaşık 100 yayınevi farklı çevirilerle Küçük Prens'i okurlarının ilgisine sunmuştu. 2019'daysa benzer bir durum Sabahattin Ali'nin eserleri için yaşandı. Bütün bunların sebebi telif haklarıyla ilgili bir düzenlemeydi. Türkiye'nin de imza attığı Bern Sözleşmesi gereği bir yazarın ölümünün üzerinden 70 yıl geçince, yayınevleri yazarın ailesine ya da varislerine telif ödemeden ve onlardan izin almadan eserlerini yayımlayabiliyor. Bu yıl yazar George Orwell ile şair Orhan Veli'nin telif hakları 70 yıl kuralına göre ortadan kalkıyor. Dolayısıyla bu iki önemli edebiyatçının eserleri farklı yayınevleri tarafından yıl içerisinde sıklıkla karşımıza çıkacak. Ki yılın ilk günlerinde birçok yayınevi iki edebiyatçının eserlerini yayımlayacağını ilan etti bile. Hatta hazırlıklarını geçen yıl yapmaya başlayanlarlar raflara bu iki yazarın kitaplarını koymaya başladı.
YAKLAŞIK 1 MİLYON BANDROL ALINDI
Küçük Prens ve Sabahattin Ali deneyimlerinden görüldü ki, bu durumun hem olumlu hem de olumsuz sonuçları olabiliyor. Olumlu sonuçları, hem yazarlar hem de eserleri tekrar gündeme geliyor. Ayrıca okurlar bu yayın bolluğu içerisinde daha ucuza yazarların kitaplarına ulaşabiliyor. Eğer söz konusu yabancı yazarsa, unutulan kimi önemli çeviriler tekrar hatırlanabiliyor. Olumsuz sonuçları ise onlarca yayınevinin yazarların kitaplarını basması sonucu okurun kafasında karmaşa oluşuyor. Ki kimi yayınevleri kitapları yayımlarken salt satışı önceleyince kimi iş kazaları da ortaya çıkabiliyor. Peki bu yıl bizi Orhan Veli ve George Orwell ile ilgili bizi neler bekliyor? George Orwell'in klasiklerinden 1945'te İngiltere'de yayımlanan, "Tüm hayvanlar eşittir. Ama bazı hayvanlar daha eşittir" cümlesiyle akıllara kazınan Hayvan Çitfliği, Türkçeye ilk olarak Halide Edip Adıvar tarafından çevrildi. 1954'te Adıvar'ın çevirisiyle Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan kitap, sonrasında pek çok çevirmen tarafından yeniden Türkçeleştirildi. En bilineni Celal Üster'inki. Adıvar'ın çevirisi artık baskısı tükendiği için bulunmuyor. Lakin Adıvar ile Üster'in çevirilerinin kıyaslandığı tez bile yazıldı bu ülkede. Muhtemel George Orwell'ın kitapları yeniden yayımlanırken Halide Edip'in çevirisi tekrar hatırlanacak. Malum Hayvan Çitfliği Stalin dönemi Rusyası'nı hicveden bir eser. Soğuk Savaş döneminde CIA'in bu kitap üzerinden operasyon düzenlendiği az bilinen gerçeklerdendir. 1954'te, Orwell'ın kitabının sinema uyarlamasını CIA, bir İngiliz şirkete çektirip filmin finalini değiştirir. Böylece Hayvan Çiftliği bir propaganda aracı haline geldi. Belki bu yıl bu konu detaylarıyla tekrar gündeme gelebilir. Gelelim Orwell'ın diğer başyapıtı 1984'e. Hayvan Çiftliği gibi yazıldıktan kısa bir süre sonra Türkçe'ye çevrilme konusunda şanslı değildir bu roman. Türkiye'de ilk defa Can Yayınları tarafından Celal Üster çevirisiyle 1984 yılında yayımlanır. Otoriter bir yönetim altında yaşananları anlatan roman 20. yüzyılın en önemli romanlarından biri olarak kabul ediliyor.
SAHİ KİTAP'TAN ORWELL ATAĞI
Sahi Kitap hem Hayvan Çitfliği'ni hem de 1984'ü Cihat Taşçıoğlu çevirisiyle okurlarına sunmaya hazırlanıyor. İthaki Yayınları da bu iki kitabın yanı sıra Orwell'ın diğer kitaplarını da basacağını duyurdu. Orwell'ın eserleriyle ilgili yayınevlerinden 1-6 Ocak arasında 981 bin bandrol başvurusu yapıldığı belirtiliyor. Yılın ikinci yazarı ise Orhan Veli olacak. Şair malum sadece 36 yıl yaşadı ama şiirin aktığı yatağı da değiştirdi. Şiir deyince akla gelen ilk şairlerden biri oldu. Gündelik hayatı şiirin dünyasına soktu. Orhan Veli deyince pek tabii hepimizin aklına şiirleri geliyor. Ama şiirleri dışında da eserleri var Veli'nin. Şimdiden şairin külliyatını tekrar elden geçirip yayımlayan yayınevleri var. Bunlar arasında Everest Yayınları da bulunuyor. Ama birçok yayınevi de edebiyatçının çeviri eserlerini, öykülerini, mektuplarını yayımlayacağını ilan etti. Orhan Veli'nin eserleri için yayınevleri tarafından 1-6 Ocak arasında 123 bin bandrol başvurusu yapılmış durumda.
70 yıl kuralı nasıl ortaya çıktı?
Edebiyat ve sanat eserlerinin korunmasına ilişkin hükümler içeren Bern Sözleşmesi 1886'da imzaya açılıyor. Türkiye de 1952'de bu sözleşmeye imza atıyor. Bu sözleşmeyi kabul eden şimdilik 168 ülke var. Sözleşmeye göre, telif hakları konusunda 70 yıl kuralı işletiliyor. Yazarın ya da eser sahibinin ölümünün üzerinden 70 yıl geçtikten sonra eserler, kamu malı olarak kabul ediliyor. Bazı ülkeler 70 yıl yerine 50 yıl kuralını işletiliyor. Tabii sadece yazarların eserlerinin yayım hakkı serbest kalıyor. Lakin eserin yayımı, yazarın manevi anlamda zarar görecek şekilde yapılıyorsa buna yazarın varislerinin müdahale etme şansı var.