Covid-19 salgınının sinemaya esaslı bir darbe vurduğu aşikar. Filmlerle değil belki ama sinemayla ilişkimiz ciddi anlamda hasar aldı. Sinemaya gitme alışkanlığımız sekteye uğradı. Bizde sinemalar güya yeni yılda açılacaktı ama 1 Mart'a kadar kapalı kalması kararlaştırıldı, bu da sinemayla olan ilişkimizi bir süreliğine daha dondurduğumuz anlamına geliyor. Kimi ülkelerdeyse salonlar sınırlı bir şekilde açık olsa da hiçbir şey eskisi gibi değil. Görünen o ki olmayacak da. Online film gösteren dijital platformlar, büyük yapım şirketlerinin günü kurtarma pahasına aldığı kararlar neticesinde, sinemalardan ciddi anlamda rol çalmaya devam ediyor. Bunun kültürel etkileri olduğu gibi elbette ekonomik sonuçları da var. Ki 2020'nin sonuna doğru bu sonuçlar rakamsal olarak ifade edilmeye başlandı. Araştırma şirketi Omdia'nın aralık ayında açıkladığı rapora göre küresel anlamda sinema endüstrisinin kaybı 30-32 milyar dolar arasında. 2019'da sinemalarda gösterilen filmlerden elde edilen küresel hasılatın 42.2 milyar dolar olduğu düşünülürse sinema dünyasının yaklaşık yüzde 70 oranında bir daralmayla karşı karşıya olduğu görülebilir. Omdia'nın raporuna göre 2020'de online film gösteren dijital platformlar, yüzde 30 oranında büyüdüler. Ki sinemaların kapandığı, online film izleme alışkanlığının gittikçe yaygınlaştığı pandemi döneminde böylesi bir büyüme bekleniyordu zaten.
MISIRIN ÜZERİNE BİR DE PANDEMİ
Peki bizde durum nedir? 2019, sinemacılar için iyi bir yıl değildi. 'Mısır krizi' nedeniyle randımanlı bir yıl geçirmemişti sinemalar. Ama buna rağmen filmlerden 980.4 milyon TL toplam hasılat elde edildi. Bu yıl ise sinemalarda gösterilen filmlerden elde edilen hasılat ancak 299.7 milyon TL. Pandemi nedeniyle sinema dünyasının ekonomik kaybı 680.7 milyon TL. Yani bizde de yaklaşık olarak yüzde 70 oranında bir daralma söz konusu. Online film gösteren platformlarda nasıl bir büyüme var, elde rakamlar olmadığı için bilemiyoruz şimdilik. Fakat bizde de online platformlara talebin arttığı tahmin etmek güç değil. Asıl soru 2021'de sinema bu ekonomik daralmayı telafi edebilecek mi? Yoksa pandeminin neden olduğu daralma bir krize dönüşüp sinemada kartların yeniden dağıtılmasına mı sebep olacak? Bu soruların cevabı tartışmaya açık. Fakat pandemi sürecinde, sinemanın geleceği konusunda sinemanın paydaşları karar alırken nasıl bir performans sergilediklerini de gösterdiler. İşin ucu paraya, ekonomiye çıkınca sinemanın kültürel boyutu, kamu yararı, insanlığa katkısı çok da önemsenmiyor. Ama bu tür tartışmalarda hesaba katılmayan bir kitle var. O da seyirci! Naçizane asıl kararı, hiçbir zaman refleksleri tam olarak çözülemeyen o büyük seyirci kitlesi verecek...