Bir pazar günü... Alınan son önlemlerden sonra karantinada geçirdiğimiz ikinci hafta sonu. Hava kapalı, gökyüzünde bulutlar yağmur olup yağıp yağmama konusunda tereddütte. İki gün önce aldığım plağı pikabıma yerleştirip iğneyi de özenle üzerine bırakıyorum. Cızırtılar eşliğinde dönmeye başlıyor... "Gündüzüm seninle, gecem seninle.... Beyhude geçti bu ömrüm derdinle..." Evet, bir süredir söz ve bestesi Suat Sayın'a ait bu unutulmaz şarkının esiri olmuş durumdayım. Şarkının yer aldığı, 2013'te aramızdan ayrılan değerli sanatçı Ferdi Özbeğen'in 20. sanat yılı şerefine verdiği konser kayıtlarından oluşan plağı, birçok kişi gibi ben de şarkının dijital platformda yayınlanan bir dizide kullanılmasının ardından aldım. Ama şu da bir gerçek, zaten son aylarda elim hep raftaki çocukluk ve gençlik yıllarımdan hatırladığım isimlerin plaklarına gidiyor. Zeki Müren, Sezen Aksu, Erkin Koray, Selda Bağcan... Onları dinlemek bana huzur veriyor. O günlerin masumiyetini anımsatıyor. Okuduğum bir makalede yer alan ve Covid-19'un insanların eğlenme alışkanlıkları üzerindeki etkilerine odaklanan araştırmaya göre böyle hissetmem normal. Araştırmaya katılan deneklerin yarısından fazlası da, gençlik yıllarında hoşlandıkları müzikleri tekrar dinlemenin kendilerini mutlu ettiğini belirtmiş. Uzmanlar da kayıp, endişe, izolasyon ve belirsizliğin hakim olduğu dönemlerde insanların nostaljiye sığınmalarının normal olduğunu söylüyor. İşte tam da bu duygularla Unkapanı Plakçılar Çarşısı'nın yolunu tutuyorum. Özellikle son yıllarda artan yeniden basım plak tutkusunun çarşıyı nasıl etkilediğini görmek amacım.
1000 TL'YE ORİJİNAL BASIM
İMÇ 6. Blok'tan içeri girip plak tutkunları için adeta bir vaha olan Mega Müzik'e adım atıyoruz. Bizi ikinci kuşak yapımcı Ethem Zeytinkaya karşılıyor. Babası Musa Zeytinkaya Türkiye'nin ilk plakçılarından. Dükkanda orijinal ve yeniden basım sayısız longplay ve 45'likler arasında kayboluyoruz. Antika pikapların üzerinde nadir plaklar duruyor. Duvarlar ünlü sanatçıların fotoğraflarıyla süslü. Zeki Müren, Fecri Ebcioğlu, Niyazi Sayın, Gönül Yazar... Plakların arasında nadir bulunanlar var. Zeytinkaya, orijinal basımların 300-400 TL'den satıldığını anlatıyor. Mavi Işıklar'ın Siluetler plağının fiyatı ise 1000 TL'yi buluyormuş. Mega Müzik'e gelenleri unutamayacakları sürprizler bekliyor olabilir. Zeytinkaya: "Geçenlerde bir hanımefendi Muhammed Ali için yapılan plağı aldı, bir havaya zıplayışı vardı, görmeniz lazım. Yine bir hanımefendi Feyzullah Çınar'ın plağını dinlerken yıllar öncesine gitti, gözyaşlarını tutamadı."
YAŞAR PLAK'IN İLK SANATÇISI
Mega Müzik'in ardından Yaşar Plakçılık'a giriyoruz. Mustafa ve Kemal Kekeva kardeşler yoğun. Bir ay kadar önce yayınladıkları Ferdi Özbeğen 20. Sanat Yılı Şan Konseri ikili longplay'ine ilgi yoğun. Şu ana kadar 3 bin satan plak için 2 bin yeni sipariş daha alınmış. Ferdi Özbeğen onlar için özel bir isim. Çünkü şirketin ilk sanatçısı aynı zamanda. Albümü elime aldığımda unuttuğum bir duyguyu tekrar anımsıyorum. Bir albüme dokunmak, kartonetinde yazan bilgileri okumak... Kemal Kekeva, son dönemde plaklara ilginin arttığını belirtirken bu ilginin özellikle plağın altın çağında eserler vermiş, onun deyimiyle 'plağı solumuş' isimlerde yoğunlaştığına dikkat çekiyor. Ferdi Özbeğen, Zeki Müren gibi...
BİT PAZARINA NUR YAĞDI
İstanbul Plak'ta Mehmet Söğütoğlu karşılıyor bizi. "Bit pazarına nur yağdı" diyerek özetliyor yeniden basım plakların gördüğü ilgiyi. Dükkanda Hamiyet Yüceses'in Makber, Orhan Gencebay'ın Kaderimin Oyunu ve Ajda Pekkan'ın Hoş Gör Sen albümleri dikkatimizi çekiyor. Unkapanı Plakçılar Çarşısı'nda yaptığımız bu gezi beni adeta 60'lı, 70'li yıllara geri götürüyor. Dükkanların çoğunun vitrinini Neşet Ertaş, Barış Manço, Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses, Ajda Pekkan plakları, fotoğrafları süslüyor. Fonda unutulmaz şarkıların yer aldığı anılar gözümün önünden geçiyor. Anne ve babamın Ajda Pekkan şarkısı eşliğinde dans edişini anımsıyorum: "Boşvermişim, boşvermişim, boşvermişim dünyaya/Ağlamak istemiyorsan sen de boşver dünyaya..."
Yapaylıktan arınmak istiyoruz
Yaşar Plakçılık'tan Mustafa Kekeva, 1987 yılından itibaren plak basımının bittiğini anlatıyor. Tekrar gündeme gelmesinin ise filmler ve diziler sayesinde olduğuna dikkat çekiyor. Ferdi Özbeğen 20. Sanat Yılı Şan Konseri longplay'inin yeniden basımı için çalışmalara bir yıl öncesinden başlamışlar. Yani sanılanın aksine diziden önce zaten plağı basmayı planlıyorlarmış. Yeniden plak basmak, hakları şirketinizde olsa bile kolay değil. Kekeva, eser işletme belgesi almak için 60 bin TL telif ödediklerini anlatıyor. Kekeva, eski şarkıların, yeniden basım plakların ilgi görmesinin nedenini şöyle açıklıyor: "Bence o dönem yaşanmış olan duygular notaya ve söze dönüştürülüyordu. Uzun zamandır çok az şarkı yaşanmış duygularla ortaya çıkıyor. Teknolojinin hızla gelişmesiyle müzik sektörü de dijitale döndü, dijital ve elektronik ortamda da maalesef ki duygu yoğunluğu kaybedildi. Yaşanılan bu son zorlu dönemde insanlar aslında bu duyguya aç olduklarını fark etti ve her şeyin yapaylığından arınma istekleriyle eskiye yani plağa bir özlem ve dönüş başladı. 'Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli' sözü içinde bulunduğumuz dönemle fiziksel olarak örtüşse de duygusal olarak insanlar samimiyet ve sıcaklık aramakta."
Plağın sıcak bir sesi var
İstanbul Plak'tan Mehmet Söğütoğlu "Yeniden basım plaklar neden ilgi görüyor?" sorumuza şu yanıtı veriyor: "Artık plaklar dijital olarak basılıyor. Kapağını elinizde tutamıyorsunuz. Albümü saklayamıyorsunuz. Bunlar eskiden çok değerliydi. Plağın ayrıca sıcak bir sesi var. Analog, duygu yüklü..." Plağa ilgi gösterenlerin genellikle orta yaşlılar olduğunu söylüyor. "Çocukken dinledikleri müzikleri özlüyorlar" diyor. Söğütoğlu filmler ve dizilerin rafta tozlanmış bir değeri yeniden gündeme getirdikleri için önemli olduğunu da belirtiliyor. Issız Adam filminden sonra Ayla Dikmen'in Anlamazsın şarkısının nasıl ilgi gördüğünü anımsatıyor.