İstanbul'un nefes kesen manzaraları, Kapadokya'nın mistik atmosferi, Mardin'in kadim güzelliği… Dünya çapında tanınan DJ-prodüktör Mahmut Orhan, bugüne kadar çektiği kliplerde adeta Türkiye'nin gönüllü tanıtım elçiliğini yaptı. Hayran olduğu bu toprakları milyonlarca kez dinlenen şarkılarıyla dünyaya tanıttı. Orhan, iki genç yetenek Selin Geçit ve Ali Arutan'la yaptığı son parçası In Control'de de bu geleneği bozmadı. Bu kez klip için Nemrut Dağı'nın yolu tutuldu. Rıza Kocaoğlu'nun rol aldığı kısa film tadındaki klip çok beğenildi. Geçen yıllarda genç DJ adaylarına destek vermek ve onları eğitmek için Sibourne adlı oluşumu hayata geçiren Orhan, yeni parçasında Sibourne ailesinden Ali Arutan ile çalıştı. Parçanın vokali ise yine genç bir yetenek olan Selin Geçit'e emanet edildi.
- In Control, ortak bir çalışma. Selin Geçit ve Ali Arutan'la nasıl bir araya geldiniz?
- Tam pandemi dönemiydi. Sibourne'un genç yeteneklerinden Ali Arutan'la melodileri oturtacak ve geliştirecek bol vaktimiz oldu. Selin de pandemi sebebiyle Londra'dan İstanbul'a dönmüştü. Parça şekillendiğinde Selin'in parçaya yakışacağını düşündük ve demoyu ona gönderdik. O da çok beğendi. Kısa sürede sözleri yazıp seslendirdi.
- Dünya çapında tanınan bir isimsiniz. İstediğiniz vokalle çalışabilirsiniz. Neden Selin gibi genç bir yeteneği tercih ettiniz?
- Yeteneğine inandığım genç arkadaşları projelere dahil edip, onlara destek olmanın boynumun borcu olduğunu düşünüyorum. Selin de Türkiye'nin en yetenekli gençlerinden biri. Gelecekte çok iyi işlere imza atacağına inanıyorum. Onunla çalışmak da oldukça keyifli çünkü motivasyonu hep yüksek.
-In Control'ü alışık olduğunuz şekilde kalabalıklar önünde çalmak için pandeminin bitmesi gerekiyor. Bu bekleyiş sizi nasıl etkiliyor?
- Yaptığım işlere setlerimde yer verip insanların tepkilerini ölçememek beni tabii ki olumsuz etkiliyor. Normalde yayınlamadan önce parçayı kalabalıklara çalarak test ederim. Pandemi sebebiyle bu şu an mümkün değil, ama buna takılı da kalmıyorum. Pandeminin benim için olumlu taraflarına odaklanmaya çalışıyorum.
NEMRUT EKİBİ BÜYÜLEDİ
- Parçanın klibi Nemrut Dağı'nda çekildi. Büyüleyici bir yer. İlk çıktığınızda neler hissettiniz? - Nemrut'a ilk kez klip için gittim ve çıkar çıkmaz kendime neden bu zamana kadar gelmediğimi sordum. Tüm ekip işini büyülenerek yaptı. Ülkemiz gerçekten cennet ve günlük hayatın koşuşturmasında burnumuzun dibindeki güzellikleri keşfedecek fırsat bulamayabiliyoruz maalesef.
- Klip, Kültür Bakanlığı tarafından da desteklendi. Bundan önce de İstanbul, Kapadokya ve Mardin'de klip çektiniz. Adeta Türkiye'nin tanıtım elçisi gibisiniz. Bu sizin için neden önemli ?
- Ülkemiz çok güzel ve bu topraklarda doğup büyümüş olmaktan gurur duyuyorum. Bu güzelliği bir nebze de olsa kliplerimle dünyaya tanıtmak mutluluk verici. Bu sebeple de klip için lokasyon olarak Türkiye'nin en büyüleyici simgelerinden biri olan Nemrut'u seçtik. Kültür Bakanlığımız da bu süreçte bizi hiç yalnız bırakmadı.
- Kültür Bakanlığı'nın desteğini alma süreci nasıl gelişti?
- Kültür Bakanımız Mehmet Ersoy ile görüştük ve bu görüşme çok olumlu geçti. Çok sıcak karşıladılar bizi. Bu iş birliği bir başlangıç oldu. Şu sıralar Türkiye'nin tanıtım filminin müziğini hazırladığımı da buradan duyurmak isterim.
CANLI ÇALMAYI ÖZLEDİM
- Normalde yılın büyük bir bölümünü yurt dışında konser vererek geçiriyorsunuz. Bu yıl pandemi yüzünden her şey iptal oldu. Bu durum sizi endişelendirdi mi?
- Pandemiden önce konserler, turneler ve yolculuklar oldukça yorucu oluyordu ve parça yapmaya vaktim yok diye çok şikayet ediyordum. Son altı-yedi ayda evimde daha fazla müzik yapma imkanım oldu ancak şimdi de bu sürecin ne kadar devam edeceğini bilememek beni endişelendiriyor. Müziğimi kitlelere canlı bir şekilde ulaştırmayı özledim.
- Müzik dışında bu dönemi nasıl geçiriyorsunuz?
- Mümkün oldukça evden çıkmayarak geçiriyorum. Müzik yapıyorum, evcil hayvanlarımla ve bahçeyle ilgileniyorum. Aslında kendimi keşfettiğim bir dönem oldu ve bu müziğime olumlu yansıdı. Bu dönemde beklettiğimiz birçok parça var. Pandemi sonunda bu parçalardan bir albüm yapabiliriz.
Mahmut'la parça yapman lazım
Selin Geçit 17 yaşındayken babasıyla bir radyo istasyonuna gider. Babasının arkadaşı o radyoda yöneticidir. Aynı zamanda DJ olan yönetici, Selin'e Mahmut Orhan'ın o dönem çok bilinen bir parçasını dinletip "Bir gün senin Mahmut'la böyle bir parça yapman lazım" der. O ziyaretten dört yıl sonra Selin'le Mahmut Orhan'ın yolları kesişir. Selin bu olayı "Mahmut Orhan bile bilmiyor" diyerek anlatıyor... Selin'in, müzikle ilgili ilk anıları iki-üç yaşlarındayken babasının evde gitar çalıp şarkı söylemesi. Ama öncesi de var: "Babam hep anlatır, doğumdan bir gece önce annemin karnına şarkılar söylemiş. Sanırım başlangıcı bu nokta olarak kabul etmek yanlış olmaz." Müzik kulağının olduğu ise dörtbeş yaşlarında fark ediliyor. Ve anne ve babasının desteğiyle müziğin bir yaşam şekli olabileceğini çok küçük yaşlardan itibaren tecrübe ediyor. University of West London'a bağlı British&Irish Modern Music Institute'ta lisans derecesini tamamlayan Selin Öğüt'ün müzikle ilgili hedefleri ve hayalleri çok. Bol bol üretmek ve başarılı müzisyenlerle çalışmak istiyor. Bir müzikal yazıp o müzikalde oynamak da hayalleri arasında.
In Control'ün bendeki yeri ayrı
Ali Arutan, prodüktörlüğe iki buçuk yıl önce başlamış. Yolu Mahmut Orhan'la kesişince de onun aktardığı tecrübe ve bilgiler sayesinde hızlı bir şekilde müziğini geliştirme fırsatı bulmuş. In Control onun dinleyiciye sunduğu ilk parça, bu yüzden de ondaki yeri ayrı: "Bunun nedeni ilk parçam olmasının yanı sıra, dost olarak çok sevdiğim ve müziğine çok saygı duyduğum Mahmut Orhan'la bir iş birliğinden doğmuş olması. Selin'le çalışmış olmak ve parçanın dünyanın en büyük elektronik müzik şirketlerinden biri olan Ultra Music'den yayınlanmış olması ayrıca mutluluk verici. Umarım tüm dinleyicilerde de bizde uyandırdığı kadar güzel hissiyatlar uyandırmıştır."