Atv'de yayınlanan Kuruluş Osman'a fırtına gibi bir giriş yaptı. Asi, dik başlı ve güzel... Üstelik iyi bir savaşçı. Öyle ki, obanın kadınları onu gördüklerinde aralarına zorlu bir rakibin geldiğini hemen anladılar… Peki ya Osman? O da Targun Hatun'dan etkilenecek mi? Diziyi izleyenler kimden bahsettiğimi hemen anladı, Targun Hatun'dan… Yani başarılı oyuncu Zeynep Tuğçe Bayat'tan… Bayat, canlandırdığı karakterden çok etkilenmiş, rolü için at binmeyi ve kılıç kullanmayı öğrenecek olması onu hemen cezbetmiş. Targun Hatun için ise: "İsmini bile çok seviyorum. Oynadığım diğer karakterlere benzemiyor. İtiraf etmeliyim ki benzer taraflarımız da var. Kararlı, zorluklar karşısında yılmayan, başkalarının çizdiği sınırlara boyun eğmeyen ve ailesine bağlı yönleri bana benziyor" diyor. Bayat, aslında hukuk fakültesi mezunu, dil öğrenmeyi çok seviyor ve çiçeği burnunda bir evli. Eşi de kendisi gibi oyuncu olan Cansel Elçin. Balayları pandemi dönemine denk gelse de onlar bundan şikayetçi değil. Gelin, Zeynep Tuğçe Bayat ile diziden evliliğe, hayat azminden, organik tarım merakına ve müzik kariyerine kadar pek çok şeyi konuştuğumuz keyifli söyleşimizi birlikte okuyalım…
- Kuruluş Osman'a hızlı bir giriş yaptınız. Bir Türk beyinin kızı Targun Hatun olarak... Asi, güzel ve oldukça etkileyici bir karakter... Teklif geldiğinde karakter hakkında ne düşündünüz, sizi cezbettiği yönleri neler oldu?
- Gerçekten her şey çok hızlı oldu ve hızlı karar vermem gerekti. Targun tam bir savaşçı. Ata biniyor, kılıç ve ok kullanıyor. Diziye girişi de epey zorlu sahnelerle başlıyordu. Ama okuduğumda o kadar heyecanlandım ki hemen kabul ettim. Zorluklardan kaçmayan, yeni şeyler öğrenmeyi çok seven bir yapım var. At binmeyi, kılıç kullanmayı öğrenmek beni cezbetti. Ayrıca daha önce oynadığım karakterlere de benzemiyor Targun. İsmini bile çok seviyorum. Dizinin oyuncu kadrosu ve başarısından söz etmiyorum bile. Bu da oldukça önemli bir etkendi.
- Sanki Zeynep Tuğçe Bayat ile Targun Hatun'un ortak noktaları var gibi... Bu hissiyatımda yanılıyor muyum, ortak noktalarınız olabilir mi? - Genelde bir karakteri çalışırken benden farklı yönlerine odaklanırım. Bu şekilde çok boyutlu bir karakter yaratabileceğime inanıyorum. Ama itiraf etmeliyim ki Targun'la bazı özelliklerimiz göz ardı edilemeyecek kadar benziyor. Kararlı, zorluklardan yılmayan, başkalarının onun için çizdiği sınırlamalara boyun eğmeyen biri. Ama bir taraftan da şefkatli, ailesine ve sevdiklerine çok derinden bağlı biri. Buralarda birleşiyoruz sanırım.
- Kuruluş Osman'ın özenle hazırlanmış büyük bir platosu var. Burada olmak, kurgu da olsa böyle bir dönem atmosferinde bulunmak size neler hissettirdi ya da düşündürdü?
- Bu ailenin parçası olduğum için mutluyum. Aile diyorum çünkü gelir gelmez kendinizi oraya ait hissetmeniz için her şey düşünülmüş. Kostümleri giyip hazırlığınızı tamamladığınız, oyuncuların, atların obada toplandığı, ateşlerin yakıldığı, dumanların tüttüğü an sanki zamanda yolculuk yapıyorsunuz. Ayrıca platonun bulunduğu alanın el değmemiş doğası, temiz havası en çok sevdiğim şey oldu.
- Obadaki kadınlar arasında da ciddi bir rekabet var. Güç dengeleri oldukça hassas... Targun Hatun'un obadaki kadınlar arasındaki varlığı güç dengesini nasıl etkileyecek?
- Targun sıra dışı bir kadın. Güçlü ama bir o kadar da asi. Gücün kimin elinde olduğu onun için fark etmiyor. Boyun eğmek doğasında yok. Savaşçı bir bey kızı olarak Osman'ın yanında obaya girdiği an herkes bunu fark ediyor. Güce sahip olan her kimse Targun'un hiçbir şey yapmasına gerek kalmadan gardını alıyor zaten.
- Obadaki kadınlar arasındaki bu rekabeti günümüzdeki kadınlar dünyası ile karşılaştırdığınızda benzerlikler görebiliyor musunuz?
- Günümüzde her alanda rekabet var. Bunun kadınlara özgü olduğunu düşünmüyorum. Kadınların her dönemde büyük zorluklara göğüs gerdiğiyse maalesef bir gerçek. Özellikle iş alanında ve sosyal hayatta fırsat eşitliği henüz sağlanabilmiş değil. Ancak son zamanlarda kadınlar arasında olduğu söylenilen rekabete karşı yine kadınların başlattığı bir akım var. Sanılanın aksine kadınlar birbirine destek oluyor, daha sık bir araya gelip birlikte çok büyük işler başarıyorlar.
- Targun Hatun, Bala Hatun ile Osman Bey için bir rekabete girecek mi? Targun Hatun obada tansiyonu yükseltecek gibi görünüyor.
- Bala Hatun, Osman Bey'i çok seviyor, ona çok değer veriyor. Çocuk sahibi olmak istiyor. Henüz bu gerçekleşmediği için de bir bey kızı olan, obaya yeni gelen gizemli hatuna, Targun'a çevriliyor tüm gözler. Onu müstakbel gelin olarak görmeye başlıyorlar. Gelecek bölümlerle ilgili çok bilgi veremiyorum ama Targun, Osman Bey'i tanımaya başladıkça obada tansiyonun yükseleceğini söyleyebilirim.
- Hukuk fakültesi mezunusunuz ama oyunculuk yapıyorsunuz. Sizi oyunculuğa iten ne oldu?
- İlk kez sinemada bir film, tiyatroda bir oyun gördüğüm günden beri oyuncu olmak istiyorum. Hukuk fakültesinde okurken de tiyatroda çalışıyordum. Mezun olur olmaz konservatuvar sınavlarına girdim, kazandım ve dört sene de oyunculuk okudum. Epey uzun bir öğrencilik hayatım oldu.
- Hukuk, konservatuvar, İspanya'da oyunculuk ve dil eğitimi derken aslında hayatınız hep öğrenmekle geçmiş. Azimli ve hırslı mısınızdır? Şansı mı yoksa gayret mi sizin hayatınızı yönlendirdi?
- Kendime azimli demeyi tercih ederim. Çünkü hırs bazen gelip geçici olabiliyor ama azim ve çalışmak bir şeyleri başarmanın tek yolu. Bizim işimizde şansın da önemli bir yeri var. Ama oturup şans beklemek bana göre değil. Yabancı dilde oyunculuk yapmayı çok istiyorum. Bu yüzden de İngilizce, İspanyolca ve Fransızca öğrendim. Geliştirmeye devam ediyorum.
Evlendikten sonra aramızdaki aşk daha da güçlendi
- Çiçeği burnunda yeni evlisiniz. Öncelikle hayırlı olsun. Nasıl gidiyor evlilik?
- Çok teşekkürler. Evlilik çok güzel gidiyor. Aile olma fikri ikimiz için de çok önemliydi, evlenmeden önce aslında biz bir aile gibiydik. Ailelerimiz de tanışıyor ve çok iyi anlaşıyorlardı. Çok fazla bir şey değişmedi. Ama çok ilginç, aramızdaki bağ, sevgi ve aşk güçlendi. Böyle bir şey beklemiyordum. Bu bizi ayrıca mutlu etti.
- Balayınız korona günlerine denk geldi. İnsan evliliği için hayal kurduğunda hiç akla gelmeyecek bir şey başa geliyor. Yıllar sonra çocuklarınıza evliliğinizin bu günlerini nasıl anlatırsınız?
- Pandemiden dolayı çok az kişiyle, sade bir törenle evlendik. Arkasından balayına da gidemedik. Ama bunu önemsemiyoruz. Biz zaten birlikte vakit geçirmeyi, seyahat etmeyi çok seven bir çiftiz. Ayrı bir anlam yüklemedik balayına. Tüm insanlık için bu dönemi bir an önce atlatmak ve yaşadıklarımızdan ders alabilmek en büyük dileğim. İleride çocuklarımıza insanlığın büyük bir sınav verdiğini ama dersimizi aldığımızı, artık doğaya daha saygılı olmayı, ona iyi bakmayı öğrendiğimizi söylemek isterim.
Kendi bestelerimden bir albüm yapmak isterim
- Bir de hayatınızda müzik var. Sesiniz gayet güzel... Daha çok oyuncu olarak tanınsanız da müzik hayatınızın neresinde olacak? Bir single ya da albüm düşünüyor musunuz?
- Oyunculuk benim mesleğim. Sağlığım elverdiğince ve ömrüm vefa ettiğince mesleğimi yapmaya devam etmek istiyorum. Ama müziği de mesleğimden ayırmıyorum. Sadece mesleğimle ilgili değil, günlük hayatımın önemli bir parçası şarkı söylemek. Set aralarında kendi kendime şarkı mırıldanmadan duramam. Ne zaman bir single ya da albüm gelir bilmiyorum ama kendi bestelerimden oluşan bir albüm yapmayı çok isterim ileride. Şu sıralar dizi yoğunluğundan dolayı ara vermiş olsam da şan dersi almaya, nota ve piyano öğrenmeye devam edeceğim.
Organik tarım yapacağım
- Bir de aileden gelen bir organik tarım bilginiz var. Bu aile mirasıyla ilgili gelecekte planlarınız var mı? Sanki doğanın da önemini anladığımız şu günlerde değerli bir bilgi gibi...
- Ailem organik tarım yapıyor. İşte bu büyük bir şans. Çünkü günümüzde temiz gıdaya ulaşmak çok zor. Ama pandemide bunun hayati bir şey olduğunu anladık. Ailemin ne kadar önemli bir şey yaptığının farkındaydım ama aslında en önemli misyonlarının dünya mirasına katkıda bulunmak olduğunu düşündükçe gururlanıyorum. Bayrağı onlardan devralmak ve çocuklarıma devretmek isterim. Organik gıda yaygın ve herkesçe ulaşılabilir olmalı. Bu uğruna emek harcamaya değecek bir amaç.