Instagram'daki sayfasında 'Musician' (müzisyen) yazıyor Berrin Keklikler'in. 2013 yılında katıldığı Miss Turkey'de aldığı ikincilik derecesini yazma gereği görmemiş. "Öyle anılmak istemiyorum" diyor. Ama müzikteki hedefleri büyük. Rap müziğin usta ismi Zen-G işbirliği ile çıkardığı Boulevard adlı single, genç şarkıcının hedefine ulaşma yolunda attığı güçlü adımlardan biri.
Yedi yıldır İstanbul'da yaşayan Almanya doğumlu Keklikler ile yağmurlu bir sonbahar günü Bomonti'de bir kafede buluştuk. Sohbetimize uzun yıllar içinde sakladığı müzik tutkusunu konuşarak başladık.
- İçinizdeki müzik sevgisi çocukluk yıllarına mı dayanıyor?
- Küçükken yemek yemeyi ve dans etmeyi çok seviyordum. Elimde kruvasanla dans ettiğimi anımsıyorum. Şarkı söylemeyi de seviyordum ama utanıyordum. Kimse sesimi duymasın diye ses sisteminin yanına oturup sesi sonuna kadar açıp öyle şarkı söylüyordum. Bu konuda kimseye açılmadığım için müzik sevgisi içimde hep saklı kaldı.
- Almanya doğumlusunuz değil mi?
- Almanya'da doğdum büyüdüm. Annem ve babam da çok ufakken gitmişler. Ailem hâlâ orada Gelsenkirchen'de, ben İstanbul'da ablamla yaşıyorum. Aile bağlarım çok kuvvetlidir. Ailemin önemini yaşım ilerledikçe daha da çok anladım.
SAHTE DÜNYA
- 2013'te İstanbul'a gelip Miss Turkey'ye katıldınız ve ikinci oldunuz. Yarışmaya katılmaya nasıl karar verdiniz?
- 18 yaşımdayken ileride ne yapmak istediğimle ilgili bir bunalım yaşadım. Kreatif yönümün kuvvetli, hayallerimin büyük olduğunu görüyordum ama o dönem Almanya bana çok sade geliyordu. Annem bu durumu fark etti ve Miss Turkey'ye katılmamı istedi. Ben de onun hatrı için katıldım. Ardından bir süre modellik ve oyunculuk yaptım ama bu alanlarda hırslarım olmadığı için çok da kovalamadım. İçimde hep müzik vardı.
- Yarışma sizin için nasıl bir tecrübeydi?
- Güzeldi, eğlenceliydi ama hiç benlik değilmiş. Neden derseniz, güzellik benim için o kadar gereksiz bir kavram ki. Benim için güzellik ağızdan çıkan sözle başlıyor. O yarışmalarda estetikli biri de seçiliyor, iç güzelliği olmayan biri de. Tamamen dış görünüşe bağlı. Sahte bir dünya bu. Ama yargılıyorum gibi anlaşılmasın, İç yüzünü biliyorum. Birinci olmuşum, ikinci olmuşum hiç önemli değil. Sosyal medya hesaplarımda profilime bile yazmam, Miss Universe diye… Öyle anılmayı istemiyorum.
- Yarışmadan sonra da birçok genç kızın hayalini süsleyen bir hayatı bırakmışsınız...
- Belki size klişe gelecek ama ben popülarite ve paradan ziyade gideceğim yolda hep mutluluğu hayal ediyorum. O yüzden parayı da gördüm, popülariteyi de gördüm ama beni motive etmedi. Bu arada kötü şartlarda büyümedim, varlığı da yokluğu da biliyorum. Ailemin durumu düzeldiğinde dört katlı bir eve taşınmıştık. O eve temizlikçi abla geldiğinde bile bizim odamıza girmiyordu. Odamızı yine kendimiz temizliyorduk. Dokuz yaşımda yemek yapmayı öğrendim.
- Aileniz sizi hayata hazırlamış...
- Evet, onlara ne kadar teşekkür etsem az. Şu anda parayla nasıl davranmam gerektiğini biliyorum. Çok harcamayı da, hiç harcamamayı da biliyorum. Evde yemek yapmayı da biliyorum, lüks bir restorana gidip yemeyi de. Bu güzel bir duygu. Mütevazı bir hayat da güzeldir, lüks bir hayat da. Günün sonunda ama önemli olan yine huzur.
DEDİKODU, NEFRET NEDİR BİLMEM
- Evde hangi değerler önemseniyordu?
- Annem bizim dedikodu ve nefreti bilmeden büyüttü. "Komşunun kızı ne yaptı gördün mü?" gibi cümleleri hiç bilmem. Birini ekarte etmek, hırslanıp önüne geçmek hiç aklıma gelmez. Belki bu bir dezavantaj, bir dönem sanki herkes beni bir tokatlayıp bırakıyor gibi hissediyordum ama artık memnunum halimden. Kimseye zarar vermeden kendimi korumayı öğrendim.
- Almanya'da büyümek size ne kattı?
- Disiplin, düzen kattı. Birkaç dili birden öğrenme şansım oldu. Buradayken oranın en çok kuralcılığını ve düzenini özlüyorum. Trafikte deliriyorum.
- Müzik için zamanın geldiğine nasıl karar verdiniz?
- Bir yıl kadar önce "Her şeyi kendim yapacağım" diyerek müziğe tekrar adım attım. Ortada anlaştığım şirket filan yok. Nasıl hırslandıysam… Havaya adlı şarkımı çıkardığımda klibine kadar her ayrıntıyla ilgilendim. Klipte herkesi kendi gardırobumdan giydirdim. Yönetmenlik yaptım. Ablam da yapımcılığımı üstlendi. Abim destek oldu. Sonra bu şarkı sayesinde plak şirketimle tanıştım.
- Ve kısa bir süre önce de Zen-G işbirliği ile Boulevard'ı çıkardınız...
- Bunalımda olduğum bir dönemde yazmıştım sözlerini. Söz ve müzik bana ait. Parçayı hazırladığımda bir erkek MC'ye ihtiyacım olduğunu gördüm. Aranjörüm Can Vatansever'in aracılığıyla Zen- G ile tanıştım. Amacım parçanın ruhunu güzel tutmaktı. Bir araya geldik, çok iyi anlaştık. O da hemen parça için bir şeyler yazdı. Sesimiz de uydu.
- Ve geçen hafta da Kendimi Kaybediyorum geldi. 6iant'la da ilk çalışmanız mı?
- 6iant'ın çok sevdiğim birkaç parçası var. Bunu kendisine dile getirdiğimde birlikte çalışmaya karar verdik.
- Hangi tarzları kendinize yakın görüyorsun?
- R&B'yi seviyorum ama Türkiye'de yaygın değil. Rap, pop, arabesk... Hepsini seviyorum.
- Müzikte hedefiniz nedir?
- Sesimden çok performansıma güveniyordum başlarda. Sahnemin güçlü olacağına inanıyordum. Zamanla sesimin de gayet iyi olduğunu fark ettim. Müzikteki hedefim o kadar büyük ki şimdi söyleyemem, yaşatmam lazım. İnsanlar çok akıl veriyor, YouTube'ta patlarsın filan diye. Olay patlamak değil.
- Yurt dışı hayalleri de var mı?
- Çoğu kişi bana "Ne işin var burada, Amerika'ya, Almanya'ya git" diyor. Özüm Türkiye. Önce beni kendi ülkem sevsin istiyorum. Sonra Almanya'ya, Avrupa'ya giderim. Gözüm dışarıda değil. Ülkemi çok seviyorum.
10 İKİSİNE GİTMEKLE OLMAZ PROVANIN
- Çok da güzel dans ediyorsunuz. Dansın hayatınızdaki yeri nedir?
- Kendimi müzikten de daha özgür hissettiğim alan dans. Bana göre bir sanatçının sorumlulukları olmalı. Eğer o kadar ünlüysen şovuna da çalışmalısın. 10 provanın sadece ikisine gitmekle olmaz. "Parayı, popülerliği buldum" deyip kendini salamazsın. Çok çalışmak gerekiyor. İnsanlar güçlü oldukları alanı geliştiriyorlar, zayıf oldukları alanı değil.
İSMAİL YK BÜYÜK MÜZİSYEN
- Boulevard'a tepkiler nasıl?
- Güzel, ancak rap tayfasından olumsuz tepkiler da alıyor. Onlar daha ağır parçalar seviyor. Bunu anlayışla karşılıyorum. Ama önyargı sanatı kısıtlayan bir şey. Sanatın ismi, cismi, boyutu, kuralı olmaz. Bunu bazı insanların "Sen keko musun, İsmail YK gibi" demesine benzetiyorum. İsmail YK çok büyük bir müzisyen. Sen tarzını beğenmiyor olabilirsin ama adamın kaç oktava çıktığını, kaç enstrüman çaldığını biliyor musun?
- Müzik camiası nasıl karşıladı?
- Tepki aradı, tebrik etti, çok beğendiğini söyledi. Zeynep Bastık ve Tolga Akış ile bir araya geldik. Oğuzhan Koç ve Çağrı Telkıvıran'la da. Müzisyenlerden, yatıp kalkıp dinlediğim insanlardan değer görmek beni çok mutlu etti. Gururlandım.