Taladro, gerçek adıyla Abdullah Evgi neredeyse 10 yıldır rap sahnesinde farklı tarzıyla adından söz ettiriyor. Taladro rap müzikte alışık olduğumuz agresif ve bol "diss"li, hatta yer yer sert küfürler ve argonun kol gezdiği tarzın aksine romantik sözleriyle dikkat çekiyor. Uçurtma adlı yeni albümünü yayınlayan rap'çiye üç şarkısında Cem Adrian, Ece Mumay ve Eylem Atmaca eşlik ediyor.
"Aşk bir okulsa al yardan notunu / Öyle safsın ki çalamam kokunu / Seviyorum ateşten küle / Günden güne ve güzden güle" gibi duygusal sözlerle rap'i buluşturan Taladro'yla müziğini ve hayatı konuştuk..
- Nasıl bir ortamda yetiştiniz? Rap'a gelene kadar hayatın hangi duraklarından geçtiniz?
- Ben anne ve babası ayrı bir ailede yetiştim. Annemin kültürünü ve terbiyesini aldım. Bugünlere gelmemde rahmetli annemin kocaman emeği var. Çok güçlü ve harika bir kadındı. Ortama gelince, tipik orta halli mahalle ortamıydı bizimki. Çok sağlıklı ortam olduğu söylenemez fakat öyle yerlerden düzgün çıkmak iyi bir terbiye aldığınızı gösterir.
AŞKI YOĞUN YAŞARIM
- Rap aşkı ne zaman nasıl hasıl oldu sizde? Öncesinde söz söylemeye, şiire merakınız var mıydı?
- Rap tamamen kulaktan duyma, dinleme ve gözlemle oluştu. TV, kaset vs. dinleyerek başladım. Eminem, D12, G-Unit ve Sagopa dinlerdim hep. Tabii rap'ten çok önce şiirlerim iyiydi ve şiir yarışmalarında birinciliklerim vardı. Şiir okumayı, yazmayı, dinlemeyi seviyorum. Şiirlerimi daha sonra rap'le buluşturdum.
- Rap'iniz epey farklı. Derin, duygusal sözler, aşkın her halinin dışa vurumu…
- Ben aşkı anlatan bir kişiliğim. Ve aşkın her yönünü dinleyicilerimle buluşturup, aslında onlara onların yaşadığı şeyleri edebi olarak hissettiriyorum. Yaşadığım ve yaşanılan şeyleri anlatmayı seviyorum. Yaşamadığım şeyleri ya da etrafta görmediğim şeyleri anlatmak bana göre değil. İşin hikaye ve hayal boyutlarını çok dikkate almıyorum yani.
- Genelde rap'te sağa sola, başka isimlere diss atan, ağır küfürlü işler görüyoruz. Siz neden duygusal bir güzergahtan ilerlediniz?
- Ben aşkı daha yoğun yaşayan biriyim. Bunu tercih etmemde tamamen hislerim öne çıkıyor. Küçük yaşlardan beri her konuya duygusal yaklaşmaya çalışırım. Bunun sonucunda işime de duygusal boyut kazandırdım. İnsanların hayatlarını, duygusal yönlerini harekete geçirmeyi seviyorum.
- "Aşk bir okulsa al yardan notunu" diyorsunuz şarkınızda… Siz kendinize aşkta kaç puan verirdiniz? Hep incinen taraf gibi duruyorsunuz sözlerinizde… Ne dersiniz?
- Aslında incindiğim kadar incittiğim de oldu. Benim de hatalarım, eksiklerim var. Aşk asla dört dörtlük yaşanmıyor. Yüzeysel, kişisel, manevi sorunlar ortaya çıkıyor ve sonuç olarak incitip incinebiliyorsunuz. İncinen insanları anlatmayı seviyorum. Ama aşkta kendime puanım 10 olur dersem ukalaca olur. O yüzden dokuz diyelim.
- Aşk bir yandan da insanın kendini, kendi ruhunu tanıma süreci mi sizce?
- Tabii ki. Sonuçta aşk yaşadıkça bir takım kendi özelliklerinizi, ruhunuzu, bakış açınızı fark ediyorsunuz. Daha sonra bunları analiz edip ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğunu sorguluyorsunuz. Aşk, aslında olgunluğu da burada bizle buluşturuyor.
- Diss atarsanız terk eden, aldatan sevgiliye mi atarsınız?
- Bir kadına diss atmam. Öyle bir yapıda değilim. Sert bir dille sitem eder, üzüntümü dile getiririm.