Bir gün neon renklerde bir eşofman takımla karşımıza çıkıyor, ertesi gün fütüristik bir tasarımla. Tam kırmızı saçlarına alıştık derken bir bakıyoruz turuncuya boyatmış. Feride Hilal Akın, sadece müziğiyle değil yaşam enerjisiyle de tüm renkleri arkasına katıp, giderek grileşen hayatlarımıza canlılık getiriyor.
Kısa bir süre önce yeni teklisi Zehir Delisi'ni piyasaya süren Akın'la Kabataş'ta bir kafede buluşuyoruz. Kahvelerimizi beklerken bir gün önce TikTok'a yüklediği videonun 400 binden fazla izlendiğini görünce şaşırıyor. Instagram'da 1 milyon takipçisi olmasına, şarkılarının milyonlarca kez tıklanmasına rağmen ilk günkü heyecanını yitirmemiş. Zaten karşısındaki insanı da en çok şöhrete, popülariteye tezat korumayı başardığı bu masumiyeti ile etkiliyor.
- Zehir Delisi tekliniz kısa bir süre önce yayınlandı. Yakın gelecek için planlarınız nedir?
- Ocak ayında Stuttgart'a gittim. Beş gün boyunca oradaki müzisyenlerle stüdyo çalışmaları yaptık. Çok verimli geçti. Altı şarkı ortaya çıktı. İlki Zehir Delisi'ydi. Kasımın ilk haftası da Yağmurlar'ı yayınlayacağım. Ardından Doğuş Çabakçor'la yaptığımız Deprem Gibi çıkacak. Ve sonra da Bal gelecek. Onu da Almanya'da yaşayan, 'no name' bir isimle, 17 yaşındaki Beko'yla yaptık.
- 2019'un ilk yarısında çıkardığınız Yok Yok'la birlikte R&B, trap şarkılar yapmaya başladınız. Gelinen noktadan mutlu musunuz?
- O dönem seninle yaptığımız röportajdan sonra hayatımda çok şey değişti Hedefim aynı ama artık istediğim tarz müziği yapabiliyorum. İstediğim gibi giyinebiliyorum. İnsanlar kabullendi. Şu sıralar da çok heyecanlıyım. "Neden?" dersen... Uzun zamandır stüdyoda bekleyen, yayınlanmamış şarkılara biz 'ceset' diyoruz. Onları ayağa kaldırınca çok daha güzel projeleri konuşuyor olacağız.
- Sosyal medyada var olabilmenin kuralları değişti mi?
- Çok aktif çalışmak ve devamlı içerik üretmek gerekiyor. Müziğe başladığımda gerçekten cebimde beş kuruş param yoktu. O yüzden sosyal medya benim için çok büyük avantaj oldu. İnsanlar beni tanıdı, yapımcılar birlikte çalışmak istedi. Tek başıma yapamayacağım projeleri hayata geçirme fırsatı buldum. Para kazandıkça da müziğime yatırmaya başladım. İmaj da çok önemli. Artık oturup kanepede şarkı söylemek istemiyorum. Elbette o da olmalı ama ben insanların içini, gözünü ve kalbini doldurmanın peşindeyim.
- Spotify'ın CEO'su bir açıklama yaptı ve "Öyle üç-dört yılda bir albüm çıkarıp yeterli olmasını bekleyemezsiniz" dedi. Bu bakış açısı sizde baskı oluşturuyor mu?
- Görünür olma kaygısıyla sürekli şarkı yapmaya çalışırsam sık dokuyamam. İstediğim randımanı alamam. Evet, çok dinlenen şarkılar yapabilirsin. Ama popülarite ile ün arasında çok büyük fark var. Popülarite uçucu bir şey. Bu yüzden geleceğe dönük şarkılar yapmaya özen gösteriyorum.
- Sosyal medya üzerinden üne kavuşan isimler çok güzel paralar da kazandı, kazanıyor. Bu işin maddi kısmı ne kadar önemli?
- Kariyerimin başından beri eğer paraya önem verseydim hâlâ pop söylüyor olurdum. 17 yaşımdan beri bu piyasadayım. Hep kendi paramı kazandım. "Müziğime nasıl yatırım yaparım, prestij anlamında kimlerle çalışabilirim?" Artık bunların peşindeyim. Yeni yeni hak ettiğimi düşündüğüm paraları kazanmaya başladım. Sadece kendimle ilgili değil, toplumla ilgili de bir sürü hayalim var.
- Nedir bu hayaller? İlk aklınıza gelen mesela...
- 8 Mart doğumlu bir kadın olarak kadınların ve genç kızların bilinçlenmesini istiyorum. Hiçbir şeye mecbur olmadıklarını, hayatlarını kendilerinin kazanabileceklerini göstermek istiyorum. Çocukluğumdan beri çalışıyorum. Bunun ne kadar zor olsa da insanı özgürleştirdiğini göstermek amaçlarımdan biri.
- Pop starlar dönemi bitti diyoruz ama Hande Yener bir albüm, Gülşen bir şarkı çıkarıyor ve akan sular duruyor...
- Hande Yener'e bayılıyorum. Pandemiden önce kendisiyle tanıştım. Duruşunu da, tarzını da çok seviyorum. O olduğu yerde bekliyor, havayı kokluyor, ne yapması gerektiğine karar veriyor ve albümünü yayınlıyor. Misha ile aralarındaki uyum da müthiş. Gülşen de öyle. Yıllardır hit şarkılara imza attı. Şimdi de arada bir şarkı çıkarıyor. Çok rahat. Çünkü zaten imzayı çoktan attı. Kesinlikle benim gözümde de birer yıldızlar.
AZERBAYCAN'I VATANIMDAN AYRI GÖRMÜYORUM
"Pandeminden önceki son konserimi Azerbaycan'dan verdim. İnanılmaz güzel karşılandım. Onlar bizim kanımızdan, kardeşimiz. Bir yardım konseri olursa ben de elbette katılırım. Azerbaycan'ı kendi vatanımdan, yuvamdan ayrı görmüyorum. Zorba bir dünyada yaşıyoruz, bunun farkındayım ama umarım kalplere birazcık iyilik düşer."
AŞK MUAZZAM BİR HİS
- Karantina dönemi nasıl geçti?
- Bir ara koltuktan hiç kalkamayacakmışım gibi geldi. Şarkılar yaptım ama bir aşamadan sonra artık kalemim de tutmamaya başladı. Ama bir yandan da erken yatmaya başladım. Sabah yedi buçuk- sekizde de uyanıyorum. Günüm daha verimli geçiyor.
- Sanırım bir ilişkiniz var. Nasıl gidiyor?
- Yedi aydır birlikteyiz. Pandemiden hemen önce tanıştık. Karantina dönemini birlikte geçirdik.
- Çok önemli bir sınav vermişsiniz. Birçok çift o dönemde ayrılma noktasına geldi...
- Herkesten özür diliyorum ama bir ara "Karantina biraz daha uzasa keşke" dedim. O kadar zevkliydi ki. Uzun zamandır hayatımda aşk anlamında pek bir şey yoktu. Var zannettiklerim oldu ama yoktu. Karantinada Baybars'la birlikte çok vakit geçirdik ve o hissi tekrardan duydum. Muazzam bir şey.
- Kendisi sporcu, değil mi?
- Evet. Hayatını spora ve sağlıklı beslenmeye adamış biri. Onun sayesinde ben de sağlıklı yaşamaya başladım. Yediklerime, içtiklerime dikkat ediyorum. Eve sadece zeytinyağı giriyor. Tabii bu ne kadar sürer bilmiyorum. Annemin tereyağlı yumurtasına bakar.
KENDİ MODA MARKAMI OLUŞTURMAK İSTİYORUM
- Modayla aranız nasıl? Deniz Berdan'ın son koleksiyonunda modellik yaptınız..
- Aslında pandeminden önce 15 Mart'ta Londra Moda Haftası'nda podyuma çıkacaktım. O iptal olunca koleksiyonun dijital tanıtımında yer aldım. Moda dünyasını çok seviyorum. Benim için en güzel yanı sokakta asla giyemeyeceğim kıyafetleri podyumda giyebiliyor olmak. Bu konuda Lady Gaga kadar cesurum. Kendim de bu dünyaya girmek istiyorum. Kendi tarzımda kendi markamı oluşturmak hedefim. Zaten bu konuda dersime uzun zamandır çalışıyorum.