Havalar bir nebze soğumaya başlayınca nefes aldığını hissedip mutlu olanlardan mısınız... Acısıyla, tatlısıyla bir yazı daha geride bıraktık. Şahsım adına pandemi süresince ne bir kutlama yemeğine katıldım ne de kalabalıklara daldım. Sakin sakin, çoğunlukla evde ya da bahçelerde geçirdim yazı. Ama sonbahar bir başka! Şehrin en güzel haline büründüğü zaman... Uzun yürüyüşlerin zamanı. Hem biraz da sararan yapraklardan ilham almalı. Hava ne sıcaktan bunaltıyor, ne de donduruyor... O halde bu ayları kaçırmamalı, tadına varmalı. İşte şehrin en güzel güz rotaları.
En güzel köy çok yakınınızda
İstanbul'da en sevdiğim günübirlik kaçış adreslerinin başında gelir Polonezköy. Doğayla iç içe pek çok aktivite sunuyor... Kahvaltıya, atv sürmeye, ata binmeye ya da mangal keyfine gidebilirsiniz. Konaklamak için de farklı fiyatlarda pek çok seçenek mevcut. Buraya gittiğinizde, ki İstanbul'a çok yakın, Kavacık'ın yanı başında, ilk olarak köy meydanında durun ve hemen ev yapımı reçellerden ve harika bal çeşitlerinden alın. Köy kahvesinde bir okkalı kahve içmeyi de ihmal etmeyin. Havalar hala güzelken bahçede, ağaçların altında bir kahvaltıya "Hayır" demek olmaz. O halde buyurun Leonardo'ya. Aslında akşam yemeklerinde de iddialı. Ama ev yapımı reçelleri ve ekmekleriyle hazırladığı kahvaltı da bir harika. Börekler, çikolatalı kekler, pancake'ler de cabası. Mangal için köy çıkışındaki mekanları seçin. Cumhuriyet Köyü, kendin pişir kendin ye konsepti için biçilmiş kaftan. Köye gelip de Tabiat Parkı'nda yürüyüş yapmadan, binicilik kulüplerinden birinde ata binmeden dönmek olmaz. Biraz da tarih diyenlerdenseniz Zofia Rizi Anı
Evi'ni ziyaret edebilirsiniz.
Şile göründü
İstanbul'da sonbaharın en güzel adreslerinden biri de Şile şüphesiz. Yazı fazla kalabalık oluyor, sıcağı da bunaltabiliyor. Ama sonbaharı öyle mi? Şehrin içine göre akşamları biraz daha ayaz olur dikkat. O yüzden kalın bir hırka almayı ihmal etmeyin. Şileliler için Yeryüzü Pazarı olmazsa olmazdır. Cuma ve pazar günleri kurulur. Bölgede yaşayan köylüler, çiftçiler tarlalarında yetiştirdikleri organik ürünleri, sebze-meyve, peynir gibi pazarda satarlar. Üstelik çok kalabalık da değil... Şile'ye gelip Şile bezi almadan dönmek olmaz. Bunun için pek çok alternatifiniz var çarşıda. En az bir saati de çarşı gezmesine ayırın derim. Bu arada renkli olanlar dikkatinizi çekebilir ama esas Şile bezinin krem rengi olduğunu unutmayın. Gelelim Şile'nin en iyi balıkçısına... Denizin üstünde konumlanan Vira deniz ürünleri için en doğru adres. Oldukça salaş... Ama balık mücveri en iyi yapan yerlerden biri. Aslında burası bir İstanbul klasiği... Nostaljik müzik arşivi de oldukça iddialı. İyi yemek iyi müzikle birleşince insan daha ne arar. Restoranın yanında bir de kafe bölümü var. Burada dışarıda varillerde ateş yanıyor. Hem müzik dinleyip hem yemeğinizi atıştırabiliyorsunuz. Bu mekanda yağmurlu havada şemsiyesi ile oturup balık keyfini hiç bozmayanları bile gördü bu gözler. Dondurma için de mutlaka Balkanlı Dondurmacısı'na uğrayın. Şile köylerini de es geçmemek lazım. Boşnak köyü olan Yeniköy'de enfes bir kahvaltı ziyafeti yapabilir, Boşnak böreği ve mantılarının tadına bakabilirsiniz. İmrenli ve Karacaköy ise sahil köyleri.
Doğa, balık, lokma:Büyükada
Öncelikle deniz yolculuğunun insana iyi gelen bir tarafı var. Vapur ya da deniz otobüsünde olmak tatile çıkıyor heyecanı yaşatıyor. Bu bile başlı başına adaya gitmek için bir neden. Vakit kaybetmeden adada yemeniz gereken lezzetleri sıralıyorum: Balık, dondurma ve lokma... İskelenin ilerisinde denize sıfır konumlanan pek çok balıkçı var. Fiyatlar ve menüler benzer. Ama adalının favorisi Milto... By Şükrü de iddialı bir diğer adres. Bir de kabuklu deniz ürünleri ve paella gibi tatlarla öne çıkan Fıstıkçı Ahmet var. Lokma ve dondurma içinse doğru Çarşı'ya... Dilediniz tezgahtan alabilirsiniz tatlınızı. Yalnız dondurma toplarının çok küçük olmadığını hesaba katın. Aya Yorgi Kilisesi görmeniz gereken yerlerden bir tanesi. Yemek sonrası havada esiyor, egzersiz olsun derseniz muhteşem manzaraya sahip tepeye doğru yürüyüşe geçebilirsiniz.
Yıldız Korusu'nda renk cümbüşü
Kimi Belgrad'ı seçer yürümek için, kimilerinin bahar adresi Emirgan Korusu olur. Yıldız Korusu ise benim sonbahar için vazgeçilmezim. Hem yürüyüş yapmak için hem de içindeki mekanlardan birinde oturup kahvaltı yapmak için. Hele hafta içi gitme imkanınız varsa kesin deneyimleyin. Kır Kahvesi'ne yayılın, manzaranın ve mevsimin tadını çıkarın.
Rengin her tonu Burgaz'da
Büyükada'dan daha sakin, daha küçük ama son derece romantik bir yer Burgazada. Adanın arka tarafındaki balık restoranı Kalpazankaya'nın adını duymayan kalmadı. Sait Faik Abasıyanık'ın da ikinci evi olan adada yazarın bir de müzesi bulunuyor. Kalpazankaya'ya gitmek istemeyenler iskelenin yan tarafındaki Rum Meyhanesi Barba Yani'de soluklanıp enfes yemeklerin tadına bakabilirler.