***
1969-1986 arasında ABD'deki ABC kanalında yayınlanan, bir köpek ve dört gencin gizemli olayları çözme maceralarını anlatan Scooby-Doo çizgi dizisi, genel hatlarıyla çocuklara analitik düşünmeyi aşılama çabasındadır. Oğlum Ali Güney sayesinde ziyadesiyle vakıf olduğum bu çizgi filmde ekip, kirli işlerini insanları korkutarak halletmeye çalışan insanların ipliğini pazara çıkarır. Kötü adamlar açgözlülüklerinden, daha fazla mal mülk ve para kazanma uğruna türlü zekice gizemli entrikalar kursalar da ekibimiz bu entrikaları bir bir çözer. Ekipte herkes bir şeyi temsil eder. Mesela Fred cesaretin ve kas gücünün temsilcisidir. Velma kuşkucu ve sorgulayıcıdır ve genelde olayları o çözer. Daphne ise maceracıdır. Ya köpek Scooby Doo ve kadim dostu Shaggy? Scoob! animasyon filmi de tam da bu soruyu sorarak başlıyor. Her olay sırasında korkan ve hemen kaçan, yemek, özellikle de sandviç düşkünü bu ikilinin ekipteki yeri sorgulanıyor. Bu kalp kırıcı durum karşısında ikilimiz de ekipten ayrılıyor. Ve asıl macera da o zaman başlıyor. TV'de yayınlanan çizgi dizilere göre daha iyi ve daha entrikalı bir senaryo üzerinden ilerleyen film, dostluğun her şeyden daha önemli olduğu üzerine kurulu. Ki bu dostluk meselesi sadece insanlar arasına indirgenmemiş. Hayvan insan dostluğu da hikayede önemli bir şekilde yer buluyor. Kötücüllüğün öne çıktığı, görünür olmanın geçer akçe olarak kabul edildiği, iki insanın bırakın dost olmaya rekabete sokulduğu günümüz dünyasında, Scoob!'un insanlık için önemli değerleri öne çıkarması bile önemli bir durum. Ki yeni nesillere de bunu anlatma çabası takdire şayan.
BİLİNMEYEN HİKAYE AYDINLANIYOR
Scooby Doo ve Shaggy'nin nasıl yıllar öncesinden dost olduklarını ve ekibin nasıl kurulduğu pek bilinmeyen bir hikayedir. Film bu boşluğu doldurduktan sonra bizim yemek düşkünü ikilinin ekipten ayrılmaları ve kaçırılmaları sonrası yaşadıklarına odaklanıyor. Ayrıca Blue Falcon üzerinden popüler kültürün çocukların zihnine bolca boca ettiği süper kahraman meselesini de önemli ölçüde ters-yüz ediyor. Süper kahramanlığın nasıl şov dünyasının bir parçası olduğunu gösteriyor. Ki bu da Scooby Doo cephesinden kayda değer bir itiraz. Her ne kadar yılların birikimine yapılan küçük atıflarla Scooby Doo izleyicilerine selam durulsa da filmin iyi tarafı, bu çizgi film efsanesiyle yeni tanışanlara ciddi bir alan açması. Yani Scoob! sadece onu takip edenlere hitap etmiyor. Gelgelelim bu filmin asıl hedef kitlesi çocuklara. Malum Covid-19 nedeniyle biz büyükler sinemaya giderken tedirginlik yaşıyoruz. Hâlâ salgın sırasında sinemaya gitme konusunda yetişkinlerin kaygıları var. Tenet ve Mulan gibi kitleleri sinemaya çekme umudu olan filmlere yetişkin sinemaseverlerin tavrı ortadayken böyle bir durumda aileler sinemaya çocuklarını gönderir mi, büyük bir soru işareti. Ama takdir ailelerin tabii ki...