Umut Kuzey, Zeytinli Rock Festivali başta olmak üzere Türkiye'nin 17 şehrinde yıllardır rock festivalleri düzenleyen bir organizatör. Aynı zamanda müzik kanalı Milyon TV'nin ve plak firması Arpej Müzik'in sahibi. Yıllardır müzikten kazandığını yine müziğe yatıran bir girişimci. Rock camiasının en ünlü isimlerine sahne açan ve yerel amatör grupları da 10 binlerin izlediği festivallere çıkartan bir insan ve de müzisyen. Geçtiğimiz günlerde, sosyal medya linçlerine, bu mecralarda yapılan itibar suikastlarına 'dur' demek için hayata geçirilen Sosyal Medya Düzenlemesi'ne destek verdiği için; ilginçtir yine aynı mecralarda linç edildi. Sinkaflı küfürlerle, uydurma hesaplarla kendisine edilen hakaretler sanal alemin, 'salla gitsin' ağlarında zirveye yükseldi!
HAKARETLER YILLARCA KALIYOR
Umut Kuzey şunu yazmıştı: "Klavye delikanlılığının sonu geliyor. Bireysel hak ve özgürlüklerini başkalarının kişiliğini rencide edecek, linç hareketi başlatacak ve çamur at izi kalsın cehaletiyle hareket edecek insanların önünde bir zırh gibi duracağına inandığım bu kararı destekliyorum. Sadece takipçisi ya da sosyal medyada seveni çok diye kimse kimseyi linç edemez. Keşke çok daha önceden bu karar alınsaydı ama yine de zararın neresinden dönülse kardır."
Bir de, bu tweet'in sonuna Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eklemesin mi! "Yandaş"lıktan "festival tekelliğine", "Artık onun festivallerine çıkmam" diyeninden, birinin yüzüne karşı söyleseniz yıllarca mahkeme kapılarında sürüneceğimiz en ağır hakaretlere kadar yorumlar gırla gitti...
Umut Kuzey, aslında doğru kullanıldığında pek güzel kapılar açan sosyal medyanın karanlık yüzüyle geçen yıllarda tanışmış: "2018 Temmuz'unda, Antakya Arsuz'da çok güzel bir festival yaptık. Fakat çok memnun ve keyifli olduğum o işin sonunda çok üzücü bir şey yaşadım. Ablamı kaybettim... Tam da o dönemde, bir gazetede benimle ilgili eleştiri sınırlarını aşan, asılsız bir sürü iddiaya dayanan bir yazı yayınlandı. Sonra o yazı oradan sosyal medyaya sıçradı. Ben gerekeni yaptım ve davamı açtım. Ama insanlar bilip bilmeden, hiçbir şeyi araştırmadan öyle hakaretler ve küfürler ettiler ki, o zorlu dönemimde ciddi bir sıkıntı yaşadım. Sosyal medyada bir anda, yıllarca adınızı yazdığınızda karşınıza çıkacak hakaretler, iftiralar dönüyor... Benim açtığım dava hâlâ sürüyor ama o hakaretler küfürler orada duruyor."
Umut Kuzey'in aslında pek çok insan gibi, sosyal medyanın bu sahipsizliği ve 'çamur at izi kalsın' zeminine müsait oluşuyla ilgili haklı olarak derdi varmış yani önceden beri. Sonra da henüz, Sosyal Medya Düzenlemesi Yasası çıkmadan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın işin sinyalini veren şu mesajını görüyor: "Yalanın, iftiranın, kişilik haklarına saldırının alıp başını gittiği bu mecraların bir düzene sokulması şarttır. Bir kişinin yüzüne karşı ifa edildiğinde suç olan her şey medya ve sosyal medya mecralarında yapıldığında da aynı sonuçla karşılaşmalıdır."
BU İŞ BATI'DA BÖYLE DEĞİL
Ve bunun üzerine yazıyor o da destek mesajını... "Ve ne hikmetse" diyor Umut Kuzey "En çok da fikir özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü savunan kişilerin hakaretlerine, küfürlerine, iftiralarına maruz kaldım."
Kuzey mesajının sonuna bir de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı etiketliyor. Bu bazı çevrelerin hakaret ve küfür dozunu da artırmış Umut Kuzey'e karşı: "Bu, sonuçta benim ve benim gibi düşünen pek çok insanın beklediği bir düzenlemeydi. Sansür ve yasağa karşıyım pek çok insan gibi. Bu noktadan saldırdılar bana en çok. Bunu söylememe rağmen. Ama düşünün sosyal medya mecralarının Türkiye'de temsilcisi yok. Batı'da böyle değil bu işler. Burada ise hakkınızda yazılan yalan, yanlış pek çok bilgi, küfür orada yıllarca duruyor. İnsanlar birbirlerinin yüzlerine söylemeyecekleri pek çok şeyi oradan rahatlıkla söylüyorlar. Ben televizyon kanalımda birine hakaret etsem, iftira etsem, sen gazetende aynı şeyi yapsan bunun bedelini hukuk önünde ödüyorsunuz. Oradaki tuhaf rahatlık saçma değil mi?"
Tuhaflıktan öte tabii ki bu durum... Takdir edip, anlayan için. Desteğinin sebebini de anlatarak noktalıyor sözlerini Umut Kuzey: "İnanın bana sayısız sahte hesap küfür etti bunları yazdım diye. Bir anda bir linç organizasyonu kuruluyor. Ben bu yasayı başka bir devlet büyüğümüz çıkarsaydı da tebrik ederdim ve yanında dururdum. Bir devlet büyüğümüzün böyle bir girişime önayak olması benim beklentimi karşıladı ve mutlu oldum. Devletten beklediğim bir karardı. Ben hiçbir zaman siyasi kimliğimle öne çıkan biri olmadım. Müzik adamıyım ve gençler için müzik alanları açıyorum. "Kimden gelirse gelsin, doğru bir kararı, doğru bir uygulamayı takdir etmemiz gerekmez mi?"
15 TEMMUZ GECESİ GENÇLERİ KORUMAYA ALDIK
"15 Temmuz darbe girişiminin olduğu gece Kuşadası Gençlik Festivali'ni yapıyordum. Haberi aldık ve soğukkanlı olmaya çalıştık. Bütün mülki amirlere konuyu uzun uzun konuştuk. "Bu gençleri şu anda dışarı bırakamayız" dedim ve festivaldeki herkesi güvenli bir alana aldık. Ortalık yatışıncaya kadar güvenli alanda kaldı herkes. Orada da dik duruşumu kaybetmedim. İşim uzaktan kolay görünüyor. 17 şehirde, 17 festival yapmak uzaktan göründüğü gibi değil. Güvenliğinden bölgenin mülki amirlerinden izin almaya, sayısız ünlü isimle çalışmaktan amatör gençlere de sahne açmaya kadar üzerimizde bir sürü sorumluluk var."
BİLETLİ, ONLİNE KONSER UYGULAMASI GELİŞTİRDİK
"SosyoApp diye bir uygulama geliştirdik. Dünyanın her yerinden, biletli online konser verebilmenizi sağlıyor, abonelik de oluşturabiliyorsunuz. Çok başarılı bir Türk Startup'ı oldu... Pandemide bunun ihtiyaç olduğu belli oldu. Kullanan kişi bir etkinlik açacak, gün belirleyip bilet fiyatını belirleyecek. Etkinlikten bir gün sonra da, parası hesabına geçecek. Önümüzdeki hafta uygulamaya açılıyor... Pandemiden sonra da bütün konserleri sahne dışına taşımak içinde kullanımı uygun bir uygulama."