Yapılan araştırmalar son dönemde pop müzikte şarkıların daha yüksek tempolu olduğunu ve mutluluk hissi yaşatmaya daha meyilli olduğunu gösteriyor. Zaten dünya ne zaman büyük bir krizle karşı karşıya kalsa müziğin gücü devreye bir şekilde giriyor. Araştırmayı okurken fonda Ece Seçkin'in Acayip İyi şarkısı çalıyor. Tam da anlatılanlar gibi bir şarkı. Yüksek tempolu, dile dolanan, mutluluk veren, insanda dans etme isteği uyandıran... Seçkin'le yeni şarkısını konuşmak için Swissotel'in Boğaz manzaralı terasında bir araya geldiğimizde sohbetin ilk konusu da müziğin iyileştirici gücü oluyor.
- Yüksek tempolu pop müzik böyle zorlu dönemlerden sonra hayata devam edebilmenin ilacı mı?
- Benim pandemi sürecinde de ilk imdadıma koşan müzik oldu. Hayatta da en büyük kurtarıcım hep müzikti zaten. Şimdi de öyle olacağını düşünüyorum. Çünkü ihtiyacımız var. Müzik dinlemeye, konsere gitmeye... Müziğin iyileştirici gücü bir yerde devreye girecek.
- Acayip İyi tam da bahsettiğimiz gibi yüksek tempolu bir şarkı. Özellikle mi bunu istediniz?
- Zamanlama olarak sanki özellikle seçmişiz gibi oldu. Şarkı yavaş yavaş işe döndüğümüz, tatile çıktığımız bu döneme ruhen çok uydu. Çok düşündürmeyen, mesaj kaygısı olmayan, daha çok eğlendirmek ve dans ettirmek üzerine kurgulanmış bir şarkı.
- İnsanlar evde tek başına dans etmeye de alıştı sanki bu dönemde...
- Evde kalmanın getirdiği mecburiyetlerden... Bütün aktiviteler aslında eve taşındı. Birçok insan da içindeki dansçıyı ortaya çıkardı.
- Bir sanatçı olarak pandeminden nasıl etkilendiniz?
- En son mart ayında sahneye çıkmışım. Yaza giriş şarkıcılar için önemlidir. Şarkılarımızı yayınlarız ve hemen arkasından bütün yaz konserlerimiz olur. Benim için özellikle son dört sene yaz ayları çok yoğundu. Ama bir anda her şey durdu.
- Bu yoğunluğun ardından eve kapanınca bocaladınız mı?
- Bu durumun yarattığı duygusal boşluk duvara toslama hissi yaşatıyor. İlk aylarda daha da zordu. Sahnede yaşadığımız adrenalin, ekiple olan birliktelik bir anda kesildi. Bir kez daha gördüm ki beni gerçekliğe bağlayan şey sahnede olmakmış. Pandeminin benim için en büyük sıkıntısı buydu: Kendime gerçeğe bağlanacağım bir şey yaratamadım. Evdeyim, canım ne istiyor, kahve içmek. Tamam, kahve içiyorum. Bugünün mottosu spor olsun diyorum, iki saat antrenman yapıyorum. Ama kafamda bunları oturtamadım. Çünkü kuaföre, kıyafet provasına ya da havalimanına gitmek de hayatımın bir parçası. Bunlar olmayınca zaman durdu benim için. Bir elimde TV kumandası diğer elimde telefon, sürekli haber okuyup dinliyordum.
ÖPÜŞMEYELİM, KONSER VERELİM
- Peki müzikal üretim açısından verimli geçti mi? - Geçmedi. Tek bir nota basmadım, bir satır şarkı sözü yazmadım. Kalemi, defteri elime almadım. Sadece müzik dinledim. Akşam dokuzdan gece ikiye kadar Spotify'da o şarkıdan diğerine atlayarak, acayip listeler keşfederek, genç yetenekleri dinleyerek zaman geçirdim. Ama bu keşifler bana ilham verdi. Belki de benim bu süreci böyle geçirmem gerekiyordu. Yarış atı gibi oradan oraya koştururken durmak belki de yapacağım olası bir müzikal hatayı önledi.
- Yeni normale alışmak kolay oldu mu? - Olmadı, olmayacak gibi de görünüyor. Maske daha uzun süre hayatımızda olacak sanırım. Temizlik ve hijyene dikkat edeceğiz. Gerçi ben başak burcu olduğum için temizlik ve takıntılar hayatımda hep vardı.
- Uzmanlar hayatınızın bundan sonraki döneminde el sıkışmayı unutun, diyor...
- Tamam, el sıkışmayalım, sarılmayalım, kucaklaşmayalım ama konser verelim. Zaten sevgi öyle öperek, sarılarak gösterilecek bir şey değil. Hisle geçiyor. Bu da bana yetiyor.
- Sizce konserlerin yeniden başlamasının zamanı geldi mi?
- Üzülerek söylemeliyim ki galiba biraz daha zamana ihtiyaç var. Biz halk konserlerinde 30-40 bin kişiyi bir araya getiriyoruz. Şu an bu ne kadar sağlıklı bilemiyorum. Elbette konser vermeyi çok özledim ama o kadar insanın bir araya gelmesi beni şu anda ürkütüyor.
İÇİMDEKİ ECELERİN DIŞAVURUMU
- Siz çok renklisiniz. Kıyafetleriniz, saçınız... Bu renkler neyin dışavurumu?
- Bence içimdeki bir sürü Ece'nin dışavurumu.
- Mesela pembe hangi Ece?
- Gördüğün, sohbet ettiğin, deli dolu bir tarafı da olan, ama yeri geldiğinde cadılaşma potansiyelini de içinde saklayan. Sadece pembe değil, başka renkler de var. Çocuksu tarafım da var, sakladığım duygusal ve hassas tarafım da.
- Üç yaşında anneniz sayesinde piyanoyla ve dolayısıyla müzikle tanışıyorsunuz. Ve müzik o günden sonra hep hayatınızda. Çocukluğunuzda kurduğunuz hayalleri bugün yaşıyor musunuz?
- Yaşıyorum ama bundan sonra da daha büyük işler yapmak istiyorum. Kariyerimde rahatladığım bir dönemdeyim, çünkü bazı kaygılar kayboldu. Ve içime sinen işleri yapma konusunda özgürleştim. Kendimle bütünleştirebileceğim ve içinde bulunduğum işe anlam katabileceğim bir noktadayım.
- Sizin için başarı nedir?
- "Mutluluk sizin için nedir?" diye sorarsan yanıtım "Başarı" olur. Geçen gün yakın bir arkadaşıma "Kendimle ilgili acayip bir şey keşfettim. Sanırım ben başarı bağımlısıyım" dedim. Hayatımın sürdürülebilir olması için sürekli telaşlar, heyecanlar ve onların getirmesini hayal ettiğim başarılar yaşamalıyım.
BAK HâLâ EVLİ DEĞİLİM
- Biraz da özel hayattan bahsedebilir miyiz?
- Çok sıkıcı bir özel hayatım var ama yine de istiyorsan sor. Hatta gel bir gün evimize, gözlerinle gör. Öyle oturuyoruz. (Gülüyor)
- Aslında en çok şunu merak ediyorum. Nişanlınız bir pilot ve yasaklar yüzünden uzun süre uçamadı. O süreci nasıl idare ettiniz?
-Çok zorlandı tabii ki. Düşün, öğle yemeğine New York'ta steak yemeye giden adam, bana "Yemek ne yaptın?" diye sormaya başladı.
- Yemek yapıyor muydunuz peki?
- Yemek benim olayım. İki şeyde iyiyim, müzik ve yemek. Bir de dans ederim. Yemek hep yapıyordum ama karantinada daha önce cesaret edemediğim denemeler yaptım. Kiş tarifleri denedim. Favorim köz patlıcanlı kiş oldu. Mutfak beni çok oyaladı. - Nişanlısınız. Önceki yıllardaki röportajlarınızda evlilikle ilgili hep mesafeli açıklamalar yapmışsınız... - Hâlâ öyle. Değişmedi ki fikrim. Bak hâlâ evli değilim. Kaç senedir nişanlıyım. (Gülüyor) Evlenme teklifi aldım ama ortada var mı evlilik, yok.
İŞ BİRLİĞİ İLE GELEN BAŞARI
- Acayip İyi bir teknoloji markası ile yaptığınız iş birliğinden doğan bir şarkı. Bu iş birliği nasıl gerçekleşti?
- Markanın renkli, eğlenceli Z kuşağına hitap eden kampanyası için iş birliği yaptık. İçinde müziğin, dansın olduğu rengarenk bir galaksi var ve ben de bu galaksinin Türkiye'deki lokomotif başıyım.
- Kampanya başarılı geçiyor bildiğimiz kadarıyla...
- Haziran ayında birincilik aldık bu iş birliğiyle. Markaların reklamlarının popülerliğini baz alan Leaderboard'da birinci olduk. TikTok'ta da görüntülenme rekoru kırdık.
ŞARKIMI DUYAR AMA DİNLEMEZ
- Kadın cinayetleri ne yazık ki gündemimizde. Sizin bir sanatçı olarak kitleleri etkileyecek bir gücünüz, sesiniz var. Peki bir misyonunuz olduğunu düşünüyor musunuz?
- Kariyerimin ilk gününden itibaren kadının ne kadar güçlü olduğunu, istediğini başarma konusunda ne kadar fedakar olabileceğini hep vurguluyorum. Elbette bir sanat yeteneği, karşındaki kişiyi etkilemekte aracı olabilir ama şu an tanık olduğumuz olaylar üst boyutta bir korkunçluk içeriyor. O yüzden karşı tarafın benim sesimden, sanatımdan etkilenecek bir ruh halinde olduğuna inanmıyorum. Hissi olmayan birine bir şey hissetmeyi nasıl öğretebilirsiniz ki? Şarkılarımı radyoda, internette belki duyar ama dinlemez. Ama bu konuda elimden gelen her şeyi yapmaya hazırım.