Denizin ortasında karnı zil çalanlara gelsin bu yazı... Malum, bu yazın gözdesi tekne tatili. Kendi yatı olanlar çoktan mavi sulara yelken açtılar. Olmayanlar da kiralama yolunu seçti...
Hem sosyal mesafeyi korumak hem de doğada olmak insana iyi geliyor. Üstelik yurdumuzun dört bir köşesinde harika koylar var. Öyle ki, dünyaca ünlü isimler bile Ege Denizi'nin, Gökova Körfezi'nin müdavimi...
Bugün hangi koylar daha güzel konusuna değinmeyeceğim. Onun yerine Ege'nin tekneyle ulaşılabilen birbirinden enfes restoranlarında gezineceğim.
SALAŞ DA VAR ŞIK DA
Çoğu deniz ürünleri konusunda otorite niteliğinde. Ama et ve hatta kebap çeşitleri sunanlar da var. Kimi salaş, kimi çok şık... Kimi pahalı, kimi "Gönlünden ne koparsa verirsin" diyor... Kahvaltı servisi yapan da var lahmacunu enfes olan da...
Bazısına kara yolu ile ulaşım yok, tekne şart, kimilerine iki yoldan da gitmek mümkün... O halde Ege'nin sahil restoranlarını mercek altına almaya başlayalım...
Egzotik bir ada gibi
Aslında deniz yolu ile gittiğim restoranlarda salaş yerleri tercih ederim. Ama Adaia Göcek bir istisna. Sanırım favorilerim arasına girdi bile. Dr. Mete Düren ve eşinin açtığı mekana adım atar atmaz kendinizi egzotik bir adada hissediyorsunuz.
Üstelik günün her saati için ideal. Sabah kahvaltısında kümesten bizzat taze yumurtaları toplayabilir, taş ocağında pişen ekmekle enfes kahvaltı yapabilirsiniz. Sebzelerin birçoğunu da kendileri yetiştiriyor. Öğlen zeytin ağaçlarının altında bir şeyler yiyip içmek de mümkün. Akşam menüsü, barı ve lounge bölümü de iddialı. Sanat ve kütüphane de unutulmamış.
İş dünyasından pek çok müdavimi var mekanın. Araba ile ulaşımı yok. Ama Sarsala'ya shuttle servisi düzenliyorlar. Hammam koyunda servis veren Adaia'nın taş fırında pişen lahmacunları ve kebapları da en az balıkları kadar iddialı, benden söylemesi.
Meksika'dan teklif var
Gümüşlük'te denize sıfır konumlu Mimoza benim için olmazsa olmazdır. İster tekneyle, isterseniz kara yolu ile ulaşım var. Gümüşlük'te hiç restoran yokken kurmuş burayı Fikret Alphan yani namıdiğer Fiko. Ünü ülke sınırlarını bile aşmış durumda. Hatta yabancı ülkelerden, Meksika'dan bile şube açması için teklifte bulunanlar var.
Mekanın konumu, dekorasyonu ve yemekleri kadar ruhu da içinize işliyor. Her yerde ışıl ışıl parlayan sukabağı aydınlatmaları, bembeyaz ahşap masa, sandalyeler ve servis tepsileri dahil her tarafı saran pembe begonviller... Karides mantısının ve salatasının hastasıyım. Patlıcan salatası, deniz mahsullü makarna, peynirli midye dolma...
40 yıllık mazi
1980'li yıllarda Osman Aydın tarafından kurulan Osman'ın Yeri üç yıl önce yapımcı Timur Savcı tarafından satın alındı.
O dönem 35 milyon euro'ya satıldığı çokça konuşulmuştu. Turunçpınarı Koyu'ndaki mekan doğasıyla insanı cezbediyor. Sebzeler de restoranın kendi bahçesinde yetişiyor. O an yakaladıkları taze balıkları ızgaraya atıp pişiriyorlar.
Beyonce müdavimi
Şimdi de dünyaca ünlü bir markada soluklanalım. Cannes ve St. Barths'ta birer şubesi olan La Guerite ülkemizde de D Maris Bay bünyesinde hizmet veriyor. Mekanın dünyaca ünlü müdavimleri arasında Beyonce, Jay Z, Leonardo Di Caprio, Wiz Khalifa, Adrien Brody gibi dünyaca ünlü isimler var. Otele karadan giriş olduğu gibi tekneden de misafir kabul ediyorlar. Sadece yemekleri değil DJ performansları ve gün batımı ile de ünlenen bir mekan burası.
Hem otel hem restoran
İstikamet Söğüt... 1985 yılından beri hizmet veren Octopus Restaurant'a gidiyoruz. Aynı zamanda da Aşkın Otel olarak hizmet veriyor. 30 teknenin yanaşabileceği geniş de bir iskelesi var. 35 yıllık mekan bir aile işletmesi. Hem personel çok güler yüzlü hem de yemekler lezzetli. 40 çeşit meze var menüsünde. Kabak çiçeği dolmasını mutlaka denemeli. Adından da anlaşılacağı üzere ahtapotları spesiyalleri. Her gün gelen taze balıklarla harikalar yaratıyorlar. Tatlı olarak cheesecake çeşitleri de var.
Bir kuş sütü eksik
Bozburun'da Sabrinas Haus'u geçer geçmez ulaşıyorsunuz Bozburun Yacht Club'a...
Bir kez gidenin müdavim olduğu yerlerden biri. Kulüpte ziyaretçilere su, elektrik, çamaşır yıkama, kütüphane gibi hizmetler de sunuluyor. Özellikle "Bir kuş sütü eksik" dedirten kahvaltısını öneririm.
Selimiye'nin meşhuru
Marmaris hattında tatil yapanlar için artık bir klasik haline geldi Selimiye'deki Sardunya Restaurant. Burası aynı zamanda bir taş otel. İster tekne ile gelip önündeki iskelesine yanaşabilirsiniz, isterseniz kara yolunu tercih edersiniz. Müdavimleri arasında yine iş dünyasından pek çok isim var.
Sahibesi Leyla Hanım her daim işinin başında. Sabah ve öğlen saatlerinde çıkan gözlemesi harika. Akşam mevsimi ise mutlaka karavida deneyin derim. Kalamar tavayı en iyi yapan yerlerden biri burası.