"Animal flow, feldenkrais" dediğimde yabancı dilde konuştuğumu sanıyorsanız fitness trendlerinden bihabersiniz demektir. Evet kelimeler yabancı dilde ama söz konusu olan egzersizler global trendler. Zira bugüne dek fitness, pilates, zumba vs... Hepsini denedik denedik, tükettik. Özelikle karantina süresince TV karşısında az hoplayıp zıplamadık. Şimdinin yeni modası ise hayvan hareketleri yaparak fit kalmak ya da farklı metotlardan medet ummak. Fitness trendleri bugüne kadar meraklılarına TIR lastikleri taşıttı, kanguru gibi sokaklarda zıplattı. "Zumba zamanı" dedik dans ettik, askeri kamplarda soluksuz form tuttuk. Savaş boyaları sürünüp değişik dövüş sanatı tekniklerini de unutmadık, ne varsa denedik. Peki şimdi hangi egzersiz yöntemleri var? Açık havada yapılması önerilen yeni moda spor akımları ilk başta garip gelebilir. Ama yaptıkça alışıyor insan. Hem plajda, bahçede, parkta yapanların sayısı da artıyor... O nedenle kuş misali kanat çırpan ya da yerde sürüne sürüne dolaşanlara rastlarsanız yadırgamayın. Etrafınızda, parkta, plajda ya da spor salonunda yengeç gibi yerde yürüyen, leopar gibi dört ayağının üstünde duran, akrep misali kıskaçlar yapan birilerini görmüş olabilirsiniz. O insanlar hayır delirmedi sadece ABD'den dünyaya yayılan, bu yaz özellikle ülkemizde çokça rağbet görmeye başlayan animal flow sporunu yapıyorlar. ABD'li spor eğitmeni Mike Fitch keşfediyor bu egzersiz biçimini. Biraz fitness biraz break dansı andırıyor. Hayvan hareketlerini yaparak güçleniyor ve esniyorsunuz.
AYI, YENGEÇ, MAYMUN
Egzersizde en çok ayı, yengeç, akrep, timsah, leopar ve maymun hareketleri kullanılıyor. Hiçbir ekipman gerektirmiyor. Altı-yedi metrekarelik bir alanınızın olması yetiyor. Bu arada ülkemizde de bazı eğitmenler online animal flow dersleri veriyor. O yüzdendir ki bu ara sosyal medyada kafasının üstünde duranlardan çok dört ayaklı leopar gibi poz verip hareket edenler daha popüler.
KASLARI UZATIYOR
Gelelim günün önemli sorusuna... Ne işe yarıyor bu egzersizler? Günde 20 dakika yapmak kafi oluyor. Güç, esneklik, dayanıklılık, koordinasyon ve hareket kabiliyetini arttırmaya yarıyor. Eşe, dosta, animal flow yapan arkadaşlara "Zor mu?" diye soruyorum. İlk başlarda zorlandıklarını anlatıyorlar. Eller ve ayaklar üzerinde yerde durmak el bileklerini zorluyormuş. Ama zaman içinde hem kolay hem de eğlenceli bir hal alıyormuş. Birkaç hareket denedim, ben beceremedim. Epey terlettiği bilgisini de ekleyeyim.
ZITLIKLARDAN İLHAM ALIN
Gene bir sosyal medya hesabında görüp keşfettiğim ardından daha da çok görmeye başladığım bir egzersiz yöntemi de tai chi chuan. Söylemesi epey eğlenceli ama uygulaması bir o kadar sakin. Önce duruş bozukluklarının giderilmesi gerekiyor. Kaslarımızın, kemiklerimizin, tendonlarımızın güçlenmesini sağlıyor. Tai chi chuan vücut yorgunluğunu gidermeye de yarıyor. Hipertansiyonu, romatizmayı ve eklem ağrılarını azaltmaya da yaradığı belirtiliyor. Tai chi hareketleri genel olarak yine doğadan esinleniyor. Nefes ve hareket kolaylığına önem veriyor. Bedene iyi geldiği kadar zihne de iyi geliyor. Özellikle Asya'da kemik erimesine iyi geldiği için orta yaş üstü kadınlar da epey talep gösteriyor. Bizde ise yediden 70'e ilgi görmeye başladı bile.
UZANDIĞIN YERDEN EGZERSİZ YAP
Uzandığınız yerden tüm duruşunuzu düzeltmek ister misiniz? "Hoplama, zıplama da yok, tam bana göre" diyorsanız buyurun feldenkrais metodunu keşfedin. Özellikle sırt, boyun, eklem ağrılarından şikayet edenlere rahat hareket imkanı sağlayan bir çalışma biçimi feldenkrais. Aslında epey geçmişi olan bir metot. Ama bu ara yavaş yavaş ülkemizde de popüler oluyor.
BİRAZ TARİHÇESİNE BAKALIM
Adını Moshe Feldenkrais'tan alıyor. Makine mühendisliği, elektronik eğitimi üzerine fizik doktorasını tamamlayan Feldenkrais aynı zamanda judo kulübü kurup hocalık yapıyor. Uzun bir dönem beden konusuna yoğunlaşıyor. Futbol oynarken bacağı sakatlanıyor ve ameliyat olduğu halde iyileşmiyor. O da bu yöntemi geliştiriyor ve 1984 yılında ölene dek dersler veriyor. Herkesin yapabileceği ufak hareketlerden oluşuyor yöntem. Hareket yoluyla farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Hareketler genelde nefesle benzer bir ritimle yapılıyor. Adım adım yapılan yavaş hareketlerle bedenimizi daha iyi tanımamızı sağlıyor. Dersler, yere uzanarak, oturarak, ayakta durarak ya da yürüyerek gerçekleşiyor.
KEÇİBOYNUZUNUN FENDİ CHİA'YI YENDİ
Keçiboynuzu denilince ben çocukluk anılarıma gidiyorum. Yüzücü olduğum için ve kansızlık çektiğim için ailem zorla keçiboynuzu yememi isterdi. Önceleri hiç sevmemiştim. Yıllar geçtikçe alıştım. Pekmezini değil ama kurusunu yemeyi seviyordum. Hem vakit geçiyordu hem de sertliği hoşuma gidiyordu. Bu arada bir püf nokta da benden gelsin. Eğer keçiboynuzu çok sert ise ılık suda biraz bekletebilirsiniz. DÜNYADA POPÜLER
Şu ara ise tüm dünyada menülerde en çok gördüğümüz yiyecek keçiboynuzu. Chia, kinoa derken ABD'de ve Avrupa'da da uzmanlar keçiboynuzu öneriyor. Şefler keçiboynuzu ile harikalar yaratmaya devam ediyor. Keçiboynuzun unu kurabiye yapımında kullanıyor, muhallebiye karıştırıyorlar. Ayrıca tozunu protein karışımı olarak içen atletler de yok değil.
ÇİKOLATAYA ALTERNATİF OLAMADI AMA
Aslında keçiboynuzu 1980'li yıllarda da trend olmuş ve tüm dünyada çikolataya alternatif olarak sunulmuştu. Ama çikolataseverler kısa sürede bu sağlıklı besinin havasını söndürdü ve o günden itibaren hafızalara 'kötü tadı olan' yiyecek olarak kazındı. Lif bakımından yüksek, kolajeni arttıran keçiboynuzu artık granola olarak ve içmeye hazır sular halinde fitness endüstrisinde büyük talep görüyor. Bir de tabii gurme şeflerin mutfaklarını süslüyor... Misal Karaköy'deki Runner Up Cafe'nin şefi Ümit Yaşar Yılmaz keçiboynuzu unu ile glütensiz, fit, fıstık ezmeli kurabiyeler yapıyor. Şef: "Spor yapanlar için ideal ve sağlıklı. Çok seviliyor ve kahveyle iyi gidiyor" yorumunu yapıyor. Birçok başarılı mekanda imzası olan şef Umut Karakuş ise sokak yemekleriyle meze kültürünü birleştirdiği Kadıköy'deki Muutto isimli mekanında enfes bir keçiboynuzlu ayvalı muhallebi servis ediyor. Menüde en çok talep gören tatlılardan biri olduğunu belirtiyor Karakuş. "Hem sağlıklı hem de çok lezzetli. İlk başta ısmarlarken çekinenler oluyor ama bir kez tadan çok seviyor" diye de ekliyor. İstanbul'da açılır açılmaz popüler olan Muhtar'ın da beyaz çikolatalı, keçiboynuzlu mousse'u epey revaçta. Henüz tadamadım ama fotoğrafı bile iştah açan türden.
METABOLİZMAYI HIZLANDIRIYOR
Keçiboynuzunun faydaları da az değil... Uzmanlar sıraladıkça sıralıyor... Örneğin metabolizmayı hızlandırıyor. Kemik gelişiminde önemli rol oynuyor. Antioksidan içeriyor ve cildi güzelleştiriyor. A ve E vitaminlerinin emilme yeteneğini arttırıyor. Akciğerleri temizlemesi, anemi tedavisinde etkili olması ve diyabetle savaşması da diğer faydaları....