Geçen hafta bu köşede Sinema Salonu Yatırımcıları Derneği Genel Sekreteri Fevzi Genç ile konuştuktan sonra 1 Temmuz'da sinemaların yüzde 40 oranında açılacağını yazmıştım. 1 Temmuz geldi çattı ama beklenen olmadı. Yine Genç'in verdiği rakam ve oranla söylersem 25-30 sinema sinema açıldı ve bu rakam sinemaların yüzde 1'ine tekabül ediyor. Peki neden? İlk neden pandemi sürecinde sinema sezonunun yol haritasını belirleyecek film olarak kabul edilen Tenet'in vizyon tarihinin ikinci kez ertelenmesi. Filmin gösterim tarihi, önce 17 Temmuz'dan 31 Temmuz'a, geçen hafta da 31 Temmuz'dan 12 Ağustos'a ertelendi. Sinemacılar da açıkçası bu filme göre pozisyon aldılar.
SİNEMADA KRİZ VAR
Ama bunlar sinema salonlarıyla ilgili buzdağının görünen yönü. Sinemada kriz var!.. Ve pandemi süreci bu krizi derinleştirmişe benziyor. Fevzi Genç ile tekrar konuştum. Genç "Yapımcılar film yapar, dağıtımcılar dağıtır ve salonlar da gösterir. Bu zincir pandemi sürecinde kırıldı ve tekrar toparlanamıyor. Pandemi sürecinde setler durdu. Elde seyirciyi sinemalara çekecek çok az film var. Zayıf bir program kimseyi tatmin etmediği için tüm dünya seyirciyi sinemaya çekecek beklentisi yaratan bu filmlerin gösterimine göre pozisyon alıyor" diyor. Bu durum krizle ilgili madalyonun bir yüzü diğer yüzü ise daha fena. Genç "İşin aslı 2019'da mısır krizi nedeniyle sinemalarda seyirci çekecek birçok yerli film ertelenince seyirci rakamları düştü. Ve sinema sektörü yılı zararla kapattı. 2020 yaraların sarılma yılıydı. İyi başlamıştık. Fakat bu sefer de pandemi nedeniyle sinemalar haklı olarak kapandı. Sinema salon sahipleri tüm birikimlerini bu süreçte kaybettiler. Normalleşmeye katkı vermek için birkaç aylık zararı karşılayacak dermanları kalmadı, özellikle de aile geleneği olarak sinemacılık yapan üyelerimizin. Yani sinemalar açılmıyor değil açılamıyor" diyor. Dededen, babadan sinemacı olan bu tür üyelerin dayanacak gücü kalmamış. Genç "200 sinemanın kapanması gündemde. Ki bu sayı 500'e de çıkabilir. Türkiye'de 1989'dan bu yana hep salonların sayısı arttı. Ve 30 yılın sonunda ilk defa salon sayısının azalması tehlikesiyle karşı karşıyayız. İşin ekonomik ve kültürel sonuçları olacak" diyor.
EĞLENCE VERGİSİ BİR KAMBUR
Açıkçası sinemacılar bu tablo ile karşılaşmak istemedikleri gibi, normalleşme sürecine de katkı sunmak niyetindeler. 7 Ağustos'ta, Tenet vizyona girmeden önce en azından yüzde 35-40'ı salonlarını açma niyetindeler. Ve bu süreçte istekleri var. Genç "1950'lerden kalma eğlence vergisi var. Bilet parasının yüzde 10'u vergiye gidiyor. Kültürel bir üründen böylesi bir vergi alınmasının günümüz koşullarında bir geçerliliği kalmadığını anlattığımız zaman herkes bize hak veriyor. Kültür Bakanlığı'na durumu anlattık onlar da hak veriyor. Bu verginin kaldırılmasını istiyoruz. Bizim üzerimizde bir kambur. Bu verginin kaldırılması sinemacılara moral, motivasyon olacağı gibi bir nebze rahat nefes almamızı sağlayacak. Normalleşmeye katkı vermek için güç bulacağız" diyor. Genç, sektörün paydaşlarının da bu süreçte fedakarlıkta bulunması gerektiğini arzuladıklarını anlatıyor: "Mesela kimi AVM'ler kira konusunda anlayışlı ama bunun genel bir durum olmasını arzuluyoruz. Ya da yapımcılar belki hisselerinden belli oranda vazgeçebilir. Sonuçta fedakarlık sadece sinema salonlarına düşünce, iki yıllık süreçte birikimini de kaybeden sinema salon sahipleri ne yapacaklarını bilemez durumdalar." Peki her şeye rağmen sinemalar açılırsa seyirci nasıl tepki verecek? Genç "Kıbrıs'ta açıldı, ABD'nin belirli bölgelerinde açıldı. Genel olarak seyirci rakamları düşük. Zaten bizin öngörümüz ekim gibi insanların salonları dolduracağı yönünde."
Ve Atakan da Akademi üyesi...
Oscar ödüllerini veren Akademi, 2016'da üye açılımıyla Amerikalı olmayan sinemacıların Akademi'ye üye olmasının önemli ölçüde önünü açmıştı. Bu süreçte akademi üyeliği için bizden Nuri Bilge Ceylan, Gökhan Tiryaki, Harika Uygur, Deniz Gamze Ergüven ve Fatih Akın gibi isimlere davet göndermişti. Son davet yapımcı Zeynep Atakan'a geldi. Lola+Bilidikid, Hiçbiryerde, Ceylan'ın İklimler, Üç Maymun, Bir Zamanlar Anadolu'da, Kış Uykusu ve Ahlat Ağacı'nın yapımcılarından olan Atakan'a Oscar Akademi üyeliği için tebriklerimi iletiyorum.
Yıllardan sonra Nefes'le yan yana olmak
İKSV, pandemi sürecinde yapımcılarından olduğu Leyla Gencer ile Haldur Taner üzerine çekilen belgeselleri online gösterime açmıştı. Şimdi sırada sinemamızın önemli yönetmenlerinden Hüseyin Karabey'in çektiği Pina Bausch'la Bir Nefes belgeseli var. Alman dansçı ve koreograf Pina Bausch'un İstanbul'dan esinlenen Nefes adlı gösterisini belgeleyen film özel izin ile çekilmişti. Belgesel 2005'te 24. İstanbul Film Festivali'nde gösterilmişti. Pina Bausch'la Bir Nefes Bausch'un 11. ölüm yıldönümünde, 30 Haziran'da, İKSV'nin YouTube kanalı ücretsiz olarak izlemeye açıldı.