Başarılı prodüktörler Arem Özgüç ve Arman Aydın son dönemde benzerlerine yurt dışında rastladığımız müzikal işbirliklerinin güçlü bir örneği olan Rampapapam'la bu yaza damga vurmaya hazırlanıyor.
İkilinin şarkısı, Buray, Feride Hilal Akın ve Köksvl'ı bir araya getirdi. Güçlü ekibin ortaya çıkardığı şarkı enerjisiyle ve ritmiyle tam bir dans hiti.
Şarkının hikayesini dinlemek için Özgüç ve Aydın'la bir araya geldik. Uzun süredir birlikte çalışan ve yaptıkları parçalarla özellikle yurt dışında Armin van Buuren, Hardwell gibi ünlü DJ'lerin dikkatini çeken ikili elektronik müzik sahnesinin dikkat çeken isimleri arasında yer alıyor.
- DJ olmaya yönelik ilk adımlar nasıl atıldı?
- Arman Aydın: Sekiz yaşımda okulun yıllığına "İleride DJ olacağım" yazmıştım. O dönemde Armin Van Buuren, Tiesto zirvedeydi ve benim de idollerimdi. Yıllar sonra üniversite sınavına girerken aileme "Hacettepe Üniversitesi'ni kazanacağım ama siz de bana bir yıl dokunmayacaksınız" dedim.
Kazandım. Okulumu dondurup eve kapandım ve bir yıl sadece müzik yaptım.
- Arem Özgüç: Ailemde birçok sanatçı var. Annem tiyatro sanatçısı, babam orkestra şefi. Babaannem soprano, büyük dedem koro sanatçısı, amcam baterist, büyük dedem İzmir Marşı'nın bestecisi...
Dolayısıyla ailede benim de küçük yaşlardan itibaren klasik müzikle ilgilenmem, piyano çalmam beklentisi vardı. Bir dönem klasik müzikle ilgilendim.
Ortaokulda elektronik müzik dinlemeye başladım.
Ama şarkıları dinlerken içimde hep "Bu şarkı çok güzel ama şurasını söyle yapsaydı harika olurdu" gibi bir dürtü vardı. Sonunda şarkıları değiştirmeye karar verdim. 16 yıl önce ilk müzik prodüksiyonu programını bilgisayarıma indirdim.
- Bir araya nasıl geldiniz?
- Arman: Ankara'da aynı semtte yaşıyorduk. Ortak arkadaşlarımız vardı. Ama hiç denk gelmemiştik.
- Arem: EDM (Elektronik Dans Müziği) kültürünün oturduğu dönemde ikimiz de imza sayılabilecek iş yaptık. Arman, Armin Van Buuren tarafından desteklenen bir proje yayınladı, ben de Hardwell tarafından... Birbirimizi tanımıyorduk ama isimlerimizi duyuyorduk. İçten içe bir rekabet de vardı.
Sonra bir gün ortak bir arkadaşımız bizi tanıştırdı.
Üç-dört saat sohbet ettikten sonra o akşam beraber stüdyoya girdik. Çünkü birbirimize katabileceğimiz çok şey olduğunu gördük. Ve o günden sonra hiç ayrılmadık. İlk çıkardığımız parça Mafia'ydı.
Hardwell'den Avicii'ye o dönem birçok ünlü DJ/ prodüktör çaldı.
KSMHR BAŞLADI ÜMMET ÖZCAN BİTİRDİ
- Ama Türkiye sizi Imagine ile tanıdı değil mi?
- Arman: Şarkılarımızı ünlü isimler çalıyordu ama bizi kimse tanımıyordu, çünkü radyolarda şarkılarımız çalınmıyordu. Bunun üzerine Arem'le oturup elimize kağıt kalem aldık ve Imagine'in taslağını oluşturduk. Müziğimizi halka nasıl ulaştırabiliriz ve onların bizi duymasını nasıl sağlarız, işte bunun peşine düştük.
- Arem: Bu kez işe şarkının gelmesini istediğimiz noktadan yani tepeden başladık. O zaman Ankara'da 1+0 bir stüdyo evimiz vardı. Evin bir duvarındaki tabloda şarkıyla ilgili izleyeceğimiz strateji yazıyordu. Şarkının çıktığı gün o küçük evde 30 kişi vardı. Herkes önünde laptopları proje için çalıştı. Ama ilk altı ay rakamlar istediğimiz gibi gitmedi. Sonrasında bir özel radyo şarkıyı rotasyona aldı ve o günden sonra ivme yükselmeye başladı. Üç ayrı radyoda aynı anda şarkının çalındığı oldu.
- Ümmet Özcan'la yaptığınız İzmir Marşı remix'i de büyük ilgi gördü...
- Arem: Bizim DJ'lik kariyerimizi başlatan One- Colony şirketi oldu. Onların düzenlediği festivallerde çaldık. Ümmet Özcan'la da bu sayede tanıştık.
Ama İzmir Marşı'nın hikayesi farklı başladı. Bir festival için DJ KSHMR İstanbul'a geldi. Selena Gomez'in, Beyonce'nin prodüktörü... Sahne arkasında tanıştığımızda "İki gün İstanbul'da kalacağım bana stüdyo lazım" dedi. Bizim de aklımıza Faruk Sabancı'nın ev stüdyosu geldi. Faruk yurt dışında olmasına rağmen evinin anahtarını verdi. KSHMR stüdyodayken bize "Bildiğiniz iyi bir marş var mı?" diye sordu. Araştırırken Arman'dan İzmir Marşı melodisi fikri geldi. KSHMR şarkıyı düzenledi, müthiş bir hale getirdi ama ülkesine dönünce proje yarım kaldı. Zamanla iletişimimiz de iki ayda bire dönüştü, şarkı bir türlü çıkmadı. Sonunda telefonla arayıp beklemek için son bir tarih verdik. "Tamam" dedi ama o tarihe kadar da hiçbir şey yapmadı.
- Moraliniz bozulmuş olmalı...
- Arem: Evde kara kara düşünürken Ümmet Özcan, WhatsApp'tan aradı. "Arem ne oldu o marş?" dedi. Olanları anlattım. "O zaman üç Türk birleşiyoruz, bunu yapıyoruz" diye karşılık verdi. Parçayı Asya turnesi sırasında Çin'de çaldı. Çin'deki görüntüler Türkiye'de haber bültenlerinde yer aldı. Parça iki günde 30 milyon izlendi.
- Arman: Hatta tesadüfen aynı festivalde KSHMR de çalıyormuş. Şarkıyı tanıyınca Ümmet Özcan'ın yanına gidip adeta yalvararak "Lütfen bu projeye beni de yazın" demiş.
BİZİ İFADE EDEN MÜZİĞİ YAPMAK İSTİYORUZ
- Siz EDM parça da yapıyorsunuz deep house da. Özellikle tercih ettiğiniz bir durum mu?
- Arem: Bizim bir sound'umuz yok. Olmaması için çalışıyoruz. Müzik her zaman değişiyor. - Arman: O dönem kendimizi hangi müzikle ifade etmek istiyorsak o müziği yapmak istiyoruz.
DEVAMI GELECEK
- Gelelim Rampapapam'a. Proje nasıl şekillendi?
- Arman: Rap müziği gözardı etmeden yeni projemizi şekillendirme arayışına girdik. Yine yüzümüzü globale çevirdik. Ve işbirliklerinin öne çıktığını gördük.
Ve Rampapapam'ın altyapısını oluşturduk.
- Diğer isimler projeye nasıl dahil oldu?
- Arem: Feride Hilal Akın'la birkaç stüdyo çalışmamız olmuştu. Aradık, kuafördeydi.
Arem'le arabaya atlayıp kuaförün önüne gittik. Feride gelip arabada şarkıyı dinledi. Bittiğinde çığlık çığlığaydı.
- Arman: Buray abiyle de bir etkinlikte denk geldik ve kendisini stüdyoya davet ettik.
Bir hafta sonra geldi ve parçaları dinlemeye başladı. Sıra Rampapapam'a geldiğinde şarkıyı dinledi ve bittiğinde "Ben hangi bölümü okuyacağım" dedi.
- Arman: Bir tek rap bölümü eksikti. Köksvl tam aradığımız enerjiyi verecek isimdi. Bir gün içinde kendi bölümünü yazıp okudu. Çalıştığımız isimlerin hepsi büyük sanatçılar. Bize sahip çıktılar.
Vizyonumuza güvendiklerini söylediler. İyi enerjiler birbirine geçti. Devamı da gelecek.
FERİDE HİLAL AKIN
Şarkıyı dinlediğimde eğlenceli buldum. İnsanların bu şarkıyla dans ettiklerini hayal ettim. Bence müzik türleri birleşince neler olabileceğini gösteren öncü bir proje.
BURAY
Arem ve Arman çok yetenekli olmalarının yanında çok da cana yakın dostlar. Stüdyoya davet edildiğim akşam şarkının tema melodisini dinlediğimde potansiyel hit olacağını hissettim. Feride'nin yazdığı melodiye cevap bölümü hazırladım ve hızlıca kendi duygularımı şarkıya aktardım. Ardından Köksvl devreye girdi ve bütün tuğlalalar örüldü.
KÖKSVL
Farklı müzik türlerinin aynı melodi altında birleşeceği fikri bana çok çekici geldi. Bu tür açık kafalı işbirlikleri, müzik türlerini bulundukları kalıplardan bir ölçüde sıyırarak başka bir bakış açısı getiriyor. Kendi türünde başarısını kanıtlamış müzisyenler böyle projelerle yelpazesine yeni renkler eklemekten çekinmemeli.