Giydiği neon renkli kıyafetlerden saçını toplayış şekline... "Sushi almam baby I'm on low carb" deyişinden sergilediği dans figürlerine... Tam da bu dönemin yıldız adayı Su El Roman. Söz ve müziği kendisine ait Jokeria'da çok renkli bir karakter olarak çıktı karşımıza. Bundan sonra müzikte ilerleyeceği yolla ilgili ipuçları verdi. Heyecanlandırdı, merak ettirdi. Biz de merakımızı biraz olsun gidermek için kendisine ulaştık. Müzikteki hedeflerini, babası Rafet El Roman ve annesi Tuğba Altıntop'un kendisine verdiği desteği konuştuk.
- Dünya listelerini R&B, trap, reggaeton türleri istila etti. Jokeria da bunun güzel bir örneği. Söylemeyi sevdiğiniz tür bu mu?
- Sevdiğim türlerden biri diyebilirim. Sesimi farklı kullanmayı seviyorum, o yüzden her tarzda şarkı söylüyorum, diyebilirim.
- Bu şarkı bundan sonra müzikte izleyeceğiniz yolla ilgili ipuçları içeriyor mu?
- Jokeria çok renkli ve farklı ruh hallerine sahip bir karakter. Ve evet, Jokeria aslında karakter olarak benim diyebilirim. Klipte yönetmenimiz Murat Joker'in kullandığı farklı tarzlar ve ışıklarla benimle ilgili ufak ipuçları vermiş olduk.
- O zaman Jokeria için sizin alter egonuz diyebiliriz. Bundan sonra da şarkılarınızda Jokeria ile karşılaşacak mıyız?
- Evet Jokeria kesinlikle benden bir parça. Direkt Jokeria adıyla önünüze çıkmasa da, aynı enerjiyi diğer şarkılarımda da bulacaksınız.
- Şarkı nasıl ortaya çıktı?
- Jokeria'yı yazdığım sırada kendimce zor bir dönemden geçiyordum, mutsuzdum, hayata olan bakış açım negatifti. Şarkıyı yazmadan bir gün önce sinemada Joker filmini izlemiştim. O gün de banyoya girdim, mumları yaktım. Biraz loş ve korkunç bir ortam yarattım aslında. Ve bir anda aklımdan şarkının nakaratı geçti: "Benim adım Jokeria, beni sakın deli yapma, saçımı da koyu yeşile boyatma" diye. Anında küvetten çıkıp Jokeria'yı yazdım, Şarkı bir saat içinde bitmişti. Ve klip yönetmenimiz Murat Joker'in soyadını da göz önünde bulundurursak, "Jokeria bana hayatımın anlamlı bir tesadüfüymüş" diyorum.
- Şarkı sözü yazarken size başka neler ilham kaynağı oluyor?
- Bu okuduğum bir kitap ya da bazen etkilendiğim bir hikaye de olabilir. Ve tabii çevremde ve kendi hayatımda olup bitenler de olabiliyor. Ama sıcak havada ve yaz aylarında daha yaratıcı olduğum da doğrudur.
- Şarkının düzenlemelerinde iki prodüktörün imzasını görüyoruz. SinVstyle ve Kapos. Nasıl bir araya geldiniz?
- Kapos ile liseden beri
tanışıyoruz ve yaklaşık bir yıl önce beraber çalışmaya başladık. SinVstyle ile Instagram'da karşılaştım, çalışmalarını çok beğendim ve irtibata geçtim. - Klipte de gördüğümüz kadarıyla dans etmeyi seviyorsunuz. Dans eğitiminiz var mı?
- Önceden dans eğitimi hiç almamıştım, klip hazırlıklarında ilk defa dans eğitimi aldım. Dans hocam çok şaşırdı ve dansa karşı doğal bir yeteneğim olduğunu söyledi. Zaten çocukluğumdan beri farklı dansları kendimce sürekli denemiştim. Shakira'dan JLo'ya, The Pussycat Dolls'dan Koreli K-pop gruplarının danslarına, Step Up filmlerindeki hip hop danslarından oryantal ve roman havalarına kadar... Hepsini çok seviyorum.
ADIMI SAKLAMAK İSTEMEDİM
- Şarkı El Roman Müzik'ten yayınlandı. Babanızın desteği neden önemli?
- Her çocuk için anne ve babadan gelen destek çok değerli. Ve ailemin, beni yapmak istediğim meslekte desteklemesi beni çok mutlu ediyor. Planlarımı onlara ilk anlattığımda önce biraz sorguladılar. Ama yaşım ilerledikçe ve benim sahneye olan bağımı, şarkı yazma yeteneğimi ve ne kadar hırslı olduğumu gördüklerinde beni desteklemeye başladılar. Babam bana inandığı ve müziğimi El Roman Müzik'ten yayınlama şansını tanıdığı için de çok şanslıyım. Ayrıca Net D'ye de bana güvendiği için teşekkür ediyorum.
- Peki babanız gibi çok başarılı bir müzisyenin soyadını taşımanın sorumluluğu sizi endişelendiriyor mu?
- Başta endişelerim vardı tabii ki. Hatta sadece SU EL adını kullanmayı bile düşündüm. Ama ben Su El Roman'ım. Adımı saklamak istemiyorum. Babam harika bir müzisyen ve onun kızı olduğum için, babam gibi bir müzisyen ruhuna sahip olduğum için çok şanslıyım ve saklama gereği duymuyorum.
- Müzikle ilgili ilk anınız nedir?
- Üç yaşlarımdayken babamın sürekli müzik stüdyolarında çalışması ve konserlere gitmesi olabilir. Benim de ona özenip, masalara çıkıp şarkı söylemem... Ama benim için ilk önemli adım 2011'de, babamla birlikte Beyaz Show'a canlı yayına çıkmamdı. Hayatımda ilk defa sahneye çıkmıştım; 14 yaşındaydım ve heyecandan kalbim neredeyse ağzıma gelmek üzereydi.
- Müzik eğitimi almaya ne zaman başladınız?
- 12 yaşında piyano derslerine başladım. Lisede de ağırlık gösterdiğim derslerim müzik ve İngilizceydi. Böylelikle okul dönemimde müzik teorisini derinden tanımış oldum. Şan dersi hiç almadım ama ileride sesimi uzun vadede yıpratmamak için şan dersleri alabilirim. Kendimi geliştirmek adına her türlü eğitime çok meraklıyım.
- Babanızın söylemeyi en çok sevdiğiniz şarkısı hangisi?
- Beni Affeder misin? ve Mecnun şarkılarını çok seviyorum.
- İleride babanızın bir şarkısını söyleme hayaliniz var mı?
- Evet kesinlikle, aynı zamanda babamla bir düet de yapmak isterim. Babamın müziğinin, farklı ses renginin hayranıyım.
- Anne ve babanızın bugüne kadar size müzikle ilgili verdiği en önemli öğüt ne oldu?
- Hiçbir zaman pes etmemeyi bana babam öğretti ve ne olursa olsun, her zaman başımı dik tutmayı annemden öğrendim. Bu iki öğüt hayatımın her anında aklımda.
Sosyal medyadaki sayılar kriter değil
- Müzik ve okul dışında neler yaparak vakit geçiriyorsunuz?
- Sporu çok seviyorum. Haftanın beş günü beni spor salonunda bulabilirsiniz. Ailem ve arkadaşlarımla vakit geçirmeyi çok seviyorum. Dans etmek ve kendime özgü tariflerle yemek yapmak da ayrıca hobilerim arasında.
- Siz hem güzel hem de bakımlı bir genç kızsınız. Siz de kendinizi güzel buluyor musunuz?
- Her insan kendini bazı günler çok güzel, bazı günler de çok çirkin hisseder. Ben de öyleyim; bir farkım yok.
- Güzelliğin bir şarkıcı için avantaj olduğunu düşünüyor musunuz?
- Güzelliğin müziği etkilediğini düşünmüyorum. Şarkı güzelse her koşulda dinleriz, isterse şarkıyı Shrek söylemiş olsa bile. Güzellik belki sosyal medyada takipçi sayınızı etkileyebilir ama sosyal medyadaki sayılar da bir kişinin ne kadar iyi bir müzisyen olduğu için yeterli bir kriter değil.
- Sosyal medyada dinleyicilerinizle iletişim içinde olmaktan hoşlanıyor musunuz?
- Evet, hatta çok seviyorum. Onlara soru sormayı ya da arada bir onlarla canlı yayın yapmayı çok seviyorum. Beni kendilerine yakın hissetmeleri benim için çok önemli. Beni destekledikleri ve dinledikleri için çok minnettarım ve karşılığında elimden geldiğince ben de bunu onlara yansıtmaya çalışıyorum.
Fizik hobim müzik ise işim
- Bir yandan da fizik mühendisliği eğitimi görüyorsunuz. Bu alanda çalışmayı düşünüyor musunuz?
- Asıl hayalim müzik olduğu için şimdilik müziğe yönelmek istiyorum. Ama evet; Darmstadt Technical University'de fizik bölümü birinci sınıf öğrencisiyim. Pandemi dolayısıyla ara verilen eğitimime yeni dönemde devam edeceğim ve okulumu mutlaka bitireceğim. Ama her zaman önceliğim müzik... Fizik hobim, müzik ise işim.
- Hem Türkiye hem Almanya'da büyüdünüz. İki kültürle yetişmek size neler kattı?
- Türkiye ve Almanya arasında tabii ki kültür ve inanç farkı var. Benim iki kültürün içinde yetişmem, hayata olan bakış açımı çok etkiledi. Aynı zamanda hayata karşı gözümü açtı, farklı hayat standartlarıyla karşılaştım, değişik insanlarla tanıştım ve o kişilerle arkadaşlık kurdum. Benim için kültürel bir zenginlik oldu aslında.