S wissotel The Bosphorus'un terasındaki 16 Roof'ta gerçekleşen Doğuş Çabakçor performansını izledim. Ünlü DJ prodüktör setin başına maskeyle geçti, çalışanlar maskeliydi, misafirler sosyal mesafeyi dikkate alarak eğlendi Pandemiden en çok etkilenen sektörlerden biri de eğlence oldu. Canlı müzik sustu, dans pistleri boşaldı. Şu günlerde ise yepyeni bir eğlence anlayışına adapte olmaya çalışıyoruz. Ama küçük adımlarla, yavaş yavaş... Geçen çarşamba 16 Roof'ta yeni normalin ilk DJ performanslarından biri gerçekleşti. Açık havada yüksek volümle müzik dinlemeyi çok özlemiş biri olarak elbette oradaydım. Daha önce 300 kişilik partilerin gerçekleştiği 16 Roof'ta kapasite ortalama 70 kişi ile sınırlandırılmıştı. Kapıdan girişte ateşimiz ölçüldü, kolonya ikram edildi. Alandaki localar ve standlar sosyal mesafe kuralına uygun olarak tasarlanmıştı.
PERFORMANS ERKEN BAŞLADI
Sipariş verdiğimiz soda kapalı şişede geldi, maskeli ve eldivenli garsonumuz tarafından açılarak bardağa kondu. Kuruyemiş ise poşette masaya bırakıldı. Misafirler üç-dört kişilik gruplar halinde gelmişti. Maskeli olan da vardı, olmayan da... En son 7 Mart'ta canlı performans sergileyen Doğuş Çabakçor uzun bir aranın ardından tekrar setin başına geçeceği için heyecanlıydı. Elbette çok özlemişti. "Bıraksalar saatlerce çalarım" diyordu. Her zamankinden daha erken saatte 21.30 gibi çalmaya başladı. Setin başına maskeyle geçti. Bir süre bu şekilde çaldı. Bu kez, alışık olduğu gibi DJ kabininin önü dans eden gençlerle dolmadı ama herkes olduğu yerde dans edip eğlendi. Güzel bir yaz akşamında müziğin sesinin tekrar açıldığını duymak en başta moral vericiydi. Çabakçor sezon boyunca çarşamba günleri performanslarına devam edecek. Diğer günler de farklı DJ'leri izlemek mümkün olacak.
Milyonlar acılara yürüyor
Sosyal medyanın müzik sektöründeki gücü yadsınamaz hale geldi. Bir şarkının değil günler saatler içinde milyonlarca kişiye ulaşması artık kimseyi şaşırtmıyor. Kimi şarkılar kısa sürede dinlenmenin yanı sıra popüler kültürün bir parçası haline geliyor, sokağa iniyor, günlük hayata karışıyor. Bunun son örneği Cennetten Çiçek adlı şarkı oldu. Futboldan siyasete her alanda şarkının sözlerine göndermeler yapılıyor, bu şarkı eşliğinde çekilen videolar paylaşılıyor. "Acılara yürüyor korkmuyorum" ve "Cennetten çiçek mi topluyorum" mısralarının slogan haline geldiği şarkının izini sürdük: Şarkının söz ve müziği Koray Albayrak ve Enes Yıldırım imzalı. Yıldırım'la yaptığım kısa sohbette şarkının nasıl ortaya çıktığını soruyorum. Albayrak ile yaptıkları sohbetlerin birinde "Cennetten çiçek topluyorum" sözünü bulduklarını anlatıyor. Uzun yıllardır arkadaş olan ikili sonrasında da telefon görüşmeleriyle şarkıyı tamamlıyorlar. Yıldırım "Tümü sözlere dökülmese de elbette şarkının içinde gerçek duygular, yaşanmışlıklar var" diyor. Hem melodik hem de sözler anlamında farklı bir şarkı yaptıklarının da ilk baştan itibaren farkında olduklarını söylüyor. Şarkı bir yıl kadar önce tamamlanıyor. İlk yorumlayan Şahin İnan. Belli bir kitleye ulaşıyor ama o kadarla sınırlı kalıyor. Daha sonra Albayrak ve Yıldırım'ın arkadaşı olan Bilal Sonses şarkıyı dinliyor. İnan'ın önünü kesmemek adına şarkıyı cover'lamak için iki ay kadar bekliyor. Videoyu YouTube'a yükledikten sonra şarkının dinlenme sayısı 20 milyonu buluyor.
MERSİN'DE YAŞIYOR
Şarkıyı sesinden dinlemeyi sevdiğimiz bir başka isim ise Zehra Gülüç. 21 yaşında, Mersin'de yaşayan bir genç kız. Güzel sanatlar lisesinde okumuş, güzel sanatlar fakültesi müzik bölümünden mezun olmuş. Kendisiyle sosyal medya üzerinden sohbet ettim. Tek hayatı müzik. Şarkı söylemeyi çok seviyor. Yan flüt ve piyano çalıyor. "Hiçbir beklentim olmadan şarkıyı kaydedip YouTube hesabımdan paylaştım. Aylar içinde birden patlayıp çok sevildi. Ve bu beni fazlasıyla mutlu etti." Aldığı güzel yorumların kendisini motive ettiğini söylüyen Gülüç, "Büyük kitlelere ulaşmak sesimi duyurmak istiyorum" diyor. Son olarak belirtelim şarkıya remix yapan DJ Alper Eğri ile Gülüç birbirlerini tanımıyor.