Bilinen yemeklerin büyük kısmı anonimdir. Bir de soyu sopu belli olanlar var. Carpaccio, tarte tatin, brownie, eggs Benedict gibi sevdiğimiz yemeklerin nerede, nasıl üretildiklerini de bilmek ister misiniz?
EGGS BENEDİCT'İ ŞEF DEĞİL BORSACI BULUYOR
Eggs Benedict aslında hollandaise (yumurta sarısı, eritilmiş tereyağı ve limon suyu) sosla servis edilen bir tür poşe yumurta. New York'un ünlü oteli The Waldorf Astoria'da ilk kez servis ediliyor. Ama bulan kişi otelin efsanevi şefi Oscar Tschirky değil, otelin müdavimlerinden borsacı Lemuel Benedict. 1894 yılına sık sık otele gelip poşe yumurta, kızarmış ekmek ve hollandaise sos sipariş veren Benedict'in ardından şef biraz değişiklik yaparak bu yemeği menüye koyuyor. Kısa sürede ise dünyaca ünlü tariflerden biri olarak yerini alıyor.
ADINI RESSAMDAN ALIYOR
Carpaccio'yu ilk yapan kişi Venedik'te San Marco Meydanı'nın hemen arkasındaki küçücük Harry's Bar'ın efsanevi sahibi Giuseppe Cipriani. Ülkemizde de açılan Cipriani restoranlarının da kurucu kendisi. Carpaccio'nun hikayesine gelince. 1931 yılında o dönem sosyetenin uğrak mekanlarından biri olan Cipriani'nin müşterilerinden biri de kontes Amalia Nani Mocenigo imiş. Kontesin pişmiş eti sindirememe hastalığı varmış. Ama görgü kuralları gereği restorana gidip çiğ steak ısmarlayamayacağı için Cipriani'den kendisi için bir yemek hazırlamasını rica etmiş. Cipriani de dana etlerini incecik doğrayıp hardal sosla süsleyip servis etmeye başlamış. Yemeğin adını da resimlerinde kırmızı renge ağırlık veren Rönesans ressamlarından Vittore Carpaccio'dan esinlenerek koymuş.
TESADÜFEN ORTAYA ÇIKAN TART
Tarte tatin yazarken bile iştahım kabarıyor. Bu tartın özelliği önce meyvelerin şekerle karamalize edilmesi. Sonrasında yumuşacık hamurun içine giriyor. Fransa'da Lamotte-Beuvron'da Hotel Tatin'den adını alıyor. 20. yüzyılda oteli ve mutfağı işleten kız kardeşler Stephanie ve Caroline Tatin tarafından geliştiriliyor reçetesi. Stephanie bir gün tart yaparken hamuru koymayı unutup en üste ekliyor. Pişince de ters çevirip müşterilerine servis ediliyor. O kadar seviliyor ki kısa sürede namı ülkeye yayılıyor. Hatta Paris'in en ünlü restoranlarından Maxim's'in sahibi sırf tatlıyı yemek için Hotel Tatin'e gidiyor. Ve tarifi öğrenip kendi restoranında da servis etmeye başlıyor.
PASTA YOKSA BROWNİE YİYİN
"Pasta desen değil, tart desen değil..." Brownie reçetesini ilk bulan ABD'li iş kadını, hayırsever Bertha Palmer tam da böyle tanımlıyor brownie'yi. 1893 yılında Chicago'da gerçekleşecek bir konferans öncesi The Palmer House otelinde şefle birlikte mutfağa girip misafirlere sunmak için özel bir tatlı bulmaya çalışıyor. Tart gibi kesince dağılmasın ya da pasta kadar yumuşak olmasın istiyor. Tek lokmalık, minik ama leziz bir lezzet olsun diye çalışıyor. İçine ceviz, üzerine de kayısı koyuyor. Birkaç yıl sonra ise bu lezzet ünlü yemek kitaplarında yer alıyor. Sonrasında ise dünyaya yayılmaya devam ediyor. Bugün Hilton çatısında hizmet veren The Palmer House'ta hâlâ orijinal reçeteyle brownie yapılıyor.