İstanbul'un en güzel semtlerinden Arnavutköy'ün sokaklarında bir kuş misali gökyüzünde süzülerek geziniyoruz. Her yanı çiçeklerle çevrili rengarenk balkonunda Ayla Çelik kucağında güzeller güzeli kedisi ile "Mecbur, mecbur. Bu hayat hep mi mecbur?" diyerek şarkısını söylüyor. Sonra başka balkonlar, bahçeler çıkıyor karşımıza. Çiçekleriyle ilgilenenler, kahvesini yudumlayanlar, dans edenler, çocuklarıyla oynayanlar, kediler, köpekler... Herkes mutlu, herkes huzurlu...
Türk pop müziğinin sevilen şarkı yazarı ve yorumcularından Ayla Çelik, Daha Bi' Aşık albümünün üçüncü video klibini Mecbur adlı şarkısına çekti. Sadece Arnavutköy değil, İstanbul'un farklı semtlerinde tamamı drone ile kaydedilen çekimler üç günde tamamlandı. Fatih Ahmet Kaya'nın yönettiği klipte Çelik'in komşuları, ailesi ve arkadaşları da yer aldı. Çelik'le izleyenlerin içini ferahlatan klibini konuştuk.
- Birçoğumuz ailelerimizden uzak günler geçiriyoruz. Bu dönemde belki de en büyük dayanağımız komşularımız. Siz de bunu hissediyor musunuz?
- Tabii ki bunu hissediyorum. Ama bu benim unuttuğum değil, yaşadığım, hissettiğim, çocukluğumdan beri çok şükür sahip olduğum bir şey. Komşuluğun kıymetini bilir, çok da severim.
- Bu klip de komşuluğun kıymetini hatırlatan sahnelere sahip...
-Bu klip komşuluğun değerini insanlara hatırlattıysa sadece bunun için bile çok memnun olurum. Çünkü çok kıymetli bir şey. Ben küçüktüm, annemin birçok komşusu vardı. Onların elinde büyüdüm. Uzun yıllar onlar bizim, biz onların acısına sevincine ortak olduk. Şimdi benim de komşularım var. Bu çok iyi bir şey. İnsana kendini iyi hissettiren bir duygu.
- Klipte komşularınıza da yer verme fikri nasıl ortaya çıktı?
- Hepimiz evlerde olduğumuz için klibi önce evde çekmeyi düşündük. Sonra benim aklıma klibi drone'la çekme fikri geldi. Yan komşuyu çeksek, arkadaşlarımızı çeksek gibi... Fikirler üst üste eklendi. Herkes çok severek katıldı. Bakkalımızı bile aradım, sizi de çekeceğiz diye... Çok tatlı bir çalışma oldu.
- Komşularınızın tepkisi ne oldu?
- Herkesin mutlu olduğunu gördüm. "Bizi dahil ettiğin için çok mutlu olduk. Hayatımıza renk geldi" dediler. Herkes evde o kadar bunaldı ki... Gerçekten de insanların hayatına bir cıvıltı geldi o an için. Beraber bir şey yapma duygusu özellikle çok iyi geldi.
- Karantina dönemini bir sanatçı olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bu dönemi ben kimseden farklı değerlendirmiyorum. Bu dönemin bir taraftan da güzelliği bu galiba. Her kim olursa olsun, şartları her ne şekilde olursa olsun hepimizin endişeleri, beklentileri aynı. Herkes ayrı ayrı evlerde aynı şeyi düşünüyor, aynı şey için dua ediyor. O yüzden bu dönemin beraberlik duygusunu yükselttiğini düşünüyorum. Ayrıca daha kıymet bilir olduk. Bugünün işini yarına bırakmamayı da sanırım öğrendik.