Bir yanda herkesin birlikte çalışmak istediği Türkiye'nin en yetenekli prodüktörlerinden Ozan Doğulu. Diğer yanda şarkı söyleme hayalleri kuran güzeller güzeli Hera Aslan. Onlarınki tam anlamıyla bir ilk görüşte aşk hikayesiydi. Müzik onları birleştirdi, bir daha da ayırmadı. İlişkilerini hiç inkar etmediler ama ilk günden itibaren de gözlerden uzak yaşadılar. Salgın döneminde karantina günlerini Bodrum'daki evlerinde geçiren çift, bu dönemi müzik üreterek değerlendiriyor. Ozan Doğulu harika bir ev stüdyosu kurmuş. Spora vakit ayırmayı da ihmal etmiyorlar. Evden de sokak hayvanlarını beslemek için çıkıyorlar. "Gülmediğimiz tek bir gün bile yok" diyen çift, birlikte ilk söyleşilerini SABAH Cumartesi'ye verdi. Ve söyleşinin fotoğraflarını da kendileri çekti.
- Tüm dünya evine kapandı. Kimi vakit geçirmek için yemek yapıyor, kimi resim… Siz neler yapıyorsunuz?
- Hera: Açıkçası bu süreç bana biraz da iyi geldi diyebilirim. Kendime yöneldim, hayatın akışına kapılıp ihmal ettiğim ama bir yandan da özlediğim şeyleri yapmaya çalışıyorum. Resim çiziyorum, değişik tatlar deniyorum. Ozan'la birlikte spor yapıyoruz ve tabii ki yeni besteler de ortaya çıkıyor.
- Ozan: Ben de bahçe ve ev işleriyle ilgileniyorum, terapi gibi geliyor. Salgın öncesi yoğun çalıştığım için mangal bile yapamıyordum, şimdi mangalı kendim yakıyorum. Olabildiğince de spor yapmaya çalışıyoruz. Şu sıralar kickbox'a merak saldım.
- Karantina döneminde sizi neler zorluyor, kaygılandırıyor?
- Ozan: Böyle durumlardan ilk olarak eğlence sektörü etkileniyor. Açıkçası uzun süreçte çalışamamak beni kaygılandırıyor.
- Hera: Tabii ki aile özlemi de fazla. Onları istediğimiz an göremiyoruz. Bu da zor geliyor.
- Müzisyenler üretim aşamasında genellikle yalnız çalışmayı tercih eder. Bu yüzden sosyal izolasyona alışkınsınız diyebilir miyiz?
- Ozan: Daha izole olduğumuz doğru ama stüdyoya gelen giden sanatçı arkadaşlarımız olduğu için kendimizi çok da koruyamıyorduk. Onun dışında düzenleme yaparken yalnız çalışmak zaten tercihim.
ELEKTRONİK MÜZİĞE YÖNELDİM
- Bu dönemde yaptığınız şarkıları ileride duyacak mıyız?
- Hera: Aslında birkaç bestemi Ozan düzenledi bile. Hatta klibi de kendi imkanlarımızla Ozan çekecek. Bittiğinde paylaşacağız.
- Ozan: Uzun zamandır yapmayı istediğim elektronik müziğe yöneldim. Bununla ilgili kendi yaptığım bestelerden setler hazırlıyorum, çok keyifli geçiyor. Ayrıca enstrümantal çalışmalarımı toparlayıp albüm çıkarmayı da düşünüyorum.
- Salgın dönemine denk gelen çalışmalarınızda hangi duygular hakim?
- Hera: Şu an dünyaca keyifli bir durumda olmadığımız için ben de daha duygusal bir ruh hali içindeyim. Ama bir yandan da sürekli Ozan'ın yaptığı elektronik müziklerle eğlenip dans ediyorum.
HİÇ SIKILMIYORUZ
- İnsanın sevdiği kişiyle bile olsa 24 saatini birlikte geçirmesi hiç kolay değil. Siz bu günleri huzurlu geçirmek için neler yapıyorsunuz?
- Ozan: İkimiz de iç huzuru olan, sevgi dolu ve eğlenceli insanlarız. Yan yanayken sıkılmak mümkün olmuyor. Beraber spor yapıyoruz, oyun oynuyoruz. Bunların dışında zaten müzik bir parçamız. Yapacak ve eğlenecek bir şey illaki buluyoruz. Gülmediğimiz bir gün bile yok.
- Hera: Bence karantinanın bize bir etkisi olmadı. Zaten hep böyle yaşıyoruz ve mutluyuz. Arada sevgi ve aşk olunca sabır ve hoşgörü ile her şeyin üstesinden geliniyor.
- Bu dönemde en çok ne yapmayı özlediniz?
- Ozan: Kızlarımı ve ailemi çok özledim. Görüntülü konuşmalar yaparak bu özlemi dindirmeye çalışıyoruz.
- Hera: Ben de ailemi çok özledim. Onun dışında kesinlikle sahnede şarkı söylemeyi çok özledim ve bunun ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anladım.
- Salgın ve karantina size hayatla ilgili ne öğretti?
- Hera: Yaşadığımız her anın ne kadar değerli olduğunu, daha çok şükretmemiz gerektiğini ve en önemli şeyin sağlığımız olduğunu anladım. Evrenin bize mesajıydı bu. Sosyal medyadaki haberlerden ve normal hayatta gördüklerimden bu süreçte doğadaki diğer canlıların ne kadar mutlu yaşadığını gördüm. Herkes bundan sonraki hayatında kendine çeki düzen vermeli. Daha iyi bir insan olmaya çalışmalı.
- Ozan: Her günü hayatımızın son günüymüş gibi keyifli yaşamamız ve her şeyi kafaya takmamamız gerektiğini anladım bu süreçte.
- Yeni normal olarak adlandırılan döneme geçişte bizi sizce nasıl bir dünya bekliyor?
- Ozan: Eskisinden daha bilinçli bireyler olacağımızı, sosyal mesafeyi korumanın alışkanlık haline gelip salgından sonra da daha dikkatli davranacağımızı düşünüyorum. Hemen eski tat olur mu emin değilim, ama şu anda herkesin eğlenmeye ihtiyacı var. Bir anda yine herkes kendini sokağa atabilir.
NORMALE DÖNMEK ZAMAN ALACAK
- Müzik sektörü bu dönemden nasıl etkilenir?
- Ozan: Bu salgından en çok müzik sektörü etkilendi, düzelmesi de zaman alacak. Üretim şekillerinde bir değişik olmaz ama sektörün hemen normale döneceğini düşünmüyorum. Ne mekanlar eskisi gibi o kadar insan alır, ne de konserlere binlerce kişi gelir.
- Sizinle geçen hafta DJ David Şaboy'un online yayınında karşılaştık. Yayınları sık sık izliyor musunuz?
- Ozan: Çok keyifli bir yayındı. Fakat her zaman takip edemiyorum. Bu yayınların yapılması bazen iyi ama çok fazla yapılmaması gerektiğini düşünüyorum. Normal hayatta binlerce insanın dinlemeye gittiği bir şarkıcının ya da DJ'in yayınında bazen çok az kişi oluyor. Bu da imajı biraz zedeliyor diye düşünüyorum.
- Hera: Sosyal medyayı biraz zayıf kullanıyorum. Yayın yapma konusunda pek isteğim yok sanırım. Fakat yayınına katılıp izlemeyi sevdiğim arkadaşlarım da oldu bu süreçte. Eğlenceli buldum.