Günde elinizi yüzünüze kaç kere değdiriyorsunuz? Bugünlerde en çok konuşulan filmlerden 2011 yapımlı Contagion (Salgın) filminde Kate Winslet'ın oynadığı doktor karakterinin repliğine göre bir insan günde ortalama 2 bin ile 3 bin kez yüzüne dokunuyor. Filmde bu repliğin dayanağı gösterilmiyor. Bu sonuç bir araştırmadan mı alınmış belirtilmiyor. Ama pek çok insan sürekli elini yüzüne götürdüğünü ve bu rakamın gerçek olabileceğini düşünüyor.
Journal of Occupational and Environmental Hygene'in (Çevre Hijyeni Dergisi) yaptığı araştırmaya göre ise bir insan bir saatte ortalama 15.7 kez elini yüzüne değdiriyor.
Ama alışkanlıklar yapıldıkça artan ve zaman içinde değişen özellikler. Örneğin şu sıra hiç olmadığı kadar elimizi yıkıyor ve yüzümüze değdirmemek için çaba sarf ediyoruz.
Covid-19 salgını ile hayatımıza giren ve hayatımızdan çıkan daha pek çok alışkanlığımız var.
Sosyal, kültürel ve hijyen konusunda farklı uygulamaları hayatımıza sokmaya başladık.
Boster Biological Technology şirketindeki uzmanlar bir şeyi sürekli yapmaya başladığımızda onun kas hafızasına dönüşeceğini ve kendiliğinden yapmaya devam edeceğimizi söylüyorlar.
Buna göre de yaşamakta olduğumuz pandemi sonrası pek çok farklı alışkanlığımızın oluşacağını iddia ediyorlar. Haksız da sayılmazlar. Örneğin kim apartmanındaki asansör düğmesine korkmadan basabiliyor ki? Ya da bundan sonra basabilecek… O halde gelin, günlük hayatımızın parçası olacak yeni alışkanlıklar nelermiş bir bakalım...
AÇIK BÜFELERE VE ÇEREZLERE DİKKAT!
Bir içecek söylediğinizde yanında gelen ikram çerezler ne güzel gidiyor değil mi? Ama bu da artık tarih olacak gibi duruyor. Havalimanı lounge'larında ya da barlarda ortaya gelen karışık kuruyemişleri alıp yemeye kaç kişi cesaret edebilir ki artık? Aslında birçok kişinin elini soktuğu bu kuruyemiş kaseleri hiçbir zaman sağlıklı değildi. Ama pandemi öncesi pek çok kişi bunu düşünmüyordu.
Peki açık büfelerin de sonu olabilir mi? Uzmanlara göre pek çok kişinin tuttuğu servis kaşıklarını ya da maşalarını tutmak da cesaret istiyor. Kısacası açık büfede dönemi de sekteye uğrayacak gibi duruyor.
RESTORANLARDA HİJYEN TABELALARI
Restoran sektörü de en fazla değişimin yaşanacağı alanlardan. Restoranların finans yönetimlerini yapan inKind şirketinin kurucusu Johann Moonesinghe evlere servis ve paket servis hizmetlerinin önümüzdeki yıllarda daha da büyüyeceğinin altını çiziyor. Salgının başlarında restoranlara gelen kapasite azaltma ve masalar arası en az 1 metre koyma kurallarının da rutine bineceğini belirtiyor. Ama en önemlisi artık bütün işletmelerin hijyen kurallarıyla ilgili tabelalar asacağını söylüyor. Müşteriler ise hijyen tabelası olmayan yerlere gitmekten çekinecekmiş.
EL SIKIŞMA TARİH Mİ OLACAK?
Pandemi sonrasında toplumsal normlar arasında en büyük değişiklik el sıkışma şeklimizde oldu. Birbirimizi selamlama yöntemlerimiz sosyal mesafe ile birlikte farklılaştı. Aslında birçok kişi bu durumdan memnun. Mekan sahibi ve işletmeci bir arkadaşımla konuştum. "Mekanda olduğum süre boyunca yüzlerce kişinin elini sıkıp, öpmek durumunda kalıyorduk. Pandemi olmasa da gribi var farklı hastalıklar var. Sonra eve ailemizin yanına gidiyoruz. El sıkma ve öpüşme olayına mesafe konması iyi" yorumunu yaptı.
Araştırmaya göre el sıkışmak, sarılmak, çak yapmak ve öpüşmek artık kaçındığımız hareketler arasında başı çekiyor. Onun yerine elimizi göğsümüze, kalbimizin üstüne götürmek, başımızla selam vermek gibi yeni yöntemler geliştirdik. Pandemi sonrası da bu durumun devam edeceği, Hollanda gibi üç kez yanaktan öpen toplumların da bu duruma adapte olacağı düşünülüyor.
Dirsek ya da ayak tokuşturmak da yeni selamlaşma yöntemleri arasında yerini alacak.
ASANSÖRDE KART KULLANIMI
Bu yazıyı yazmaya başlamadan yarım saat önce babam onun için yaptığımız market alışverişini almak için bize geldi. Sokağa çıkma yasağına dahil olmadığını belirteyim hemen. Yine de markete gidip alışveriş yapmıyor. Eldiveni ve maskesini takıp benim kapı önüne bıraktığım torbaları alıp gidiyor. Bizim site girişinde ise güvenlik kapısı var. Güvenlik kodunu tuşlamak gerekiyor. Elinde eldiven olduğu halde bozuk para ile şifreyi girdiğini anlatıyor. Sitede az sayıda ev olmasına rağmen tuşlara basmaktaki çekincesini dile getiriyor.
İşte bu durum sadece kapılarda değil başta asansör olmak üzere toplu kullanılan pek çok yerde karşımıza çıkacak. ATM'ler de bunlar arasında en yaygın olanı.
Uzmanlara göre asansör düğmelerine dirseğimizle dokunacağız. Ya da kalem, bozuk para gibi başka bir eşyanın yardımıyla tuşlara basacağız.
Yeni akıllı evler ise teknoloji ile bu sorunu çözecek. Asansöre kartınızı okuttuğunuz an asansör direkt olarak sizin oturduğunuz kata çıkacak.