Henüz daha dört yaşındayken eline aldığı gitarın müzik hayatını şekillendireceğinden habersizdi. Ama ailesi onun müziğe yatkınlığını keşfetti ve bu doğrultuda onu yönlendirdiler. Çağla Karaali'nin müzik macerası böyle başladı. Çağla altı yaşında Devlet Konservatuvarı'nda piyano bölümüne başladı. Konservatuvara ait olmadığını anlayınca eğitimini yarıda bıraktı. Bu esnada gitar eğitimine devam etti ama hep içinde beslediği şarkı söyleme isteğini nihayet filizlendirdi. Misafir olarak gittiği caz atölyesinde caz vokale meraklandı, herkes gibi kendisine yöneltilen eğitim modelinden meslekler seçmek yerine örgün öğretimi bırakarak açık liseye yazıldı.
Karaali, hayalinin peşinden giderek derece yaptığı Genç Caz Vokal Yarışması'yla Türkiye'yi, Letonya'nın başkenti Riga'da düzenlenen Jazz Stage Yarışması'nda temsil edecek. Yakın arkadaşlarıyla beraber kurduğu müzik grubu JAPA ile müzik hayatına devam ederken biz de Çağla Karaali'yle buluşarak hikayesini konuştuk.
- Herkes öğrenmek için okula gidiyor siz ise "Öğrenmek için okulu bıraktım" demişsiniz. Okulu neden bıraktınız?
- Kendime vakit ayırmak, en başta da günün sekiz saati okula gidip programda ne varsa onu yapmak değil, kendi öğrenmek istediklerimi öğrenebilmek için bıraktım okulu.
- Okulu bırakmanın size nasıl etkileri oldu?
- Sabah kalktığımda o günü nasıl geçirmek istiyorsam, o gün neler çalışmak istiyorsam günümü öyle planlayabiliyorum ve vaktimi daha verimli kullanabiliyorum.
- Okulu bırakmanıza ailenizin ve çevrenizin tepkisi nasıl oldu?
- Genel olarak ailem destek çıktı. Çevremin tepkisi ise değişkendi "Çok doğru bir karar verdin" diyerek beni destekleyenler ve kararımın kendilerine çok yanlış geldiğini belirtenler de oldu. Arkadaşlarımın çoğu da destek oldular...
- Kendinizi müziğin içinde bulma süreci nasıl gelişti?
- İlk olarak gitar dersleri aldım Dört yaşımdayken fakat bir yandan da hep şarkı söylemek istiyordum. Daha sonra altı yaşımda konservatuvara girdim ama bir sene sonra oradan çıkmak istedim çünkü klasik müzik odaklı ve çok disiplinli bir eğitim vardı yaşım da küçük olunca kaldıramadım. Sonrasında caz vokal ilgimi çekmeye başladı ve standartlar üzerine yöneldim. Bahçeşehir Üniversitesi Caz Sertfika Programı'na girerek Cem Aksel'den davul dersleri almaya başladım, bir süredir hem davul çalıp hem de vokal yapıyorum.
- Sekiz yaşınızdayken kendinizden yaşça büyüklerin olduğu bir grupta solist olarak yer aldınız. Bu size neler hissettirdi?
- Social Inclusion Band bir sosyal sorumluluk projesiydi. Benim için müthiş bir fırsattı, birçok iyi müzisyenle aynı sahneyi paylaşma şansı yakalayabildim o proje sayesinde.
- Peki, şu anda neler yapıyorsunuz?
- Vokal olarak yer aldığım caz punk projesi olan DAEM bir de JAPA isimli kendi projem var, çok yakın olduğum iki arkadaşımla beraber kurduğumuz bir trio. Bu trio caz ve modern parçaları da aranje ettiğimiz bir proje.
- Genç Caz Vokal Yarışması'nda derece almanızla Letonya'da düzenlenen Riga Jazz Stage'de Türkiye'yi temsil hakkı kazandınız. Bunun sizin için anlamı nedir?
- Benimle aynı ilgi alanına sahip ve bu konuda çaba sarf eden akranlarımla tanışacak olmak beni çok heyecanlandırıyor. Farklı geleneklerden gelip birlikte müzik yapacağız...
- Gelecekte müziğe dair planlarınız neler?
- Çok uzun vadeli planlar yapmadım ve yapmayı düşünmüyorum ama şimdilik benim için önemli olan, yeni kurduğumuz triomuz JAPA. Onu geliştirebilmek, hedefimiz olan mekanlarda sahne alabilmek, beraber bizi heyecanlandıracak yeni müzikler çıkarabilmek diyebilirim.