Müzikle bilimi ve teknolojiyi birleştirmek son yıllarda müzisyenlerin yeni oyun alanı. Sınırları genişletmek, yeniden çizmek, engelleri aşmak onları fazlasıyla heyecanlandırıyor. Özellikle elektronik müzik sahnesinde tanıklık ettiğimiz görsel ve işitsel şovlara kimi zaman pop yıldızlarının sahnesinde de rastlıyoruz. Artık dumanlar eşliğinde yerin altından asansörle sahneye çıkmak fazlasıyla demode bulunuyor. Yapay zeka, kodlama ve bilimsel teoriler... İşin içine matematik de giriyor, biyoloji de... Bilgisayarlar, müzisyenlerin en gözde enstrümanı olarak kuruldukları tahtın keyfini çıkarıyor.
Geçen hafta sonu geç saatlerde yüzlerce kişiyle birlikte Zorlu PSM'deki 24x6 metre ölçülerindeki dev LED ekranın önünde toplanıyoruz. Bir süre sonra ekranda rakamlar, noktalama işaretleri, anahtar kelimeler ve geometrik şekiller beliriyor. Kullandıkları ses ve görüntü hammaddelerini eş zamanlı olarak programlayarak (live coding) canlı performansa dönüştüren, Selçuk Artut ve Alp Tugan'dan oluşan R.A.W., Sonar İstanbul festivali kapsamında etkileyici bir performans gerçekleştiriyor.
Artut ve Tugan'la aynı yolda yürüyen başka müzisyenler de var. Onlar da akustik ve elektronik enstrümanlar yerine beste yaparken kodlamayı kullanıyor. Laptop'larıyla sahneye çıkıyor, bir programlama arayüzü açıp melodileri adeta inşa ediyorlar. Bu şovlar live coding ya da algorave olarak isimlendiriliyor ve festivalleri bile yapılıyor. Hatta üç boyutlu yazıcıyla müzik yapanlar da var.
Yine aynı festivalde bu kez bir başka sahneye geçiyoruz. Bu kez karşımızda hem görsel şovları hem de DJ performansları ile tanınan Darren Cunningham yani Actress var. Son projesinde kendisine yapay zeka tabanlı bir karakter olan Young Paint eşlik ediyor. Ekranda robotumsu bir fiziksel görüntü ile beliren, Cunningham'ın seslerini öğrenen ve yeniden yorumlayan bu karmaşık programın şovuna şaşkınlıkla tanıklık ediyoruz.
ESKİ GENETİKÇİ
Festivalin en büyük sahnesinde ise setin başında eski bir genetikçi olan Max Cooper var. Çalışmalarında bilimsel araştırmacılar, genetikçiler, matematikçiler ve görsel sanatçılarla işbirliği yapan DJ, prodüktörün görsel ve işitsel şovu, sahnenin arkasındaki ve tavandaki LED ekranlardan bize yansıyor. Rengarenk lazer ışık gösterileri atmosferi daha da etkileyici hale getiriyor. Doktorasını işlemsel biyoloji alanında yapan Cooper, kompozisyonlarında bilimsel temaları büyüleyici bir şekilde kullanıyor. Eratosten kalburu, Riemann zeta işlevi, dalgalar, simetriler... Cooper önümüzdeki günlerde Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi CERN'de performans sergilemeye hazırlanıyor.
Elbette birçok kişinin merak ettiği teknolojininve bilimin bu kadar dahil olduğu bir müzikte, işin duygusal boyutunun ihmal edilip edilmediği... Müzisyenler aslında sadece müziğin değil, düşünce ve duyguların sınırlarını da zorluyor. Emin olun öyle performanslar var ki gözyaşları içinde izliyorsunuz... Tıpkı Cooper'ın evrenin hikayesini anlattığı son şovu gibi...
***
Düşsel bir figürün hayatı
Ünlü çizer Mike Allred ve yazar Steve Horton'ın hazırladığı müzik dünyasının ikon isimlerinden David Bowie'nin çizgi biyografisi, Memo Tembelçizer çevirisiyle Türkçe yayımlandı.
Bowie: Stardust, Rayguns&Moonage Daydreams, Bowie'nin alter egosu Ziggy Stardust'ın kariyerinin güncesi olarak kabul edilebilir. Kitapta sanatçının hayatına ve ilişkilerine ilişkin birçok detay bulunuyor. En ilgi çekici ayrıntılardan biri de hikayenin sanatçının 3 Temmuz 1973'te Londra'daki Odeon Hammersmith'te verdiği konserle başlaması. Sıkı hayranlar çok iyi bilirler bu konser, aynı zamanda Ziggy Stardust'ın son performansıdır.