Beyaz Saray'da neler pişiyor, koridorlarından hangi yiyeceklerin kokuları yükseliyor merak ediyor musunuz?
Acaba Amerikan başkanlarının da İngiltere Kraliyet ailesi gibi kuralları var mı?
Beyaz Saray mutfağında uzun yıllar çalışmış Obama, Bush, Clinton gibi başkanlara ve ailelerine yemek hazırlamış şeflerden üç tanesi; Bill Yosses, Andre Rush ve Marti Mongiello Huffington Post gazetesine röportaj verdi. Çalışma saatlerini, başkanların ve ailelerinin favori yemeklerini ve Beyaz Saray mutfağının işleyişini anlattılar.
2006-2014 yılları arasında Beyaz Saray'da çalışan tatlı şefi Bill Yosses "Mutfakta çalışan şefler iki farklı yerden geliyor. Bir kısmı donanmadan gelenler. Diğer kısım ise restoran dünyasından..." diye anlatmaya başlıyor. Yosses, New York gastronomi dünyasında isim yapmışken Beyaz Saray'dan gelen telefonla hayatı değişiyor. 2006 yılında George W. Bush ve ailesi için yemek pişirmesi isteniyor. Barack Obama döneminde de işine devam ediyor. Çalışma arkadaşlarının hepsinden övgüyle bahsediyor: "Halıcılar, borucular hepsi ABD'nin gizli kahramanları. Birçoğu da onlarca yıldır orada. Hepsi gönüllü devlet memurları."
Şef Andres Rush ise emekli asker. Beyaz Saray macerası 1997 yılında Bill Clinton zamanında başlıyor ve kısa aralarla 2018 yılına kadar devam ediyor. Beyaz Saray'da yemek pişirirken çektirdiği kaslı fotoğrafı ile ünlenen şef gizli servisle çalışmaktan çekinmediğini de dile getiriyor. Üçüncü şef Marti Mongiello ise Clinton'ın ilk döneminde 1993-1996 yılında görev almış.
MUTFAK SADECE AİLEYE Mİ YEMEK PİŞİRİYOR?
Peki ama bu şefler sadece başkanlara ve ailelerine mi yemek pişiriyor? Elbette hayır. Ailenin konutu olarak geçen 'residence' bölümü dışında batı kanatta yer alan Oval Ofis, kabine üyeleri ve misafirleri de mutfağın yemek çıkardığı diğer kişiler.
Residence yani ailenin yaşadığı bölümde bir baş aşçı, bir yardımcı şef ile iki ekmek ve tatlı şefi görev alıyor. Aileye ve misafirlerine kahvaltı, öğlen yemeği ve akşam yemeği hazırlanıyor. Genelde başkanlar öğlen yemeklerini Oval Ofis'te alıyor.
ATIŞTIRMALIK YEMİYORLAR
Sekiz yıl görev alan Yosses, başkanların ve kabine üyelerinin hiç atıştırmadıklarını anlatıyor: "Çok ilginç ki Beyaz Saray'da saatlerce çalışmalarına rağmen kimse acıkmıyor. Öğünler arası atıştırmalık isteyen olmuyor. Biz şefler 7/24 çalışmamıza rağmen ekstra bir şeyler isteyen olmuyor. Kimi zamanlar krizler oluyor ve gece 03.00'te herkes ayakta oluyor. Ama hiçbiri acıkmıyor."
DEVLET YEMEKLERİNDE 10 KİŞİ BİR TABAĞI HAZIRLIYOR
Beyaz Saray'ın meşhurdur devlet yemekleri. Farklı ülkelerin politikacıları ve onları onurlandırmak adına ünlü yıldızlar katılır. Yosses "Bu yemekler mutfakta baskıya yol açıyor. 10 kişi sadece bir tabağı hazırlamakla uğraşabiliyoruz. Sürekli birileri gelip yemekleri kontrol ediyor" diye anlatıyor.
ROKETATARLAR VE SİLAHLAR EŞLİĞİNDE
İtalyan-Amerikan asıllı olan Şef Mongiello 1990'lı yılların sonunda İtalya başkanı, Sophia Loren gibi isimlere yemek hazırken arkadaşı şef Michael Lomanco'nun hayrete düştüğünü anlatıyor: "Daha önce hiç silahlar etrafındayken yemek hazırlamadığını söyledi. Ben de ona 'Bu gördüklerin sadece görmeye iznin olanlar' dedim."
CLINTON AİLESİ REÇELCİ
Yosses tatlı şefi olarak özellikle Obama ailesinin turtaları çok sevdiğini söylüyor. Yazın meyveli turta kışın muzlu ve çikolatalı turta yediklerini anlatıyor. Bush ise tam bir tatlı düşkünüymüş. Birçok tatlı severmiş ama onun da favorisi turtaymış. Clinton'ların favori şekerli yiyeceği ise karpuz kabuğu reçeliymiş.
ORTAK ÖZELLİKLERİ TATLI SEVMELERİ
ABD başkanlarının tarih boyunca sevdikleri yemeklere bakarsak birçoğunun tatlı düşkünü olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin George Washington'ın pancake'i andıran mısır unu, su ve tuzla pişirilen hamur işlerini üzerine bal dökerek tüketmeyi çok sevdiği biliniyor.
James Madison'ın tartışmasız en sevdiği yiyecek ise dondurma.
Zachary Taylor ise pudra şekerine bulanmış kızarmış hamurları yemeyi seviyormuş.
Ulysses S. Grant'ın favorisi ise sütlaç.
Theodore Roosevelt'in seçimi günümüz beslenme trendlerine yakın. Steak, Roosevelt için masada olmazsa olmazlardan biri.
Herbert Hoover'in en sevdiği yemek ise bugün hâlâ Şükran Günü masalarını süsleyen bir yemek. Tatlı patates üstü marshmallow başkanın vazgeçemedikleri arasındaymış.
John F. Kennedy tam bir İngiliz gibi beslenenlerden. Favori yemeği ise deniztarağı çorbası. Ama bunu Ney York usulü domatesli olarak tüketmeyi sevenlerden.
Ronald Reagan'ın renkli atıştırmalıkları çok sevdiğini biliyor muydunuz? Favorisi rengarenk şekerler. Hatta bir kere de Beyaz Saray için 300 bin adet ısmarladığı biliniyor.
Bill Clinton'ın tatlı dışında fast food sevdiğini duymayan kalmadı. Özellikle de cheeseburger sevdalısı. Tabii hepsi vegan olmadan önceki beslenme şekli.
George W. Bush da cheeseburger ve pizza sevenlerden...
Barack Obama'nın turta dışında başka sevdiği yiyecek ise Meksika mutfağından nachos.
Donal Trump da fast food düşkünlerinden. Öyle ki Beyaz Saray dışında uçağına da çok kez fast food getirtmişliği var. Burger King ve McDonalds'ın favorileri arasında olduğunu bile açıkladı.
KEŞİF NOKTASI: KİTAP KOALA
Avrupa'da, ABD'de en sevdiğim yerler kitap kafeleri... Tek başıma saatlerimi geçirebilirim. Bizde de sayısı yeterli olmasa da oldukça iyi olanlar var. Şimdi olanlara bir yenisi eklendi. Tüm karını sokak hayvanlarına harcayan bir kitap satış sitesi olarak yola çıkan Kitap Koala, Nişantaşı Şakayık Sokak'ta ilk kitapevi ve kafesini açtı. Benim kafeden haberdar olmam ise aynı sokakta yer alan doktor randevum sırasında gerçekleşti. Kafenin toplantı ve etkinlik odaları da var. Sanırım yazının girişinden tahmin edeceğiniz üzere burası hayvan dostu bir mekan. Kafe kısmında çok geniş bir menü yok. Tatlı-tuzlu atıştırmalıklar ve kahve çeşitleri bulunuyor. Pazar hariç sabah 08.00'de açılıyor 22.00'de kapanıyor. Pazarları ise bir saat geç açılıp erken kapanıyor. Çok yakında bir de hayvan barınağı ve kliniği projelerini hayata geçireceklermiş. Keşfedilmeyi kesinlikle hak ediyor...
ŞEHRİN YENİLERİ: DUDU LOUNGE-MUAMMA
Ataşehir'e bambaşka bir soluk kazandıran bir AVM Watergarden. Aslında tam 'AVM' demek de yanlış olur. Alışveriş kadar hatta ondan fazla yeme- içme yeri var. İster tiyatro seyredin ister şov havuzundaki gösterileri. Çok sevdiğim birçok mekan var Watergarden'da. Nostalji Sokağı ve Meksika mutfağı Ranchero favorilerim arasında. Son olarak iki yer daha eklenmiş. Dudu Lounge ve Muamma... Dudu Tiyatro içinde açılan Dudu Lounge'ta kahvaltıdan akşamüstü aperatiflerine günün her saati farklı seçenekler var.
KAÇIRMAYIN: SANAT VE ANTİKA FUARI
14 kuşağından 'd' grubuna, Paris ekolünden çağdaş sanata kadar geniş bir yelpazede ulusla ve uluslararası sanatçıları tek çatı altında buluşturan İstanbul Sanat ve Antika Fuarı çarşamba günü start aldı ve 23 Şubat Pazar akşamına dek devam ediyor. İstanbul Kongre Merkezi'nde ziyaretçilerini ağırlayacak olan fuarda sanat galerilerinin yanı sıra Türkiye'nin önemli antikacıları da katılıyor. Sanat ve antika anlamında yeni bir başlangıç sağlayacak fuara 50 binin üzerinde ziyaretçi gelmesi bekleniyor. Bilet fiyatları hafta sonu günlük 60 TL.