Gelecek yıl meslek hayatında 25. yılını kutlamaya hazırlanan Gökhan Tepe ile dört yıl aradan sonra tekrar bir araya geldik. Yeni single'ı Asmalı'yı kısa bir süre yayınlayan sanatçıyla bu kez sadece müzik konuşmadık. 2017'de evlenen, geçen aralık ayında da ilk bebeği Denizhan'ı kucağına alan sanatçıyla aile kurmanın hayata ve müziğe bakışını nasıl değiştirdiği üzerine sohbet ettik.
- Asmalı'yı bebeğiniz doğduktan 10 gün sonra yayınladınız. Özellikle mi beklediniz?
- Hiç ilgisi yok. Benim, düzenlemeyi yapan Serkan Ölçer'in yoğunluğu, klip çekimi derken süreç uzadı. Kasımda çıkarmayı planlıyorduk, aralık oldu. Yaradan'ın takdiri, "Önce çocuğunu kucağına al" dedi sanki.
- Sözler Şebnem Sungur imzalı. Birçok şarkıya birlikte imza attığınız bir isim. Keza Ayla Çelik de kimyanızın tuttuğu isimler arasında. Uyumu nasıl yakaladınız?
- 15-20 senedir dostuz. Güzel günlerimiz oldu, acı günlerimiz oldu. Birlikte bir dolu hatıramız var. Sadece çalışma ortaklığı yaptığım değil, hayatı birlikte yaşadığım insanlar aslında. Bu durum birbirini anlamayı sağlıyor. Ortadan ego kalkıyor. Samimiyetten kaynaklı birbirinize yön verebilme şansınız oluyor.
- Artık sevdiğimiz isimlerin özel hayatlarını sosyal medya sayesinde takip edebiliyoruz. Siz özel hayatınıza ilişkin çok fazla paylaşım yapmıyorsunuz. Arada bir mesafe olması gerektiğini düşünenlerden misiniz?
- Mesafelere karşı bir insanım. Ama her insanın da özel hayatına saygı duyulması gerektiğine inanıyorum. Özel günlerimizde eşimle paylaşımlar yapıyoruz elbette. Ben bunu bir dizi film gibi sürekli ön planda tutmayı benimseyemedim.
- Eşiniz Aylin Hanım'ın Instagram paylaşımlarına baktığımda maneviyata önem veren biri olduğunu gördüm. Öyle midir?
- Evet, öyledir. Ve sosyal medyayı benden daha aktif kullanır. Ara sıra bana da takılır, "Daha aktif olmalısın" diye. Onun bu tarafını çok beğeniyorum. Duygularını çok güzel ifade eder. İnsanlara güzel örnekler sunuyor.
- Kendisi de müzisyen. Flüt sanatçısı. Onu sahnede izlemeyi özlüyor musunuz?
- Tabii ki özlüyorum. Beraber aynı sahneyi paylaştık, onu senfoni orkestralarında da çok izledim. İleride de inşallah izlemeye devam edeceğiz.
- Sahnede onu izlerken ne hissediyorsunuz?
- O, bende artık çok oturmuş bir duygu. Çalışındaki samimiyeti hissediyorum. O duyguyu ifade etme biçimi çok hoşuma gidiyor.
- 2017 yılında evlendiniz. Evliliğinizin temelinde hangi değerler var?
- Bizi birbirimize bağlayan en güzel duygu belki de samimiyetti. Bazı şeylerin de adını koyamazsınız. İçten gelir. Ve bu içtenliği onunla hissettim. Aile kurmak, çocuk hayal etmek tabii ki eşimi tanıdıktan sonra içime doğan hisler oldu. Çok şükür bebeğimizi de kucağımıza aldık. Müzik ortamı da evimizde elbette çok hakim.
MERHABA, BEN BABAN
- Anne karnındayken de bebeğinize müzik dinletiyor muydunuz?
- Aylin o konuda biraz daha aktifti. Ben daha çok dışarıdan kendini tanıtmaya çalışan adamdım. "Babacığım merhaba. Ben baban, ses denemesi bir iki" diye... Altıncı aydan dokuzunca aya kadar oğlumla hep sohbet ettim. Ve bunun faydasını da bebeğimiz doğduktan sonra gördük. Sesimi duyduğu anda dikkat kesiliyor ve birçok şeyi anlattığımda dinliyor. Kendince sesler çıkararak yanıt veriyor.
- Denizhan'a nasıl bir baba olmak istiyorsunuz?
- Babalarıyla iletişimi eksik olan bir kuşaktan geliyorum. Babaların konuşarak kendini ifade etmesi eskiden daha zordu. Biz yeni nesil babalar bunu yapmamaya çalışıyoruz. Ben de aktif rol oynamaya çalışıyorum. Onu dinlemeye, onunla konuşmaya çalışıyorum.
- Kimi babalar bebekleriyle yalnız kalınca panikliyor. Eşinizin dışarıda işi çıksa evde Denizhan'la kalabilir misiniz?
- Kalırım. Seve seve hem de. Zaten Denizhan doğduğu andan itibaren bakımına ortak olmaya çalışıyorum. Hatta şöyle anlatayım: 23.00, 23.30 gibi Aylin'i yatırıyorum, sabah 04.00'e kadar bebeğimizle ben ilgileniyorum.
BEBEKTEN ÖNCE BEBEKTEN SONRA
- Sizinle daha önce yaptığımız söyleşide yeni bir melodiyi, bir bebeğin ilk gülümsemesine benzetmiştiniz. Bebeğiniz size ilk gülümsediğinde ne hissettiniz?
- Bana ilk güldüğünde kucağımdaydı. O duyguyu hiçbir şeyle karşılaştıramam. O zaman yaptığım, bir bebeğin gülümsemesi, yeni bir melodi benzetmesi, şimdi zayıf kaldı. O gülümseme bana bütün melodileri, şarkıları unutturdu.
- Evlenmek, bebek sahibi olmak hayata bakışınızı nasıl etkiledi?
- Bebekten önce Gökhan, bebekten sonra Gökhan olarak hayatımı ikiye ayırabilirim. Artık önceliklerim değişti. İyi bir ebeveyn olmak için mücadele veriyorum. Denizhan'ın geleceğini düşünmek çalışma hayatına bakışımı değiştirdi. Daha fazla disipline oldum. Onlara daha iyi bir yaşam sunabilmek için neler yapabilirim, buna kafa yormaya başladım. Denizhan'ın geleceğini düşünüyorum. "Vatana, millete faydalı, mutlu bir insan nasıl olabilir?" tatlı telaşı içindeyim. Şu anda bunları düşünmek bana mutluluk veriyor. Karamsar bir sorumluluk fikri içerisinde değilim. Tabii ki onun sağlığının, mutluluğunun keyfini yaşamaya da çalışıyorum. Çünkü bu anlar geri gelmeyecek. Bu pozitif yüklenme de mutlaka bana üretimimde yeni sahalar açacaktır. Zaten dualarımda da hep "Allahım çocuğum olduktan sonra yepyeni bir hayatın sorumluluğunu bana kolay kıl. Bunu gerçekleştirmeye çalışırken beni yeni bir donanımda hissettir" derdim. Çok şükür dularım kabul oldu.
ÇOK ÖNEMLİ BİR ÖRNEKTİ
- Efsane basketbolcu Kobe Bryant'nın yaşamını yitirmesinin ardından "Bir efsane olmak... Bundan da öte iyi bir insan ve iyi bir baba olmak" paylaşımında bulundunuz. Ne hissettiniz ölümünün ardından?
- İnsanın kendine olan saygısını çalışarak gösterebilmek gibi bir şansı var. Kendin için çalışmak, takım arkadaşların için çalışmak... Hepimiz bu kişilikten ders almalıyız. Maçını izlemek için sabahlara kadar beklerdik. Ve sonrasında çok güzel bir aile yaşantısı olduğunu, sosyal yardım kampanyalarına, insanlığa olan faydasını gördük. Küresel bir efsane olmanın ağırlığını çok iyi taşıdı. Çok önemli bir örnekti.
BEŞİKTAŞ SEVGİSİ HER ZAMAN AĞIR BASMALI
- Beşiktaşlısınız. Takımın bu yılki performansını nasıl buluyorsunuz?
- Bu işte üzülmek de var, sevinmek de. Gerçek bir Beşiktaşlıysanız üzüntülerden öfke duymamalısınız. Beşiktaş sevgisi her zaman ağır basmalı. Bende öyle oluyor. Ama çözüm üretmek de gerekiyor. Beşiktaş'ın çok köklü bir tarihi var. Önümüzdeki yıllarda yine başarılı olduğu dönemleri göreceğiz. Bu yıl için çok hevesli olmamak lazım, Zaman tanımak lazım. Takımın yeni bir oluşuma ihtiyacı var. Çok uzun zamandır süregelen bir kadrosu var. Artık yenilenme zamanı ve bu yenilenme de zamanla olacak.
- Çarşı'nın sosyal yardım kampanyalarını da destekliyorsunuz değil mi?
- Daha önce sosyal medyadan destek veriyordum ama son dönemde yaptığı kampanyalardan birinde bizzat yer de aldım. Çarşı Kadın oluşumunun da maddi durumu yetersiz, okuyan çocuklara yönelik çalışmalarını çok değerli buluyorum. Kesem yettiği kadar ben de destek olmaya çalışıyorum. Eşi benzeri olmayan, örnek alınası bir kampanya. Bu yüzden gurur duyuyorum onlarla.
POP MÜZİĞİN ARTIK YENI BIR İFADE TAKINMASI GEREKİYOR
- Müzik sektörü sürekli bir değişim içerisinde. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Şu anda en çok dinlenen ve yıldızı parlayan müzik türü rap. Birçok müzik dalını da etkilemeyi başardı. Bu müzik türü içerisinde kendini, çağın anlayışını ifade eden ve insanları olup bitenden haberdar etmeye çalışan, farkındalık yaratmaya çalışan birçok oluşum var. Bunları takdir ederek izliyorum.
- 2019 pop müzik açısından pek de verimli geçmedi. 2020 nasıl olur?
- 2019 kısır geçti. Ama pop müzik öldü söylemine karşıyım. Bu, yeniden var olmadan önceki nadas dönemi bence. İnsanlar duygularını tekrar toparlayacaklar, çağa ayak uydurmak için bakış açılarını değiştirecekler ve bunu müziğe yansıtmaları da biraz zaman alacak. Kendi adıma şöyle söyleyebilirim: Asmalı adlı bir şarkı yaptım. Yine köklerimize, Türk müziğine tutundum. Yıllardan beri süregelmiş olan melodi yapımızla bir ifade biçimini seçtim. Ama pop müziğin artık yeni bir ifade takınması gerekiyor. Bunu başarabilen arkadaşlar var. Ben de bu anlamda kendi yolumu nasıl çizerim diye hâlâ düşünmekte ve bir şeyleri oluşturmaktayım. Rap'le birlikte farkındalığı artıran ve günün beklentilerini karşılayan bir ifade biçimi oluştu. 2020 ile birlikte pop müzikte de bir hareket olmasını umuyorum.
- O zaman değişim sizi yoran değil, size enerji veren bir durum?
- Değişim beğendiğim de bir şey. Çağın gereklerine ayak uydurmaya çalışmak heyecan verici. Trendleri takip etmek, size olan yansımasını doğru şekilde ifade etmeyi başarabilmek bence heyecan verici bir maraton, bir yarış. Bu insanı ayakta ve dinç tutuyor.