Süheyl ve Behzat Uygur Tiyatrosu yeni sezon için Süt Kardeşler adlı tiyatro oyununu hazırladı. Afişte Elif Gönlüm'ün ismini görünce şaşırdım. Yakın zaman önce bir çay markası yaratmış ayakları üzerinde duran cemiyet hayatının da önemli isimlerinden Gönlüm'ün kadroya nasıl dâhil olduğunu merak ettim. Behzat Uygur'la konuştum. Uygur, Gönlüm için "Elif'i eksiden beri tanırım. 'Ufacık bir rol bile olsa oynamak istiyorum. Dekor da taşırım her şeyi yaparım' diye geldi. Seçmelere katıldı. İyi bir sahne enerjisi vardı. Rolü kaptı" deyince bu kez provaları izlemek istedim.
Gönlüm provada; bir yandan dans ediyor, bir yandan da çalışkan bir öğrenci gibi can kulağıyla direktiflere uymaya çalışıyordu. İlk kez sahneye çıkıp tiyatro deneyimi yaşayan Elif Gönlüm'le bir araya geldik. Gönlüm, profesyonel olarak oyunculuk yapmaya hevesli olduğunun sinyallerini veriyor. 1950'lerde geçen oyunda Gönlüm'ü hizmetçi Jale rolünde izleyecek seyirci. Bu arada karışıklık olmasın diye bahsetmek isterim ki; oyunun sinemamızın unutulmazları arasında yer alan Süt Kardeşler filmiyle bir alakası yok. Oyuncu kadrosunda Gönlüm'le birlikte Behzat Uygur, Süheyl Uygur, Emine Ün, Nurten İnan, Ömer Yılmaz, Hakan Eke, Mesut Yılmaz yer alıyor. Oyun, 4 Ocak'ta Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde seyirciyle buluşacak.
- Süt Kardeşler adlı oyunla ilk kez tiyatro sahnesine çıkıyorsunuz Ne hissediyorsunuz?
- Üstadımız rahmetli Nejat Uygur'un oynadığı unutulmaz bir oyun Süt Kardeşler böyle bir oyunun deneyimli kadrosunda oyuncu olmaktan öncelikle onur duyuyorum. İlk olan her şeyin duygusu gibi bende çok özel bir yeri var. İlk oyunumda tiyatroyla tamamen bütünleştim. Heyecanla tadını çıkarmayı bekliyor ve farklı yerlerde sahneleyeceğimiz tüm oyunlarımız için şimdiden sabırsızlanıyorum
- Hayatını düzene sokmuş, hali vakti yerinde, markasıyla ciddi işler yapan, iki çocuk annesi bir kadın neden tiyatro yapmak ister?
- Hislerimin rehberliğinde gittim. Çocuklarım çok küçük değiller. Markam ve iş hayatım da oturdu. Sanatın her dalı ruhumu besliyor. Bu yüzden müzik, dans, oyun hayatım boyunca benimle olsun istiyorum. Hislerimle tiyatroyu seçtim. Hayatımın bu ilk oyunuyla esas her şey şimdi başlıyor.
- Süheyl, Behzat Uygur gibi isimlerle aynı sahnedesiniz. Size yaklaşımları nasıl oldu?
- Uygur Tiyatrosu tüm oyunlarıyla sanata, kültüre büyük katkısı olan tecrübeleri ve çalışma anlayışlarıyla oyuncularına gelişme ortamı sağlayan müthiş bir ekol. Onların oyunlarına defalarca gittim. Süheyl ve Behzat Uygur'la tiyatro sahnesini paylaşmaktan çok mutluyum.
- Çalışma sürecinden bahseder misiniz? Zorluk yaşadınız mı?
- Hayır yaşamadım. Sevdiğiniz yerde zorluk yoktur.
- Bazen günlerce sürecek turneler gözünüzü korkutmuyor mu?
- Korkuyla ve kaygıyla yola çıkmadım, adanmışlık var içimde.
- Komedi oyununda oynuyorsunuz, esprili, sizi güldüren insanlar var etrafınızda. Siz de komik misinizdir normalde?
- Normalde ciddi ve ağırbaşlı biriyim. Ama sahnede komiğim.
- Süt Kardeşler oyunundan ve rolünüzden bahseder misiniz?
- 1950'lerde geçen Süt Kardeşler oyununda Jale isimli fütursuz, evdeki kimseyi takmayan tatlı bir hizmetçiyi canlandırıyorum. Rolümle ekip çalışmalarımızı takip ederek Süheyl ile Behzat Uygur'un tüm öğrettiklerini ve istediklerini disiplinle uygulayarak bütünleştim.
- Eşiniz, arkadaşlarınız nasıl karşıladı sizin bu cesaretinizi?
- Sevdiklerim yeteneklerimi ifade ettiğim her alanda beni destekliyor. Eşim Kerem ve özellikle annem çok inanıyorlar, yanımdalar her an
- Cemiyet hayatında da bir yeriniz var. Kendinizi o dünyaya ait hissediyor musunuz?
- Ben dünya insanı olduğumu hissediyorum. Herkesle iletişim kurabiliyorum dolayısıyla bir topluluğun kişisi olmak yerine tüm insanlık için harekete geçen bir toplum gönüllüsüyüm. Aynı zamanda dost biriyim. Değerli dostlarım var benim ve dostlukların nerede oluşacağı nerede karşınıza çıkacağı belli olmuyor ruhsal ve özel bir bağ o.
- Başarı kıskanılır. Siz de kıskanıldığınızı ya da kıskanılan bir hayat yaşadığınızı düşünüyor musunuz?
- Bunlar insani duygular elbette olabilir. Başarı öyküsü yazmak için yola çıkmış her kişi; merak edilir de takdir edilir de, kıskanılabilir de bunlar normal duygular.
- Buna karşı kendinizi nasıl koruyorsunuz? Nazara inanır mısınız mesela?
- Nazara inanırım ve dualarla karşılarım her enerjiyi. Hayatta ne olursa olsun; Varlığıma şükür diyor ve benliğimle olan hizamı sağlamaya çalışıyorum Korunduğumu hissediyorum.
UZUN ZAMANDIR ÇAY KONUSUNDA EĞİTİM ALIYORUM
- Londra'da eğitim aldıktan sonra kurduğunuz Teaelife adlı çay markasından da bahseder misiniz? Bir çay markası kurma fikri, üzerine eğitim almak. Nasıl oluştu bu süreç?
- Sağlıklı yaşam ve şifa üzerine kurduğum bir düzenle birlikte uzun zamandır bunu uygulayabildiğim bir hayatım varken böyle önemli bir şeyi sadece kendim için yapmak bir yerde artık anlamlı olmayacaktı. Çayın en çok geliştiği ve sergilendiği yerlerden Londra'ya gidip UK Tea Academy'de aralıklarla birkaç yıl süren çay eğitimleri aldım. Çay uzmanlığımı aldıktan sonra da çay reçeteleri çıkardım. Bilgilerimi ve yılların çay deneyimini harmanladığım tüm bitkisel karışımlarım birer şifadır. Londra'da işim için kurduğum bir platformum var. Oradan üretimle başta Avrupa olmak üzere dünyaya açılma hedefim var. Uzakdoğu ve Asya ülkelerini çay markamı kurduğum günden bu yana ziyaret ediyorum. Hindistan özellikle çay konusunda ilham aldığım bir ülke. İngiltere'ye ve tüm dünyaya uygun standartları oluşturabileceğimiz imkânlara sahip. Teaelife'ı global bir marka olma planı ile İngiltere menşeili kurdum ve tüm stratejiler, çalışmalar bu yönde gidiyor.
ANALIK HAYATIN ANLAMIDIR
- Biraz annelikten, üç erkekle birlikte yaşamdan bahsedelim... 23 yaşında evlenip 25 yaşında ilk oğlunuzu kucağınıza aldınız... Erken evlenip erken yaşta anne olmanın ne gibi zorluklarını ya da avantajını yaşadınız? - Anne olmanın zorluğu olur mu?
-Cennetin anahtarı ve hayatın anlamı, yaradılışın tamamlanmışlığıdır analık. İki evladıma, canlarına binlerce şükür. Biz anne ve babaları hayata bağlayan; bizi biz yapan; İnsanlığımızı hatırlatan; kendimiz gibi olmayı ve tam gerçeklikte yaşamayı sağlayan en kutsal aracı onlar. Hayattaki güzellikleri, eşi, evliliği, aileyi erken yaşayanlardan olmak en büyük şans.
- Şu an dönüp baktığınızda "iyi ki" mi diyorsunuz "keşke" mi?
- Hep iyi ki. Tevekkül hayata bakışımı anlatır. - Dışarıdan mutlu bir çift olarak gözüküyorsunuz. Mutlu evliliğin size göre belli bir sırrı var mı? Neye borçlusunuz bunu? - Saygı ve samimiyet iki mühim şey. İkisi arasında ince bir çizgi vardır. Her ikisini de dengeli yakaladığınızda ilişkilerin tadı ve boyutu farklı oluyor.