Geçtiğimiz moda haftasının en çok konuşulan defilelerinden biri kesinlikle Sudi Etuz markasının yaratıcısı Şansım Adalı'ya aitti. Unkapanı Plakçılar Çarşısı'ndaki defilesi ve defilede çalınan müzikler en az koleksiyonu kadar şovu takip eden herkesin ruhuna işledi.
Adalı'nın bir dönem müzik dünyasına damga vuran Unkapanı'nda defile yapması boşuna değil tabii. Ne de olsa karşımızdaki moda tasarımcısı kesinlikle son dönemde müzik dünyasında yer alan neredeyse herkesin kalbini çalmış durumda. Markasının ilk tohumlarını yaklaşık 10 yıl önce atan ancak son üç yıldır moda haftasındaki sürekliliği ile Sudi Etuz'u bambaşka bir noktaya getiren Adalı, 2016'dan bu yana moda dünyasının en parlak isimlerinden.
Bilkent Üniversitesi Mütercim Tercümanlık Bölümü'nden mezun olduktan sonra LaSalle Akademi İstanbul'da moda tasarımı üzerine eğitim alan 1982 doğumlu Adalı ile moda ve müzik dünyasını, tasarımlarını ve starları giydirmeyi konuştuk:
- Son dönemde o kadar çok müzik yıldızı sizin koleksiyonunuzdan parçalarla görüntülendi ki... Nedir bunun sırrı?
- Bence defilelerdeki show look'larını çok beğeniyorlar. Fotoğraflarda çok güzel görünen parçalar bunlar... Tabii ki bu da sanatçıların konser ve kliplerinde bu parçaları kullanmak istemesini sağlıyor.
GÜLŞEN İLE SERÜVEN BAŞLADI
- Nasıl ulaşıyorlar size?
- Bazen stil danışmanları aracı oluyor. Bazen de Instagram'dan yazıyorlar.
- Ekranda görüp sizin giydirmek istediğiniz bir isim var mı peki hâlâ giydiremediğiniz?
- En çok giydirmek istediğim kişiyi hâlâ giydiremedim. Nil Karaibrahimgil... Yüzyüze geldiğimizde hep bunu konuşuyoruz. O da tasarımlarımı beğendiğini söylüyor. Bence de ona çok uygun tasarımlar. Ama bir türlü benden bir tasarımı giydiremedim henüz kendisine. Hatta tasarımlara mesela "Bu tam Nil elbisesi. Bu tam Nil'lik. Tam onluk" diyoruz kendi aramızda. O da bana "Çok beğendiğim şeyler var" diyor. Ama karşılıklı bir türlü bir aksiyon alamadık.
- İlk ne zaman Sudi Etuz markası, sahnede hepimizin hafızalarına kazındı hatırlıyor musunuz?
- Gülşen'i doğumdan sonraki ilk performansında ben giydirdim. Oğlu Azur Benan doğalı henüz 26 gün olmuştu. Uludağ'daki bu konsere herkes büyük ilgi gösterdi. Ve benim tasarladığım hologramlı elbise çok konuşuldu. Elbisesiyle o dönem Karlar Kraliçesi'ne benzetilmişti.
- Nasıl size ulaştı peki?
- İsmim yok, tasarımlarım çok konuşulmuyor. Daha yeniyim. Bahar Kongel bizi bir araya getirdi. Bana güvendi bir şekilde. Evine gittik. Benim imzam haline gelen o fırfırlı kolları ilk yaptığım tasarımdır. Bembeyaz bir elbise istedi. Çok titizdi. Çok kibar, çok başarılı, asla kapris yapmayan gerçek bir star... Onunla Bursa'ya gittik. Konser için giydirdik. Çok beğenildi. Gülşen ile popstar serüvenim başlamış oldu. Onda sonra Edis'i giydirdim.
- Kadınlar için tasarım yapan bir tasarımcı, erkek koleksiyonunuz yok. Nasıl güvendi peki, bir tedirginlik olmadı mı?
- Yok, hiç. Aşırı güvendi. Çok rahat, çok kendinden emin. "Hiç erkek koleksiyonum yok" diyorum. "Yaparsın, yaparsın" diyor. İnanılmaz güvendi bana. Çok tatlıydı. Karşınızdaki insan çok rahat olunca siz de rahat ediyorsunuz sanırım. Tedirginlik olmuyor. Ortaya da herkesin içine sinen başarılı bir iş çıkıyor.
ÜNLÜLERDE ARTİST KAPRİSİ YOK
- Peki zor mu bu kadar ünlü isimlerle çalışmak?
- Yok aslında. Ünlülerde artist kaprisi dediğimiz şey yok. Ama bazı ünlü olmayanlar da çok daha fazla evham ve stres oluyor. Çok enteresan değişik bir şey aslında bu da. Binlerce kişinin önüne çıkan, bir küçük hatası günlerce konuşulan insanların bu kadar rahat olması size güven veriyor. Yeni jenerasyon müzisyenler hem çok titiz hem de çok rahatlar mesela.
- En son kim giydi sizin tasarımınızı?
- Zeynep Bastık giydi. Harbiye'de... O da çok tatlı. Beni ve tasarımlarımı çok seviyormuş. Arada benden giyiniyordu. Sonra Harbiye'de Sudi Etuz giymek istediğini söyledi. Son defiledeki parçalardan birini beğendi. Bire bir hiç tadilat yapmadan hemen giydi.
POPSTAR SATTIRIYOR
- Peki bu ünlü isimlerin hayranlarının tepkisi nasıl oluyor? Sizin markanızdan alışveriş yapıyorlar mı mesela
- Tabii ki sahnede giyilen o iddialı tasarımı satın almıyorlar. Ama marka popülerleşiyor ve daha geniş kitleler tarafından tanınıyor. Marka bilinirliği artıyor. Popstar sattırıyor. Hayranları sosyal medyadan takip ediyorlar bizi. Bize, markaya sempati duymaya başlıyorlar. Popülerleşiyor marka. İşbirliklerinin kapısını açıyor. Morhipo işbirliği mesela çok iyi gitti böylece.
- Yurt dışından var mı peki size ulaşan ünlü isimler?
- Miley Cyrus için istediler. Lady Gaga için istediler. Lorde ve Charlie X giydi. Sosyal medyadan ulaşıyorlar. Henüz yurt dışında bire bir çalıştığım bir show room yok. Yabancı PR ajanslarından teklifte bulunanlar var ama henüz çok yeniyiz. Üç yıl dolu dolu markanın geçmişi. Biraz daha markanın altyapısını doldurmak lazım.
- Nedir bu markanın farkı?
- Street couture benim tarzım. Sokak modası da değil. Couture de değil. Benzeri çok da olmayan bir şey yapıyorum. İlk bir şeyleri keşfetmedim. Fark etmeden 80'lerden beri olan bir tarzı bir kesimi sokağa indirmeyi başardım sanırım farkım bu oldu. Üç yıllık bu marka, üretim dahil altı kişi tarafından yapılıyor. İlk başta üç kişiydik. Son altı aydır altı kişiyiz bu arada. Elif Cığızoğlu inanılmaz yol gösterdi bana. Eşim de hep çok destek oldu.
***
Modaya o yön veriyor
Kraliyet ailelerinin kıyafet tercihlerinin son dönemde en az popstarlar kadar etkili. İspanya Kraliçesi Letizia, Cambridge Düşesi Catherine, Monaco Prensesi Charlene ne giyse bulundukları coğrafya içinde milyonlarca kadına ilham veriyor. Ancak son dönemde onlardan daha etkili bir isim var o da Sussex Düşesi Meghan... Meghan'ın bu kadar popüler olmasında dünyanın en gözde bekarı Prens Harry ile 35'den sonra evlenmesi tabii ki etkili. Ancak Hollywood'da ismini duyuran, siyahi kana sahip olan, daha önce başından bir evlilik geçen ve eşinden yaşça büyük olan Meghan tam bir modern zaman prensesi... Belki de bu yüzden bu dönemin kadınları onun her şeyine bayılıyor. Lyst tarafından yapılan son anket de bunun bir ispatı... Meghan diğer tüm kraliyet ailelerinin üyelerini geri planda bırakaran 2019'un moda konusundaki en etkili ismi oldu.
***
Haftanın konuğu
Melis Göral'ın tercihleri
Son dönemin en popüler mücevher firmalarından biri olan Melis Goral Jewelry'nin kurucusu Melis Göral ile yeni sezon trendlerini, alışveriş rotalarını ve dolabındaki kurtarıcı parçaları konuştuk
* Yeni sezon için ilk olarak Salvatore Ferragamo'dan bir deri ceket satın aldım.
* Trendleri işim gereği de tabii takip ederim, ama herkesin üzerinde çok sık görülen ürünleri tercih etmem. Her sezon dolabımdaki diğer parçalarıma ve tarzıma uyan yenilikler dahil ederim.
* Mücevherleri saymazsak dolabımda kesinlikle ayakkabı ve ceket en çok bulunan parçalar.
* Dolabımdaki en eski parça ailemdeki büyüklerden kalan pırlanta bir kolye.
* Kesinlikle külotlu çorap giymem.
* Bu kış dolabımı daha açık renk yapmaya karar verdim. Krem ve nude tonlarıyla da her zamankinden açık tonlarda giyeneceğim gibi gözüküyor.
* Bu sezon için benim kurtarıcı kombinim hafif oversize pantolon-ceket takımlar ile kaşmir kazaklar.
***
Moda kazanı
GIGI ELİNDEN AYAKKABI
Podyumların son dönemdeki en önemli isimlerinden biri olan Gigi Hadid, Reebok markası için yeni bir giyim ve ayakkabı koleksiyonu hazırladı. Manken ve marka arasındaki tasarım ortaklığının ikinci koleksiyonun ilham kaynağıysa Hadid'in doğadaki çocukluk anıları... Ünlü manken ilgi gören koleksiyonuyla ilgili olarak, "Doğayla ilgili her şey bana ilham veriyor. Işık, renkler, enerji, karmaşıklık. İkinci sezon koleksiyonum, bu ilhamdan yola çıkıyor ve her sıcaklıkta ve ortamda sizi desteklemek ve sizinle birlikte çalışmak üzere tasarlandı" diye konuşuyor.
BARBIE'DEN YARDIM
Kız çocuklarının modayla tanşması oyuncak bebeklerle başlıyor. İşte bu nedenle aldığınız bebeklerin önemi büyük. Bu amaçla 60'ıncı yaşına özel bir oyuncak bebek koleksiyonu hazırlayan Barbie, kız çocuklarının istedikleri her mesleği yapabileceğinin altını çiziyor. Ve 31 Kasım'a kadar satın alacağınız her kariyer bebeği ile çocukların geleceği için TEGV'e 10 TL yardım yapmış oluyorsunuz.
DOĞAYA DÖNME ZAMANI
Sonbahar ve kış demek aslına bakarsanız belki de doğada daha fazla zaman geçirmek ve tabiatın tadını çıkarmak demek. Doğa yürüyüşlerinden, kayak tatillerine kadar dolabımızdaki herşeyi yeniden gözden geçirmeye başladığımız şu dönemde birçok marka da yeni koleksiyonlarıyla dikkat çekiyor. Bunlardan biri de Timberland... Markanın en dikkat çekici özelliyse doğaya olan yakınlığının altını doğayı koruyarak çiziyor oluşu. Marka bünyesinde geri dönüşüm ve sürdürülebilir ürün tasarımı felsefesini yansıtan ürünlerinin yüzde 50'si dönüştürülmüş plastik içeriğe sahip.