İstanbul'un tam anlamıyla sanata doyduğu bir ay oluyor. Sergiler, açılışlar, galerilerin programları derken, insan hangisine yetişeceğini şaşırıyor. Oysa yaz döneminde İstanbul'da her şey son derece sessiz sakindi... Ya da en azından sanatseverler öyle sanıyordu. Oysa bu ayın, böylesine dolu dolu geçebilmesi için arka planda hummalı bir çalışma sürdü yaz boyunca... Eylülü güzelleştiren sergilerin, açılışların arka planında kalan onlarca isim ancak rahat bir nefes alabildi. Kim mi o isimler? Onlar, İstanbul Modern'de Canan Tolon'un eserlerinin kurulumunu yapanlar, 16. İstanbul Benali için ter dökenler, yarın sona erecek Contemporary Istanbul için Lütfü Kırdar'da sabahlayanlar... İstanbul'da eylülün sanatla güzelleşmesini sağlayanlar, sergilerin perde arkasını anlattı..
MEKAN DEĞİŞTİRİLDİ
16. İstanbul Bienali sergilerinin kurulumu 15 Temmuz tarihinde Haliç Tersaneleri'nde başladı. Bienalin diğer iki mekânı, Pera Müzesi ve Büyükada'da ise 1 Ağustos itibariyle ekipler çalışmalara başladı. Ancak Haliç Tersaneleri'nde, eski binalardaki asbestli malzemelerin temizlik çalışmalarının henüz tamamlanamadığı tespit edilince, çevre ve insan sağlığı üzerinde oluşabilecek riskler göz önüne alınıp mekan değişikliğine gidildi ve İstanbul Resim Heykel Müzesi'nin kurulumuna başlandı. 10 Eylül Salı günü başlayan ön izleme günleri itibariyle 37 sanatçının eseri yaklaşık bir ay gibi kısa bir sürede kuruldu.
Bazı eserlerin yerleştirmesi için sanatçıların kendi teknik asistanları yurt dışından geldi. Ancak işlerin neredeyse tamamını bienal ekibi kurdu. Bienal'in kurulum ekipleri farklı disiplinlerden sanata ilgi duyan öğrenciler ve bu alanda tecrübe sahibi profesyonellerden oluşuyor.
Bienal sanatçılarından Max Hooper Schneider'in yerleştirmesinde 25 adet küp karpuz olması gerekiyordu. Türkiye'de bunu üreten tek bir firma var ve çok zorlu bir iş. Ekilen karpuzlar üç ayrı dönemde üretildi ve üç seferde de hastalandılar. Dördüncü seferde üretilen karpuzlar sergiden ancak bir gün önce kalıptan çıkarıldı ve mekana yerleştirilebildi.
Bu bienaldeki en ağır eser Rebecca Belmore'un İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'nin en alt katında yer alan 1,5 tonluk eseri. Eser örümcek vinçle mekana getirildi ve kurulumu mekanda yapıldı.
FUAR OLUR DA SABAHLANMAZ MI!
Contemporary İstanbul sadece dört gün sürüyor ama tam anlamıyla dev bir kadroyla bu dört güne hazırlanılıyor.
Fuarda toplam bin 300 kişi çalıştı. Üstelik fuar kapandığı andan itibaren bir sonraki yıla yönelik çalışmalara başlamak için planlar yapıldı bile. Hedef galeri sayısı, katılımcı sayısı, özel projeler, seçici kurul dinlenmeye bile fırsat bulamadı.
Fuar öncesinde kurulum aşaması altı günde tamamlandı.
Bazı yabancı sanatçılar eserlerini kendileri yerleştirmek istediler. Bunun için ülkelerinden Türkiye'ye geldiler ve eser yerleştirmelerini kendileri yaptılar.
Güvenlik için Contemporary Istanbul ve Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nin ekipleri ortak çalışıyor. Zaten çok sıkı ve iyi bir sistem var.
Recent Aqusition'da koleksiyonculara ait eserler sergileniyor. Bunların kurulumu ve yerleştirilmesinde daha dikkatli ve özenli olunması gerekiyordu. Bunun yanı sıra Plugin'deki eserler daha teknolojik ve dijital olduğu için kurulumunda daha hassas olunması gerekti.
Fuar olur da sabahlama olmaz mı! Her Contemporary döneminde olduğu gibi, ekibin büyük bölümü sabahlara kadar çalıştı. Ekip bu dönemi "Yorucu ama anısı olan özel dönemler" olarak tanımlıyor.
Plugin'de sergilenen The One ve açık hava heykel sergisinde yer alan Materiality of the Invisible isimli heykeller bu fuarın kütlece en ağır eserleriydi.
TOLON'UN SERGİSİNE DEMİRCİ VE AYNACILARIN KATKISI BÜYÜK
İstanbul Modern'deki sergi kurulumlarında ortalama 10 kişi çalıştı. Müze ekibi dışında sergi kurulum konusunda uzmanlaşan bir şirketten destek aldılar. Canan Tolon'un Sen Söyle sergisinin kurulumu ise yaklaşık 10 gün sürdü.
Eser-kayıt ve sergi bölümünde genellikle sanat tarihi, sanat yönetimi, restorasyon alanında eğitim alanlar çalışıyor. Teknik ve mekanik bölümünde ise bu alanda uzmanlaşmış kişiler yer alıyor. Sergi kurulumu aynı zamanda mimari bir süreci de gerektirdiği için, sergide mimarın rolü çok önemli. Bu sergideki yerleştirmelerin kurulumunda demirci, aynacı gibi zanaatkârların katkısı da büyük oldu.
Özellikle ayna ve demir konstrüksiyon kullanılan yerleştirmelerin hazırlıklarına çok önceden başlandı. Her biri için ayrı mimari çizimler yapıldı, özel bölüm ve odalar inşa edildi. Hem mekânın koşullarına hem de uygulamayı gerçekleştirecek zanaatkârlarla öncesinde konuşuldu, görüşleri alındı. Serginin kurulumu sanatçı Canan Tolon ve sergi küratörü Levent Çalıkoğlu ve asistan küratör Deniz Pehlivaner eşliğinde gerçekleştirildi.
Elbette her sergide olduğu gibi kurulumlar sırasına geç saatlere kadar çalıştı ekip...
Gelelim serginin en ağır eserine; Sanatçının ilk kez İstanbul Modern'deki sergisinde izleyiciyle buluşan Manège adlı yerleştirmesi 375 kg ağırlığında.