Şener Şen'den Serenay Sarıkaya'ya, Ozan Güven'den Bergüzar Korel'e popüler kültürün pek çok önemli ismi artık sahnelerde boy göstermeye başladı. Seyirci de hemen hiçbir oyuna kayıtsız kalmıyor. Tabii bir de oyunun afişinde star bir isim varsa o zaman satışlar otomatik olarak artıyor... Eskiden tiyatro yapan oyuncular bile "Tiyatrodan para kazanılmaz" derdi. Bu algı artık kırıldı. Günümüzde tiyatronun sektörleşmesiyle birlikte önemli bir de ekonomisi oluştu. Yani, kaşesi yüksek popüler pek çok oyuncu, bir sezon hiç dizi yapmadan sadece bir oyunla sahneye çıkarak rahatlıkla geçinebilecek duruma geldi. İşte biz de oluşan bu tiyatro ekonomisini, her geçen gün tiyatroya olan ilginin neden arttığını konuşmak üzere yapımcı Nisan Ceren Göknel ile bir araya geldik. Göknel, 16 yıldır ortada 'tiyatro yapımcılığı' diye bir kavram yokken bu işlere başlayan, oyunları uluslararası arenada boy göstermiş, ödüller almış ve üniversitede yapımcılık dersi vermiş kelimenin tam anlamıyla duayen bir isim. Şu an sahnelenmeye devam eden Alice Müzikali, Dünyada Karşılaşmış Gibi, Arzu Tramvayı ve Terk gibi geçtiğimiz sezonun en çok ses getiren oyunlarının yapımcısı... Göknel şimdi de Evlat adlı yeni bir oyunun hazırlığı içinde...
- Öncelikle yapımcılığını yaptığınız işlerin hepsi yüksek prodüksiyonlu. Bunun altından nasıl kalkıyorsunuz? - Bence orada mesele, ölçeği doğru belirlemek. Yani oyuncudan iletişime kadar baştan çok iyi planlamak çok önemli. Bir çeşit yapım tasarım gibi aslında, ben öyle çalışan bir yapımcıyım. Bunu doğru yaptığınızda geri dönüşü oluyor. Evet, sahne üstünde bir sanat eseri sahneye konuyor ama bir de onun iş tarafı var. Planlama, ekipler...
- Bir de yorum tarafı var...
- Tabii... Hangi metnin, hangi yönetmenle, hangi oyuncularla ele alınacağı; kimin kiminle buluştuğu çok önemli. Esere yorumu doğru katabilecek kişi olması gerek. Arzu Tramvayı buna çok güzel örnek. Arzu Tramvayı'nın bu başarısında Hira Tekindor'un yorumu yadsınamaz. Metni çok doğru okuyup dramaturjisi, dekoru her şeyiyle Broadway mantığıyla koydu.
- Alice Müzikali de çok ses getirdi. 27 oyunda, 60 bin kişiye ulaştı. Bu kadar ilgi göreceğini bekliyor muydunuz?
- Bekliyorduk. Yapılan işin iyi çıktığına inandığımız için çok iyi satacağını düşünüyorduk. Yatırım da buna güvenilerek yapıldı. Çok yetenekli popüler bir oyuncu var, Serenay Sarıkaya... Çok kuvvetli bir kadro oluşturuldu. Metin yazdırıldı, dekor, dijital efektler, müzik... Bütün konularda çok ciddi emek harcandı. Hiçbir zaman azla yetinilmedi. Oyuncular, teknik ekip acayip bir enerji yakaladı.
- Serenay Sarıkaya için bir şey söylemek ister misiniz?
- Çok çalışkan bir oyuncu. Her zaman söylüyorum sahne sanatları çok iyi bir oyuncu kazandı. Ezgi, Enis, Merve, İbrahim, Şükrü hepsi çok iyiler...
- Bu oyuncular yıldız isimler. Yeşilçam'da star sistemi vardı. Tiyatroda da star sistemi çalışıyor diyebilir miyiz?
- Star sistemi tiyatroda yüzde 100 çalışıyor diyemeyiz. Tiyatronun kendi starları var bence. Zerrin Tekindor onlardan biri. Dünyada Karşılaşmış Gibi oyununda oynayan herkes bir tiyatro starı. Televizyonda olmak zorunda değiller ama hangi oyunu yaparlarsa yapsınlar seyircinin takip ettiği isimler.
- Peki, bileti sattıran oyuncu mudur, oyun mudur?
- İkisi de. Kısa vadede oyuncu olabilir, uzun vadede oyundur. Seyirci iyi bir şey izlemezse o oyun hiçbir şey ifade etmez.
Yüksek kaşeler var artık
"Tiyatrodan para kazanılmaz" derler. Tiyatroda para yok mu gerçekten? - Eskiden yokmuş ama şimdi bunu söyleyemeyiz. Doğru ölçeklendirme yaparsanız para kazanılıyor. "Para kazanılmaz, para yok" diye bir şey kalmadı artık. Tabii burada beklentiniz ne? O da önemli. Bu sezon zaten tiyatroda da tatmin edici bütçeler başladı. Hatta biraz fazla yukarıdan konuşulmaya da başlandı. Tabii ki bir televizyon dizisi kadar değil ama çok düşük kaşelerden yüksek kaşelere geçildi. Tiyatroda para var, yok algısı doğru bir yaklaşım değil. Önemli olan oyuncusundan arkada çalışan ekibe kadar herkesin kendi ekonomisinin olabilmesi. - Tiyatroya sonradan mı kıymet verildi? - Eskiden tiyatrocular tiyatro yapardı. Tiyatro daha sıkıcı bulunan tiyatrocuların çok kapalı yaptıkları, içlerine çok fazla kimseyi almadıkları, eğitimli değilseniz dışlandığınız bir yerdi. Ama hiç bu eğitimi almamış çok yetenekli oyuncular da var. Son 10-15 yılda oyunculuğa bakış açısı da değişti.
16 yılda 30 oyuna 300 binden fazla bilet satılmış
- Tiyatro yapımcılığı diye bir kavram oluştu... Sektöre tiyatro yapımcılığı kavramını getiren ilk kişisiniz desek yanlış olmaz sanırım. - 16 yıldır sadece bu işi yapıyorum. 10 yıl önce tiyatroda yapımcılık kavramından bahsedilmiyordu, sanat ile para yan yana gelemez gibi bir algı vardı. Bu algının değişmiş olması sektörleşmeye doğru gitmek çok olumlu. - Yapımcılığını üstlendiğiniz 30 oyuna 300 binden fazla bilet satılmış... - Evet, bana bu sorulmuştu ben de hesaplamıştım. 50'den fazla oyun okuyorum yılda. Yapılan her iş önce bana geliyor desem yanlış olmaz. Yapımcılıkla ilgili aslında şöyle bir yanlış anlaşılma var. Yapımcı her zaman parayı koyan kişi değil. Dünyada da böyle. Kimi prodüksiyonu kendi parasıyla yaparken bazen de finansman bulur. Önemli olan doğru yatırımı doğru projeyle buluşturmak.